AKŞAM POSTASI

Almanya'da yaşayan Boğaziçili Mustafa, 'Siz İsteyin, Biz Döneriz' hareketini anlattı

'Siz İsteyin, Biz Döneriz' hareketinden Almanya'da yaşayan Boğaziçi Üniversitesi mezunu Mustafa, "Doğduğumuz topraklara bir katkı vermek umudundayız ve verebileceğimiz bir şans olsun istiyoruz. Biz de dönelim, emek verelim istiyoruz" dedi.
Sitede oku
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, yurtdışında yaşayan gençlere Türkiye'ye dönmeleri için çağrıda bulundu.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Boğaziçi Üniversitesi mezunu öğrencileri de 'Siz İsteyin, Biz Döneriz' hareketi başlattı.

Kılıçdaroğlu yayınlanan videoya, “Gelin evlatlarım, dönün gençler. Bu ülkenin size ihtiyacı var. Sizin hayalleriniz benim hedefimdir” diye yanıt verdi.

'Siz İsteyin, Biz Döneriz' hareketinden Boğaziçi mezunu Mustafa, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuk oldu.

Almanya’da hayatını sürdüren Boğaziçili Mustafa’nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Yurtdışına eğitim ya da iş dolayısıyla gidiyoruz ama büyüdüğümüz şehir, ailemiz ve arkadaşlarımız Türkiye’deler. Doğduğumuz topraklara bir katkı vermek umudundayız ve verebileceğimiz bir şans olsun istiyoruz. Biz de dönelim emek verelim istiyoruz. Seçimden sonraki zamanlar için bizim de umutlarımız var. Biz de bu umutları bir nebze olsun artırmak istedik ve böyle bir video yaptık.

Siyasi olarak özgürlüklerin kısıtlanması, ekonomik kriz, Boğaziçi’nde hepimizin gördüğü baskı ve akademik özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik uygulamalar bizi yurtdışına kaçmaya itmişti. Yurtdışında gerçekten Türkiye’ye hizmet etmek isteyen, katkı sağlamak isteyen insanlar var ama insan kayırma durumlarından dolayı ortam bulup çalışamıyor çünkü orada bir tanıdığı yok. Bu tür problemlerden dolayı Türkiye’den çıkış yapmıştık ama hala hepimizin gönlünde keşke bir şeyler düzelse de başka ülkelere verdiğimiz katkıyı kendi ülkemize verebilsek düşüncesinde olan insanlarız.

Ben, küçük bir Anadolu şehrinde doğum büyüdüm ve Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanana kadar farklı farklı insanlarla bir arada bulunma şansım olmamıştı. Boğaziçi Üniversitesi’nin çok özel bir kültürü vardı ve her kesimden insanlarla tanışabiliyordunuz. Eskiden belki de saygı bile duymadığım insanlarla bir araya gelip onlarla arkadaş oldum ve o insanlarla bir arada bulunmanın dünya görüşümü değiştirdiğini fark etmiştim. Boğaziçi’nde en çok zarar verilen konu da bu oldu diyebilirim.”

Yorum yaz