ABD ile müttefiklerinin Arap İsyanları dönemini fırsat bilerek 2011'de Suriye'de çıkardığı vekalet savaşındaki yenilgisi, Arap Birliği'nin "Suriye'nin birlik çalışmalarına katılımı 7 Mayıs'tan itibaren yeniden başladı" açıklamasıyla tescillenirken, gözler yeni dönemin nasıl ilerleyeceğine çevrildi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmeye çalışmış Arap Birliği üyeleri, 12 yıl sonra bükemedikleri eli sıkma yoluna giderken, Katar, bir istisna olarak kalma iddiasında.
Katar: Siyasi çözüm olmadan olmaz
Katar Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin Arap Birliği'ne geri döndürülmesi lehine oylamanın Doha'nın Şam'la ilişkileri normalleştirme koşullarını değiştirmediğini duyurdu.
Katar Dışişleri Sözcüsü Macit Ensari, şunları söyledi:
"Katar her zaman Arapların mutabakata vardığı her şeyi desteklemeye çalışır ve buna da engel olmayacaktır. Ancak Katar'ın Suriye rejimiyle normalleşme konusundaki resmi duruşu, öncelikle kardeş Suriye halkının özlemlerini gerçekleştiren siyasi bir çözüme ulaşma konusundaki ilerlemeyle bağlantılı bir karardır."
'Arap Birliği kararının, öncelikle Suriye rejimini üyeliğinin askıya alınmasına yol açan krizin köklerini ve Suriye halkının sorunlarını çözmeye motive edeceğini umduğundan' söz eden Ensari, Şam'ın 'komşu Arap ülkeleriyle ilişkilerini bölgenin güvenlik ve istikrarını artıracak şekilde geliştirmesini' temenni etti.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman bin Casim el Sani, geçen ay yaptığı açıklamada, Suriye'nin İhvan, cihatçılar ve ABD'nin desteklediği diğer gruplar tarafından parçalanmasına yönelik Washington'ın söylemini yankılamıştı:
"Katar'ın tavrı net: Suriye'nin üyeliğinin askıya alınmasının sebepleri var ve bu sebepler hala geçerli. Suriye'de siyasi çözüm olmalı... Siyasi çözümsüz adım atmıyoruz. (Arap Birliği'nde) Her ülkenin kendi kararı ve egemenlik hakkı var."
Şam, kararı 'ilgiyle karşıladı'
Şam, kurucusu olduğu Arap Birliği'nden yasadışı şekilde dışlanmasından 12 yıl sonra çark edilmesini temkinli karşıladı. Suriye Dışişleri Bakanlığı, "Kararı ilgiyle karşılayan Suriye, aynı bağlamda, Arap ülkelerinin karşı karşıya olduğu zorluklarla yüzleşmek için diyalog ve ortak eylemin önemini vurgulamaktadır" açıklamasını yaptı.
Açıklamada "Arap Birliği’nin kurucu üyesi Suriye, ortak Arap eylemi ve işbirliğini güçlendirme ihtiyacı konusundaki sürekli tutumunu tazeliyor. Bir sonraki aşamanın diyaloğa, karşılıklı saygıya ve Arap ulusunun ortak çıkarlarına dayalı ikili ve kolektif düzeylerde etkili ve yapıcı Arap yaklaşımı gerektirdiğini vurguluyor" denildi.
Tahran: Yeni bir zafer
İran Dışişleri, Arap Birliği kararını "İran'ın memnuniyetle karşıladığı yeni bir zafer" diye niteledi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, "İslam ülkelerinin ihtilafları çözmesi ve yakınlaşması olumlu sonuçlar doğurmakta ve bölgesel meselelere dış müdahalenin önlenmesine zemin hazırlamaktadır" diyerek şöyle devam etti:
"Arap hükümetlerinin Suriye'nin Arap Birliği toplantılarına katılmasını mümkün kılmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve bölge ülkelerinin bölgede yeni bir yol izleyebileceğini umuyoruz."
'Reisi'nin ziyareti, ortak zafer kutlamasıydı'
Kenani, Arap Birliği'nin kararını açıklamasından önce İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Şam'a yaptığı ziyaretin 'Suriye’de ortak zafer kutlaması anlamı taşıdığını' belirtti.
Lübnan: Araplar doğru yola geri döndü
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Arap Birliği kararının 'birleşik bir Arap duruşuna doğru atılmış doğru bir adım olduğunu' mesajını verdi:
"Yıllarca ertelemeden sonra gelen bu karar, Arap sağduyusuna ve doğru davranışına dönüş yolunda doğru yönde atılmış bir adımdır. Suriye'nin Araplara dönüşü ve Arapların Suriye'ye dönüşüyle birlikte, ortak Arap eyleminin yeniden dirilişi için bir umut ışığı var."
Lübnan Dışişleri Bakanı Vekili Abdallah Bouhabib de "Lübnan, Suriye'nin Arap Birliği'ne dönmesi için ilk çağrıda bulunanlardan biriydi ve üyeliğinin askıya alınmasına karşıydı" hatırlatmasını yaptı.