Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2013'te IMF'yi bir daha Türkiye'ye uğramamak üzere gönderdik
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, "2013'te IMF'yi bir daha Türkiye'ye uğramamak üzere gönderdik. CHP'nin sözcüsü aynı zamanda Merkez Bankasında bir ara görev yapan kişi, bunlar beraber otellerin lobilerinde ne yaptılar, IMF ile görüştüler. Neymiş, IMF'den borç almamız lazımmış. Hadi oradan, bizim buna ihtiyacımız yok" dedi.
Sitede okuCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti.
Kayseri'yi ve Kayserilileri selamlayan Erdoğan, 10 ay sonra bir kez daha bu kenti görmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu söyledi.
'Yıkık ve acil yıkılacak binaların enkazını kaldırdık'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerini ve artçı sarsıntıları yakından hisseden Kayseri'ye geçmiş olsun dileklerini iletti.
Depremden sonra afetzedelerin en fazla göç ettiği illerin başında Kayseri'nin geldiğini aktaran Erdoğan, Kayseri Büyükşehir Belediyesine deprem bölgesinde büyük bir gayret ortaya koyduğu için teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asrın felaketini yaşamış, 50 bini aşkın insanımızı toprağa vermiş olsak da devlet-millet el ele yaralarımızı sarıyoruz. Yıkık ve acil yıkılacak binaların enkazını kaldırdık. Deprem konutlarının inşasına süratle başladık. Durmuyoruz, çalışıyoruz. Toplam 837 bin 500 çadırın ve 100 bin konteynerin kurulumunu yaptık. İnşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısında 141 bin 300, temeli atılan konut ve köy evi sayısında ise 58 bin 630 rakamına ulaştık." diye konuştu.
Erdoğan, resmi rakamla Kayseri mitingine 135 bin kişinin katıldığını bildirdi.
'Yeniden o rakamları yakalayacağız'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bugün milli geliri yaklaşık 1 trilyon dolara ulaşan bir Türkiye varsa, yıllık 36 milyar yerine 255 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye varsa, tarımsal gayri safi hasılası 407 milyar lirayı geçen bir Türkiye varsa... Merkez Bankası rezervi 27,5 milyar dolardı, şimdi 115 milyar dolara ulaştı. IMF'ye borcumuz neydi hatırlayın, 23,5 milyar dolar. Şimdi burada bir şey söyleyeceğim. Davos'tayız, bebecan o zaman benim bakanım, IMF Başkanı'yla konuşuyoruz, IMF Başkanı diyor ki, böyle böyle siyaseten bizi idare edeceklermiş. Dedim ki 'Siz alacaklarınızı tahsil ediyor musunuz?', 'Ediyoruz.' 'Ama Türkiye'nin Başbakanı benim, sen değilsin. Türkiye'nin siyasetine ben yön veririm ben.' Tabii bebecan kızardı, bozardı, böyle şeylere alışık değiller. 2013'te IMF'yi bir daha Türkiye'ye uğramamak üzere gönderdik. CHP'nin sözcüsü aynı zamanda Merkez Bankasında bir ara görev yapan kişi, bunlar beraber otellerin lobilerinde ne yaptılar, IMF ile görüştüler. Neymiş, IMF'den borç almamız lazımmış. Hadi oradan, bizim buna ihtiyacımız yok. 2013'ten beri bir kuruş almadık, ne oldu, ne kaybettik? Hiç. Onunla birlikte 27,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervimiz de şu an itibarıyla 115 milyar dolara çıktı. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara da çıkmıştık. Yeniden o rakamları yakalayacağız. İstihdamını 32 milyon sınırına getiren, yıllık 51,5 milyon turist ağırlayan, turizm geliri her yıl artan bir Türkiye varsa, depreme rağmen emeklisini, işçisini, memurunu enflasyona ezdirmeyen ekonomisiyle bir Türkiye gerçeği varsa bunu sizlerle birlikte sırt sırta vererek başardık."
14 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin ardından eser ve hizmetlere yenilerini ekleyeceklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapana kadar durmadan çalışacağız. Bunu da son 21 yıldır olduğu gibi yine hep birlikte gerçekleştireceğiz. Biliyorsunuz yurt dışında oy verme işleri 27 Nisan'da başladı, 9 Mayıs'a kadar devam ediyor. Yurt dışında çok ciddi sayıda Kayserili kardeşim var. Sandıklar kapanmadan mutlaka onlara ulaşmalıyız. Bu kritik dönemde, ana vatanlarına sahip çıkmalarını isteyeceğiz. Cumhurbaşkanlığında şahsımıza, milletvekilliğinde Cumhur İttifakı'na desteklerini talep edeceğiz. Bu meseleyi hallettikten sonra 14 Mayıs'a kadar Kayseri'de çalışacağız. Buraya gelemeyen eşimizin, dostumuzun veya komşumuzun kapısını çalacağız. Benim selamımı söyleyecek, kırgınlık, kızgınlık, küskünlük varsa gönlünü alacak, Türkiye Yüzyılı için oyuna talip olduğumuzu söyleyeceğiz. 2002'den beri nasıl sandıktan önce işi bitirdiysek, 14 Mayıs'ta da aynısını yapacağız."
Erdoğan, elini vicdanına koyan herkesin hizmet aşklarını takdir ettiğini belirterek, "20 sene öncesini hatırlayanlar, ülkemizin nereden nereye geldiğini görüyor. Artık dünya standardında yollara, hastanelere, havalimanlarına, tünellere, görenlerin hayranlıkla baktığı köprülere sahibiz. Artık Avrupa'nın bile ötesinde bir sağlık sistemine, sosyal güvenlik sistemine, dijital altyapıya, elektronik devlete sahibiz. Artık kendi alanında dünyanın en gelişmiş teknolojileriyle donatılmış İHA'lara, SİHA'lara, Akıncı'lara Kızılelma'lara, ANKA'lara sahibiz." ifadelerini kullandı.
'Sayısız projeyi devreye aldık'
Türkiye'nin tüm imkanlarını günden güne geliştirdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"CHP'li kardeşlerimize sormak lazım, bu bay bay Kemal ne yaptı? CHP'li belediyelerde ne yaptınız? İzmir'de, İstanbul'da, Ankara'da ne yaptınız? Onlar musluk açar, musluk kapar. Bay bay Kemal ve ortakları, inanın elleriyle kalp işareti yapmaktan bile aciz. Biz sayısız projeyi devreye aldık. Eserlerimizle hamdolsun Türkiye'de ses verdik. Gençlere ulaşmanın, gençlerimizi gerçek anlamda sevmenin nasıl olacağını gösterdik. Donanmamızın amiral gemisi TGC Anadolu'yu ordumuza teslim ettik. İstanbul'da yüzlerce kişi TCG Anadolu'yu gezdi. Şimdi ardından İzmir'e gönderdik. Şu anda İzmir'de. İzmir'de de yüzlerce kişi şu anda TCG Anadolu'yu geziyor. Bay bay Kemal, Kayseri'de 'Katarlılara sattılar.' yalanını attığı fabrikada yeni nesil Fırtına obüslerini ve Altay tankımızı ürettik. Adamın işi gücü yalan. CHP'li kardeşlerim de bu adamın bu yalanlarına uyuyor. Eser ortada. Ziya Paşa ne diyor? 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Şimdi bu hafta başında milli muharip uçağımız KAAN'ı hangardan çıkardık."
'Sapkın akımlar karşısında aile kurumunu güçlendireceğiz'
Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin yakıt çubuklarının gelmesiyle Türkiye'nin resmen nükleer güce sahip ülkeler ligine yükseldiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Muhalefetin 'fasa fiso' dediği Karadeniz doğalgazını milletimizin evine kadar getirdik. Kayseri'nin kışı inşallah artık eskisi kadar meşakkatli geçmeyecek. Faturalar gelmiştir, bu ay doğal gaz ücretsiz. Bir sene boyunca da benim Kayserili vatandaşım 25 metreküp doğal gazı ücretsiz kullanacak. Bir yıl boyunca mutfaklarda inşallah bayram olacak? Özellikle hanım kardeşlerime hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Bitmedi, etrafımızda doğal gaz ve petrol fışkırırken yıllarca bundan mahrum kaldık. Emekliye, işçiye, memura, gençlere, kadınlarımıza harcayacağımız 100 milyarlarca doları maalesef yabancı ülkelere fatura olarak ödedik. Artık bu para başkalarına gitmeyecek, milletimizin cebinde kalacak. Peki bu parayla ne yapacağız? Bir müjde daha veriyorum. Aile ve Gençlik Bankası kuracağız ve buranın gelirinin belli bir miktarını bu bankada rezerv edeceğiz. Sapkın akımlar karşısında aile kurumunu güçlendireceğiz. Mesela ev hanımlarımızı, primlerinin üçte birini buradan ödeyip emekli ederek kendi gelirlerine kavuşturacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evliliğe her adımlarında hibe ve kredi destekleriyle yanlarında olacağız. Kayserili gencimiz evlenmek istediği zaman gidecek 2 yılı ödemesiz, 48 ay vadeli, faizsiz 150 bin lira kredisini alacak düğününü yapacak. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimiz, bir kısmı hibe, bir kısmı uygun şartlarda kredi olmak üzere belli bir kaynağı yanlarında bulacak. Aile ve Gençlik Bankamızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan, Cudi-Gabar bölgesinde keşfedilen petrol rezervine atıfta bulunarak, "Günlük 100 bin varil üretim kapasitesine sahip petrol rezervi bulduk. Kuyumuza, bölücü örgütün daha gencecikken alçakça katlettiği şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın'ın ismini verdik. Karadeniz'deki doğal gazımızın kalitesi hamdolsun çok iyiydi. Gabar'daki petrolümüz de Kayseri'nin dillere destan üzüm pekmezi kıvamında. Gerçekten çok temiz, gravitesi iyi, ülkemizin günlük ihtiyacının onda birini karşılayacak önemli bir kaynağa sahip olduk." diye konuştu.
'Küçük esnaflarımızın prim ödeme gün sayısını SSK'lılarla eşitleyerek 7200 güne indiriyoruz'
Kuaför, manav, bakkal, tesisatçı, pazarcı gibi küçük esnaflara da bir müjde vermek istediğini dile getiren Erdoğan, "Küçük esnaflarımızın prim ödeme gün sayısını SSK'lılarla eşitleyerek 7200 güne indiriyoruz. Yeni dönemde yapacağımız ilk işlerden biri olacak bu çalışmadan inşallah 1 milyon küçük esnafımız faydalanacak. Tüm esnaf kardeşlerimize hayırlı olsun diyorum. Biz sadece eser ve hizmet siyaseti yapmıyoruz. Bizim ülkemize kazandıracak daha çok eserimiz, milletimize verecek daha çok müjdemiz var." ifadelerini kullandı.
'Güçlü aileniz olursa güçlü milletiniz olur'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazi Mustafa Kemal'in partisini marjinal örgütlerin, mezhep fanatiklerinin, LGBT savunucularının, milletin inancına, orta çağ karanlığı diyen edepsizlerin manda ve himaye heveslerinin yuvası haline dönüştürdüklerini" ifade ederek şunları söyledi:
"CHP LGBT'cidir, İYİ Parti LGBT'cidir, HDP LGBT'cidir. Diğerlerinden aykırı bir şey duydunuz mu? Onlar da LGBT'ci. Ama LGBT, AK Parti'nin semtine uğrayamaz, MHP'nin semtine uğrayamaz, Cumhur İttifakı'nın semtine uğrayamaz. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Aile bizde kutsaldır. Güçlü aileniz olursa güçlü milletiniz olur. Eğer güçlü aile olmazsa çürük bir milletle karşı karşıya kalırsınız."
Millet İttifakı'na yönelik, "Kayseri'ye gelince ne yapıyor bunlar? Milliyetçi maskesi takıyor. Van'a ve Ağrı'ya gidince bölücü örgütün uzantılarıyla kol kola miting düzenliyor." diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"Burada bayrak, vatan edebiyatı yapıyor, başka yerlere gidince 'Selo'ya özgürlük' diyor. Kim bu Selo? Diyarbakır'da benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan ahlaksız. Şimdi kendisini ziyaret ediyorlar, 'biz gelince Selo'ya özgürlük' diyor bay bay Kemal. Benim milletim 14 Mayıs'ta size yol vermeyecek ve Cumhur İttifakı, AK Parti, Erdoğan, iş başında olduğu sürece de siz Selo'yu, meloyu çıkartamazsınız. Herkese duymak istediğini söyleyen, kelimenin tam anlamıyla bir nabza göre şerbet ittifakıdır bu koalisyon. Bu ittifakta ilke yok, kırmızı çizgi yok, hassasiyet yok, devletin ve milletin bekasına dair hiçbir duruş yok. Proje ve vizyon zaten yok. Peki bunların yerine ne var? Bolca yalan var, palavra var, sahte gülüş var, maske var, renkten renge girme alışkanlığı var. Dün kara çaldığına, eleştirdiğine bugün sahip çıkma yüzsüzlüğü var. Tabii bir de bol bol bölücülere ve FETÖ'cülere verilmiş sözler var."
'Bölücü örgütün uzantılarına verilmiş tehlikeli tavizler var'
"Amerika'daki hamburgercide yenen büyük lokmalar var, o lokmalar kimlerle paylaşıldı?" sorusunu yönelten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bölücü örgütün uzantılarına verilmiş tehlikeli tavizler var. Her gün terör örgütünün bir elebaşı veya sözcüsü çıkıyor, bay bay Kemal için açıkça oy istiyor. Kardeşlerim şu Avrupa, Fransa'sı, Almanya'sı, İngiltere'si, acaba bu kardeşinize niye saldırıyor? Türkiye'yi sevdikleri için mi, Türkiye'de beklediklerini bulamadıkları için. İnşallah 14 Mayıs'ta bu sandıkları onlara, mezar etmeye var mıyız? FETÖ'cüler yurt dışında, bay bay Kemal'in parti delegesi gibi koşturuyor. Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergiler zaten bunun için çalışıyor. Tüm bunlar ayan beyan ortadayken ne bay bay Kemal ne de ortakları bu kepazeliklere hiçbir tepki göstermiyor. Hadi bay bay Kemal'i anlıyoruz. Onun diyet borcu var, istese de konuşamaz. Koalisyonun milliyetçilik iddiasındaki ortağı Meral Hanım niye susuyor? Ha söyle bakalım. LGBT'yle ilgili ne söyledin bugüne kadar? Bir ona bir bana diyerek oy istediği adaylarının bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla ne pahasına anlaştığını niçin açıklamıyor? Yasin Börü ve 51 insanımızın katillerini azmettiren Selo'nun bay bay Kemal'e oy dilenmesinin sebeplerini niçin izah etmiyor? Bunlar şecaat arz ederken sirkatin söyleyenlerden."
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bay bay Kemal önceki gün çıkmış, 10 yıl sonra, '17-25 Aralık girişimindeki her şey montajdı' diyor. Şimdi ben bu iftiracıya Kayseri'den soruyorum. Madem montaj olduğunu, iftira olduğunu bal gibi biliyordun, niçin bunları meydan meydan millete dinlettin? Madem yalan olduğunu, uydurma olduğunu biliyordun, niçin aylarca Meclis kürsüsünde o yalanlar üzerinde tepindin. Madem 17-25 Aralık'ın FETÖ'nün bir kumpası olduğunu biliyordun, bu darbe girişimine neden ortak oldun? Seni bu yalan ve iftira furyasına öncülük etmeye kim zorladı? Seni bu çamur siyasetine kim bulaştırdı? Hangi örgüt bulaştırdı? 15 Temmuz destanına 'kontrollü darbe' diyerek lekelemeni senden kimler istedi? Bay bay Kemal'in artık bu sorulara cevap verme vakti gelmiştir. Bay bay Kemal bu millete ve Türk siyasetine bir iyilik yapmak istiyorsa, çıkmalı üzerindeki şüphe bulutlarını cesaretle kaldırmalıdır. Şayet gerçekten helalleşmek istiyorsa önce buradan başlamalıdır. Biz ülkemize ve milletimize, sorumluluğumuzun gereği olarak bu meseleyi sonuna kadar takip edeceğiz."