Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Van'da Beşyol Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, 14 Mayıs'taki seçimlerin çok önemli olduğunu söyledi.
Seçimde, ikinci yüzyılın da heba olmaması için çok dikkatli olunması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 21 yıl süren hükümetleri döneminde ülkeye adeta çağ atlattığını ifade etti.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:
"İnşallah 14 Mayıs'ta Sayın Cumhurbaşkanımızı, yeniden cumhurbaşkanı olarak göndereceğiz ve önümüzdeki yüzyılın inşa süreci çok güçlü bir şekilde başlayacaktır. Diğer taraftan CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu var. Bu iki aday arasında aslında mukayese yapmak bile hata. Fakat sosyal medya üzerinden, arkalarına uluslararası güçlerin de desteğini alarak öyle bir hava estiriyorlar ki sanki iktidar garanti onlar için. İktidara geldiklerinde memleketin bütün sorunlarını çözecekler. 6 Şubat'ta 11 ili etkileyen bir deprem yaşadık. Bir milyona yakın ev yıkıldı. 10 milyonun üzerinde vatandaşımızı etkileyen bir depremdi. Daha depremin üzerinden 2,5 ay gibi bir zaman geçmişti ki afet konutlarının bazı yerlerde yapımı tamamlandı, anahtarlar teslim edildi. 2011'de Van yıkıcı bir depremle sarsıldı. Giden canları geri getirmek mümkün değil ama Vanlı kardeşlerim bunu çok iyi biliyor. Evleri yıkılanlara TOKİ kısa bir sürede evlerini yapıp teslim etmedi mi? Peki Van bunu unutacak mı? İnşallah bunu unutmayacak."
"CHP zihniyetinde yapmak, inşa etmek, ıslah etmek yoktur, yıkmak, karşı çıkmak ve her şeye muhalefet etmek, yapılanı yapılmamış gibi göstermek vardır. Olmayanı kendileri tarafından yapılacak gibi göstermek vardır" diyen Yapıcıoğlu, 6'lı masanın vaatlerinin içinin boş olduğunu belirtti.
'Onlar bir şey yapmaz, sadece propaganda yapar'
Seçimin ülkenin geleceği için çok önemli olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, "Yola çıktıklarında 6'lı masanın ortaklaştığı bir nokta vardı, güçlendirilmiş parlamenter siteme geri döneceklerdi. Başka bir şey var mıydı? Bu son dönemde her tarafta seçim çalışmaları yapılıyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistemden bahsediyorlar mı? Hayır. Nereye geldiler, yedi yardımcılı cumhurbaşkanlığı sistemi. Bu onlar için normal. Daha önce kandırdılar, bir daha neden kandırmasınlar" ifadelerini kullandı.
Mitinge katılanlardan seçimde güçlü bir destek beklediklerini dile getiren Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Eğer Türkiye'nin 60, 70 hatta 100 yıl geriye gitmesini istemiyorsanız CHP zihniyetine yol vermeyin. Eğer gerçekten memleketin tam bağımsız olmasını istiyorsanız sakın mandacı zihniyete yol vermeyin. Bu memlekette tek parti faşizminin olduğu dönemde zulüm gören Kürt'ün, Alevi'nin, dindarın yeniden ötekileştirilmesini, aynı zulümlere maruz kalmasını, birliğin beraberliğin bozulmasını istemiyorsanız, yeniden bu vatandaşlarımızın düşman olarak tanımlanmasını istemiyorsanız bu zihniyete geçit vermeyin. Onlar, yıllarca vatandaşın inancıyla kavga etti. Vatandaşın örtüsüyle alay ettiler, başından çıkarmaya çalıştılar. Bundan dolayı bu millet onlara iktidar vermedi, vermeyeceğini onlar da gördü şimdi mavi boncuk dağıtıyorlar. Şimdi değişmiş gibi yapıyorlar."
Sadece ülkede değil dünyanın dört bir tarafında mazlumların gözünün Türkiye'de olduğunu ifade eden Yapıcıoğlu, "Onların umutları kırılmasın diye 14 Mayıs'ta bir kez daha 'Recep Tayyip Erdoğan' demeliyiz. Eğer o mazlumlarla birlikte memleketimizin garip insanlarının da üzülmesini istemiyorsak CHP zihniyetine geçit verilmemeli. Çünkü onlar bir şey yapmaz, sadece propaganda yapar" diye konuştu.
"Vesayet kurumlarının geri gelmesini istemiyorsan o zaman yeniden 'Recep Tayyip Erdoğan' demelisin" diyen Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birileri çıkıp 'Kürtler iktidara oy vermemeli' diyor. Hatta oy verenlere hakaret ediyorlar. Peki neden? Neden Kürtler Erdoğan'a oy vermeyecekmiş. Gelir gelmez hukukun ayaklar altına alındığı OHAL'i kaldırdığı için mi? İşkenceye 'sıfır tolerans' dediği için mi? TRT'nin kanalında 24 saat Kürtçe yayın yaptırdığı için mi? Kürtçe siyasi propagandanın önünü açtığı için mi? Dilinizde serbestçe konuşabildiğiniz, okullarda seçmeli Kürtçe dersi konulduğu için mi? Aslında söylenecek çok var."