24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’daki hedefleri yönelik başlattığı özel askeri operasyonun ardından Batılı ülkeler birçok yaptırımı hayata geçirdi. Bu kapsamda dünyanın en büyük enerji ithalatçılarından biri olan Rusya’ya yönelik hem doğalgazda hem petrolde ambargolar uygulandı.
Aralık ayında Avrupa Birliği (AB), G7 ülkeleri ve bazı ülkeler Rus ham petrolüne varil başı 60 dolar tavan fiyat sınırı ve ihracatına yönelik çeşitli ambargoları açıkladılar.
Ancak Bloomberg'in haberine göre AB ülkeleri yaptırımlara rağmen Rus petrolünü almaya devam ediyor. Bunu ise Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmayan Hindistan üzerinden satın aldıkları belirtiliyor.
Hindistan’ın yaptırımlara katılmayarak Rusya’dan ucuza aldığı petrol alımını artırdığı istatistiklere yansıdı.
Hindistan Rusya’dan alıyor rekabetçi bir fiyata AB'ye satıyor
Kpler ve Vortexa verilerine göre 2022-2023'te Hintli rafineriler günde 970.000 ila 981.000 varil Rus petrolü satın aldı. Bu rakam ülkenin günlük 4.5 milyon ila 4.6 milyon varillik olan toplam ithalatının beşte birinden fazlasını oluşturuyor.
Öte yandan, Kpler'den gelen verilere göre, Rusya'nın Hindistan'a ham petrol ithalatı Nisan ayında ülkenin toplam ham petrol ithalatının neredeyse yüzde 44’üne denk gelen günlük 2 milyon varili aşması bekleniyor.
Hindistan, Rusya’ya yönelik ambargolardan bu yana Rusya'nın en büyük petrol ithalatçısı olmasının yanı sıra aynı zamanda AB’nin de en büyük rafine yakıt tedarikçisi olma yolunda ilerliyor. Hindistan’daki rafineriler alınan ucuz Rus ham petrolünü işleyerek yakıta dönüştürüyor ve rekabetçi bir fiyata AB'ye satıyor.
Kpler'e göre Hindistan'dan AB'ye yapılan yakıt ithalatının, Suudi Arabistan'ı geride bırakarak günlük 360.000 varilin üzerine çıkması bekleniyor.
‘Kârın Hindistan’a veya ileride başka bir rafineri işleticisine gitmesi mümkün’
Enerji uzmanı Volkan Aslanoğlu, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, “Aslında burada yaptırımın sözde kalması, sürekli düşen rafineri marjları ve petrol piyasalarında yeşil dönüşüm kaynaklı oluşan baskı sebebiyle araya bir tedarikçi daha eklenmesine rağmen rafineri çıktısı petrokimya ürünlerinin son fiyatının daha düşük olduğunu söylemek mümkün. Farklı olan şey ise Rusya’nın petrolünü diğer üreticilere daha dezavantajlı satıyor olması ve rafinerilerinin iş kapasitesinin düşmesi. Aradaki bir kısım kârın Hindistan’a veya ileride başka bir rafineri işleticisine gitmesi mümkün. Bu senaryoda Hindistan gibi bir ülkenin araya girmesi ve marjların biraz zarar görmesi dışında değişen çok bir şey yok” dedi.
‘Türkiye’nin yatırımlar yapması lazım’
Bu senaryoda Rusya ile birlikte anlaşarak “doğalgaz merkezi” olarak Avrupa’nın enerji ihtiyacını karşılama yolunda adımlar atan Türkiye’nin aynı formülü petrolde de yapabileceği gündeme geliyor. Aslanoğlu bu konuda ise “Türkiye rafineri kapasitesi/petrol üretimi konusunda oldukça iyi bir noktada olmasına rağmen Türkiye’nin bir petrokimya merkezi olması için rafineri kapasitesini artıracak birtakım yatırımlar yapması lazım. Bu senaryoda sadece Rusya petrolü için değil Irak ve diğer ülkelerden gelecek petrol için de uygun bir hub olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.