Oktay: Bizim anketlerimiz son derece pozitif, son haftalarda çok güçlü bir yukarıya doğru trend var
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Bizim anketlerimiz son derece pozitif. Hele hele son haftalarda çok güçlü bir yukarıya doğru trend var ve bu da bizi mutlu ediyor" dedi.
Sitede okuAnkara'dan AK Parti Milletvekili adayı olarak gösterilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AHaber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Oktay, seçim sürecindeki siyasi atmosferi son derece pozitif bulduğunu, vatandaşların taleplerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini açıklıkla konuşma fırsatı bulduklarını belirterek, bu iletişim ortamında, özellikle gençlerle her türlü konuyu rahat bir şekilde konuşabildiklerini söyledi.
"Sahadan muhteşem derecede pozitif bir geri dönüş alıyoruz. Eğer böyle giderse biz birinci turda bitiririz diye ümit ediyoruz ama son derece de dikkatli davranıyoruz" diyen Oktay, 14 Mayıs'a kadar tüm çalışmalara hassasiyetle devam edeceklerini ifade etti.
'Trendlerin yukarı yönlü olduğunu görüyoruz'
Oktay, seçim sonuçlarına ilişkin yapılan anket çalışmalarını değerlendirerek, her gün ifade edilen anketlerin gerçekleri yansıtmadığını, algı operasyonu boyutunda yürütülen ve güvenilirliği "sıfır" olan anketlerin bulunduğunu kaydetti.
Çalıştıkları bölgede ve Türkiye genelinde seçime ilişkin eğilimleri çok yakından ölçtüklerini dile getiren Oktay, şöyle devam etti:
"Bizim anketlerimiz son derece pozitif. Hele hele son haftalarda çok güçlü bir yukarıya doğru trend var ve bu da bizi mutlu ediyor. Basında ve medyada duyduğunuz veya sosyal medyada vesaire gösterilen anketlerin bir geçerliliği yok. Cumhurbaşkanlığında zaten bir sorun görmüyoruz. Meclis'te de hamdolsun bir sorun görmüyoruz. Cumhurbaşkanlığında da Meclis seçimlerinde de trendlerin yukarı yönlü olduğunu görüyoruz."
Oktay, sahadan gelen geri bildirimlerle anketler arasındaki farkın neden meydana geldiğine ilişkin soruya "Algı operasyonu, başka bir şey değil. Yani normalde başaramadıkları şeyi, halkımızla vatandaşımızla insanımızla birebir gönül bağını kuramadıkları için bunu anketlerle yalan haberlerle veya dezenformasyonla. Bunlar geçmişte de toplum mühendisliği yaparlardı biliyorsunuz. Şimdi onu daha farklı yeni yöntemlerle denemeye çalışıyorlar" yanıtı verdi.
'Biz yaratılanı severiz yaradandan ötürü'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Alevilik" açıklamaları hakkında görüşü sorulan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Alevilikle ilgili açıklaması garipti zaten. Toplumda da garip karşılandı. Yani hiç kimsenin hiçbir şeyi sorgulamadığı, ne dini ne mezhebi ne etnisite boyutunda, hiç kimsenin bir şeyi sorgulamadığı bir ortamda, hele hele bizim asla böyle bir şeyin uzaktan yakından aklımıza daha gelmediği bir ortamda çıkıp 'Ben aleviyim' demesi kadar böyle garabet bir açıklama, akla hayale sığan bir şey değil. Düşünün bu muhalefet lideri Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olmayı iddia eden birisi. Bir mezhep temelinde kendisini tanımlıyor olması kadar abes bir şey olamaz. Ne Cumhurbaşkanımızın herhangi birimizin, kabineden, genel merkezden meclis grubundan veya teşkilatlarımızdan çıkıp da 'Biz şuyuz, biz buyuz' diye herhangi bir açıklama yaptığımıza şahit oldunuz mu? Olamazsınız. Veya birisini 'Sen şu mezheptensin, sen bu mezheptensin' veya 'Sen şu etnisitedensin' diye bir yargılamamız olduğunu gördünüz mü? Göremezsiniz. Biz yaratılanı severiz yaradandan ötürü. Bu bizim ana ilkemizdir. Dolayısıyla 85 milyonu da biz, bir, beraber dayanışma içerisinde görürüz her zaman."
'Muhteşem bir ilerleme var orada'
Oktay, bu tür açıklamaların muhalefetteki panik havasına işaret ettiğini belirterek, Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı Atatürk Havalimanı projesine ilişkin şunları kaydetti:
"TEKNOFEST'teki gelişmeler, şu anda Atatürk Havalimanı'ndaki gördüğümüz tüm teknolojik gelişmeler tüm sektörlerde aslında. Sadece savunma sanayisinde de değil. Savunma sanayi öne çıktığı için çok daha net görüyoruz. Çünkü muhteşem bir ilerleme var orada. Herkesin gurur kaynağı; yani birlik, beraberlik, dayanışma içerisinde gurur duyduğu bir yapı ortaya çıkıyor ve sahip çıkıyor millet. Muhalefete baktığınızda, Kılıçdaroğlu'na baktığınızda ne yapıyor? Burada da ayrışmaya gidiyor Biraz önceki panik havasının aynısı TEKNOFEST'in açılış gününde çıkıyor, 'Atatürk Havalimanı'nı bilmem kimlere peşkeş çekeceğim.' Nereye peşkeş çekeceksin?' Amerikalılara. Niye? 'Havacılık ve uzay teknolojilerini geliştireceğiz.' Havacılık ve uzay teknolojilerini görmek istiyorsan bugün TEKNOFEST'e gelirsen görürsün. Kendi kaynaklarınla kendi insanınla yani teknisyeninden, mühendisine ve idari personeline, insan kaynaklarına kadar kendi personelinle geliştirdiğin bir şey. Bir milyondan fazla çocuk, genç ve daha yukarı yaşlardaki insanımızın da çok farklı sektörlerdeki projeleri ile yarıştıkları bir ortam burası. Yani aynı zamanda sadece bir teknoloji üretmiyor, insan kaynağını da üretiyor geleceğe dönük. Müthiş bir öz güven var. Tam o öz güvenin zirve yaptığı noktada gelip siz yine ayrıştırıcı tanımınızı, yaklaşımınızı oraya da koyuyorsunuz."
Batılı ülkelerin ve ABD'nin, Türkiye'ye ihtiyacı olmadığı zaman her şeyi vermeyi vaat ettiğini, ancak ihtiyacı olduğunda, tek bir kör kurşun bile vermediğini ifade eden Oktay, Türkiye'nin terörle mücadelede bu ülkelerden yardım bekleyemeyeceğini söyledi.
Oktay, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde savunma sanayisinde ilerlemeye başladığını ve böylece terörle mücadelede son derece etkin hale geldiğini, sadece sınır içinde değil sınır ötesinde de terörle mücadelede savunmadan taarruz stratejisine geçtiğini kaydetti.
Birilerinin bu gelişmeden rahatsız olduğunu, yerli ve milli sanayi ile teknoloji hamlesinin durdurulmasını istediğini belirten Oktay, böyle bir ortamda, HDP'nin Millet İttifakı'nı desteklemesinin normal olduğunu ifade etti.
"Garip olan şudur; sanki bunlar hiç olmuyormuş gibi diğer tarafta ortaklardan bir başkası, bir de milliyetçi geçinen ve öyle olduğunu iddia eden bir başka yapı. İYİ Parti'yi kastediyorum, Sayın Akşener'i kastediyorum. Sanki bunlardan hiç haberleri yok. Bunlar olmuyor. Aynı masada bunlar değil. Gerçi onu da gördük. Aynı masada olsalar bile aynı dili kullanmayan, anlaşamayan, 30 tane toplantı yapmış olsalar bile 30 kelimelik bir anlaşma sağlayamamış bir yedili maşadan bahsediyorsunuz. Kendilerine ne dikte edilirse onun altına imza atan. Çıkıyor o da 'Yok' diyor 'Benim olduğum yerde şöyledir, böyledir.' Kılıçdaroğlu bu defa milletin tepkisini görünce, 'Bayraktır, kırmızı çizgimiz.' vesaire. Öbürü 'PKK ile mücadele edeceğiz.' Bir tane işte Belediye Başkanı çıkıyor 'bombalar yağdırırız.' Ya sen kim oluyorsun da bomba yağdırıyorsun? Cumhurbaşkanı adaylığını koyan vatandaş orada. Gitmiş kapalı kapılar ardında anlaşmasını yapmış ve anlaşmanın ne olduğunu da zaten HDP kendi siyaset belgesinde, bildirgesinde de açıklamış."