YOLCU YOLUNDA GEREK

Garo Paylan: Sandığı 'darbe' olarak göstermek demokrasinin tabutuna son çiviyi çakmaktır

Emek ve Özgürlük İttifakı, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldı. HDP'li Garo Paylan, İçişleri Bakanı Soylu’nun “14 Mayıs 2023, Batı'nın siyasi darbe girişimidir” sözleri için, “Sandığı ‘darbe’ olarak göstermek, demokrasinin tabutuna son çiviyi çakmaktır” ifadelerini kullandı.
Sitede oku
Yeşil Sol Parti Milletvekili adayı ve Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararını değerlendirdi.
Öztürk, ittifakın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyerek “Sorumluluğu yüklenen kişi, önemli bir sorumluluk yüklendiğini bilmelidir” dedi:
“İşin mantıken geldiği boyut oydu. O nedenle onu belirttik. Zaten daha önceden adayların sadeleşmesi yoluna gitmek gerektiğini söylemiştik. Sahneyi biraz o şekilde bıraktık. Bu konuda sorumluluk yüklenen kişi, önemli bir sorumluluk yüklendiğini bilmelidir. Bunu da ifade etmiş olduk. O sorumluluğu yerine getirecek şekilde hareket etmelidir. Biz kendi görevimizi yaptık. Birinci turda güçlü bir adayın seçilmesi gerekiyordu. Bu konuda Emek ve Özgürlük İttifakı elinden gelen her şeyi yapmış ve bu fedakarlığı göstermiş durumda.”

HDP'li Paylan: Yaklaşık 60 milyon seçmeni tutuklaması lazım

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, İçişleri Bakanı ve AK Parti Milletvekili adayı Süleyman Soylu’nun “14 Mayıs 2023, Batı'nın siyasi darbe girişimidir” sözlerini değerlendirdi. İktidarın kaybetme psikolojisiyle ‘zor aygıtını’ devreye sokmak istediğini öne süren Paylan, “Sandığı bir darbe olarak göstermek, artık demokrasinin tabutuna son çiviyi çakmaktır. Bu çiviyi çakarsanız esas o ülkede büyük bir karanlık başlar. Biz de bu son çiviyi çaktırmayacağız. Süleyman Soylu istediği kadar çırpınsın, korku salmaya çalışsın, toplumumuz son derece kararlı biçimde sandığa gidip değişimi sağlayacak” dedi:
“Artık iyice saçmalıyorlar. Herhangi bir rıza üretemediklerini görüyorlar ve kendilerinin konsolide ettikleri ‘zor aygıtını’ devreye sokacaklarının korkusunu salmaya çalışıyorlar. Toplumda korku duvarı aşıldı, herkes cesareti birbirine bulaştırıyor ve 16 gün sonra sandığı bekliyor. Bunu unutuyorlar. Pek çok kurumumuzu çökerttiler. Meclis’i işlemez hâle getirdiler. Yargıyı bir sopa hâline getirdiler. Sizleri tenzih ederek söylerim, basını bir borazan hâline getirdiler. Sivil toplumu da işlemez hâle getirdiler. Yani demokratik tüm kurumları çökerttiler. Geriye tek kurumumuz kaldı; demokratik yollarla iktidarı değiştireceğimiz seçim kurumu. Şimdi Süleyman Soylu ona da saldırıyor. Sandığı bir darbe olarak göstermek, artık demokrasinin tabutuna son çiviyi çakmaktır. Bu çiviyi çakarsanız esas o ülkede büyük bir karanlık başlar. Biz de bu son çiviyi çaktırmayacağız. Süleyman Soylu istediği kadar çırpınsın, korku salmaya çalışsın, toplumumuz son derece kararlı biçimde sandığa gidip değişimi sağlayacak. Çünkü son ‘zor aygıtını’, yüz binlerce polisi yönetiyor. Bununla da toplumu korkutmaya çalışıyor. Madem bu bir darbe girişimiyse, buna tevessül eden herkesi tutuklaması lazım. Yaklaşık 60 milyon seçmeni tutuklaması lazım. Bu da mümkün olmadığına göre bu sadece korku salma yöntemidir. Tabii Soylu korkmakta çok haklı. Çünkü bunca yıl çok sayıda suç işledi. Kendisiyle ilgili pek çok suç isnatı var ve hesap zamanı yaklaşacak. Milletvekili dokunulmazlığının da işe yarayacağını sanmıyorum. Bunun korkusu sarmış tabii ki Süleyman Soylu’yu. Hesap vermemek için de korku aygıtını Demokles’in Kılıcı gibi bize sallıyor. Kimse korkmasın lütfen. Artık korku duvarı aşıldı. Bor’un pazarı çoktan geçti.”

Gazeteci Bozkurt: Kaybetme psikolojisinin en güçlü sinyalleri

Gazeteci Serkut Bozkurt, Kılıçdaroğlu’nun yasaklanan Erzurum mitingi ve Atatürk Havalimanı üzerinden Bayraktarlarla girdiği tartışmayı yorumladı. Tartışmaların iktidarın aleyhine olduğunu savunan Bozkurt “Kaybetme psikolojisinin en güçlü sinyali bunlar” diye konuştu:
“Erzurum 2018 seçimlerinde de rotayı çevirmişti. AKP’nin aleyhine ilk çizgi oradan çıkmıştı. Davutoğlu’nun bir sözü vardı, ben konuşursam yer yerinden oynar diye. O zaman Erzurum’da bir saldırı olmuştu. Yani Erzurum üzerinden yapılan siyaset aslında iktidarın aleyhine oluyor. Gündemi muhalefet belirliyor artık. Bu yüzden bu yasak geldi. Atatürk Havalimanı konusunda da Kılıçdaroğlu daha önceki açıklamalarında, siyasette Bayraktarlar bu kadar etkili olmadan önce de onlarla görüşüyordum dedi. Bugünkü açıklaması Bayraktar’ın gereksiz bir siyasete girme çabasıydı. Kılıçdaroğlu da onu tatlı bir dille uyardı ve ‘Ben sizin büyüğünüzüm’ dedi. Bence ikisinde de Kılıçdaroğlu gündemi belirliyor. Kılıçdaroğlu’nun sözleri üzerine bu gündeme geldi. Kaybetme psikolojisinin en güçlü sinyali bunlar.

SOL Partili Ayduğan: Soruşturma 5 yıl önce başladı, ben seçimden 20 gün önce ceza aldım

SOL Parti Keçiören İlçe Başkanı Emre Ayduğan, sosyal medya paylaşımları nedeniyle hapis cezası ve siyasi yasak aldı. Radyo Sputnik’e bağlanan Ayduğdu, soruşturmanın 5 yıl önce başladığını, davanın 5 ay önce açıldığını ve cezanın ise seçime 20 gün kala verildiğine dikkat çekerek zamanlamanın manidar olduğunu söyledi:
“2017 Mayıs ayında, Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde bir grup basın açıklaması yapılıyordu. Ben de oradan geçtiğim için kamera kaydına girmişim ve hakkımda soruşturma başlatıldı. 2017 yılı Ağustos ayında ise gidip ifademi verdim. Sonrasında 2022 Aralık ayına kadar hiçbir işlem yapılmadı. 2022 sonunda bir dava açıldı. İlk duruşma olarak 7 Şubat tarihi verildi. Deprem nedeniyle o duruşma yapılmadı. Dün ikinci duruşmaya katıldık ve hakkımda ceza verildi. Cezanın gerekçesi ise soruşturmanın başladığı eylem değil, sosyal medya paylaşımlarım oldu. Şu an SOL Parti Keçiören İlçe Başkanıyım. Hakkımda verilen karar; sendika, dernek, vakıf ve partilerde yönetici veya denetleyici konumda olamayacağım yönünde. Bir üst mahkemeye taşıdık. O sonuçlanana kadar göreve devam edeceğim. Zamanlaması manidar tabii. Soruşturma 5 sene önce başladı ve seçimden 20 gün önce ceza aldım.”
Yorum yaz