Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar nisan ayı meclis toplantısında bölge ve Türkiye ekonomisine dair açıklamalarda bulundu.
Dünya gazetesinin haberine göre Türkiye’nin 2023 yılına seçim gündemi ile girdiğini ve ikinci tur ihtimalinin süreci daha da uzatacağını düşünen Yorgancılar, “Oysa üretimin sürdürülebilirliği adına zor ve önemli bir süreçteyiz. Sanayi üretim endeksinde yıllık değişim oranı bunu açık ve net olarak göstermektedir. 2021 yılında pandemi etkisi ile adeta kendi yağı ile kavrulmaya çalışılan bir sürecin içindeyiz. Şubat özelinde deprem bölgesinden alınamayan verilerin de etkisi net şekilde görülmektedir” dedi.
'Üreticinin desteklenmesi gerekiyor'
Üretimde en önemli girdi kalemlerinden biri olan enerjide, küresel sürecin de tetiklemesi ile elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışın üretimin önündeki en büyük engellerden biri olduğuna değinen Yorgancılar, “Bakınız, nisan ayında doğalgaza konut ve sanayi için yüzde 20 indirim geldi. Bu hali ile sanayi özelinde kademe 1 fiyat tarifesi için 2022 yılı nisan dönemine göre doğalgazda artış oranı yüzde 123, 2021 yılına göre yüzde 473’tür. Benzer şekilde, elektrik artışındaki oranlar da yüzde 26’ya yüzde 367’dir. 2021 nisan Dolar/TL ortalaması 8 iken, 2023 nisan ortalaması 19’dur. Üretici fiyat endeksi 2021 aynı döneminde yüzde 35 iken 2023’de yüzde 62’dir. Bu şartlarda üretim yapanı alkışlamak, takdir etmek, eksiklerini tamamlamak gerekir. Üstündeki yükleri artırmak amaç olmamalıdır. Bu kadar zor şartlarda ayakta kalıp üretim yapan sanayicilere madalya vermek lazım” dedi.
'Seçimlere kadar kimse iş yapmasın mı isteniyor?'
Uzun bir süredir finansman temini ile ilgili yaşanan sorunları dile getirdiklerini, ticari kredilerin mevduat içindeki payının yüzde 10,7 ile son yılların en düşük seviyesinde olduğuna dikkat çeken Yorgancılar, şöyle devam etti:
“Faizler 8,5 olan politika faizin 4 katına ulaşmış durumda. Bankalar artık kredi vermek istemiyor. Verse de çok maliyetli ve istenilen miktarda ve vadede almak imkânsız. Piyasadaki nakit sıkışıklığı her geçen gün artmaya devam ediyor. İşleme sermayesi ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz bir noktada, krediye ulaşamama devam ederse, dar boğazdan kaçınmak çok zor. KOBİ’lerin kredi olmaksızın yoluna devam etmesi mümkün görünmüyor.
Seçimlere kadar kimse iş yapmasın mı isteniyor? Üretimi durduralım, ödemeleri yapmayalım mı? Net ihracatçı değilseniz Eximbank kredisi de kullanamıyorsunuz. Hatırlatmak isterim ki, ihracatımızın yüzde 80’i ara malı ithalatına bağımlı. Türkiye gerçeklerinden kopulduğu zaman, ne yazık ki olan üreticiye oluyor. Acilen yaşanan bu dar boğaz giderilmeli ve ihtiyacı olan krediyi alabilmelidir. Diğer yandan, insanların, firmaların bu denli krediye bağımlı hale gelmesi, ne yazık ki, sağlıklı bir ekonomik yapı olmadığının da göstergesidir. Dileriz, bu süreç en az hasarla atlatılır."
Seçimlere kadar kimse iş yapmasın mı isteniyor? Üretimi durduralım, ödemeleri yapmayalım mı? Net ihracatçı değilseniz Eximbank kredisi de kullanamıyorsunuz. Hatırlatmak isterim ki, ihracatımızın yüzde 80’i ara malı ithalatına bağımlı. Türkiye gerçeklerinden kopulduğu zaman, ne yazık ki olan üreticiye oluyor. Acilen yaşanan bu dar boğaz giderilmeli ve ihtiyacı olan krediyi alabilmelidir. Diğer yandan, insanların, firmaların bu denli krediye bağımlı hale gelmesi, ne yazık ki, sağlıklı bir ekonomik yapı olmadığının da göstergesidir. Dileriz, bu süreç en az hasarla atlatılır."
Üretimin sürdürülebilirliğini riske eden bir diğer hususun da, son dönemde çok sık yapılan mevzuat düzenlemeleri olduğunun altını çizen Yorgancılar, “Özellikle de, ihracatçılarımızı direkt etkileyen regülasyonlar artık nefes aldırmaz noktaya getirmiştir. Örtülü faiz artışı, bankalara döviz satış baskısı, firmalara ve bireylere döviz alım baskısı al-sat arasındaki farkı hiç olmadığı kadar açtı. Yanlış üstüne atılan her yanlış adım, sistemi bozuyor. Pratik iş hayatının uzağında, iş yükünü artıran, ticareti engelleyen, ödemeleri geciktiren art arda yapılan onlarca değişikliğe artık son verilmelidir” ifadelerini kullandı.
İhracatçının haklı isyanı
Düzenlemelerin özellikle ihracatçıların adeta önünü tıkadığını söyleyen Yorgancılar, “TL’nin döviz karşısında aşırı değerlenmesi de, eksik değerlenmesi de sanayimize ve ekonomimize zarar verdiğinin altını sürekli çiziyoruz. Bu nedenle, para ve kur politikalarımızın TL’nin değerini; ihracatı veya ithalatı yapay/ geçici olarak artırmasına neden olmayacak düzeyde yani gerçekçi değerde tutması gerekmektedir. Aylardır artarak devam eden Dolar üzerindeki baskı, ihracatçıları zor durumda bırakmaktadır. Uzun bir süredir DOLAR/TL 18- 19 bandında tutulmaya çalışılırken, bugün aslında en az 22-23 TL bandında olması gerekirdi. Öyle olmadığı için de, ihracatçılarımız maliyetten dolayı pazar kaybı ile karşı karşıyadır” diyerek sözlerine son verdi.