AKŞAM POSTASI

Araştırmacı Kuran: Zengin gençler kendilerini kafesteki kuşa, yoksullar kanadı kırık kuşa benzetiyor

Kuşak araştırmacısı ve yazar Evrim Kuran, “Bir süre önce çok yoksul ve çok yüksek gruplu mahalleleri karşılaştırarak yaptığımız bir araştırmada, ‘Türkiye’de yaşamayı tarifler misiniz?’ diye sorduk. İki gruptan gençler, kendilerini kuşa benzettiler. Yoksul olanlar kendilerini kanadı kırık kuşa, varsıl olanlar da kafesteki kuşa benzetti” dedi.
Sitede oku
Kuşak araştırmacısı ve yazar Evrim Kuran, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na gençlerin seçimle ilgili beklentilerini anlattı.

Evrim Kuran’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Keşke seçime 17 gün kala bunları daha çok konuşuyor olmasaydık ama ben uzun yıllardır '2023 seçimlerinde şu kadar ilk seçmen olacak, hazır mısınız? Çalışıyor musunuz?’ sorularını soruyorum. Kimsenin hakkını yemek istemem ama gençler sadece birer istatistikten ibaret değil. Türkiye’de ilk kez oy kullanacak, ilk kez oy kullanma hakkına sahip olan 6.4 milyon seçmen var. Z kuşağı olarak tarif ettiğimiz, 30 yaşından genç 7.7 milyon seçmen var. Bu sayıların arkasındaki gerçek insanları görmek lazım. Epey bir zamandır zaten gençler apolitik diye etiketleniyordu. Eğer siz kitleyi apolitik olarak etiketlerseniz o zaman onları sadece seçmen olarak görürsünüz, birlikte bir çalışma yapma ihtiyacı hissetmezsiniz. Geleneksel siyaset hatayı burada yapıyor. 23 Nisan’da koltuk bırakıp, 19 Mayıs’ta konser ve etkinlik yapmakla olmuyor. Teknoloji festivallerini yapalım ama yıllardır yasaklanan müzik ve sanat festivallerini gençlere açalım da dünyaya karşı ümitvar olsunlar."

'Kuş' benzetmesi

"Aynı kentin farklı mahallelerinde hatta aynı ilçenin farklı mahallerinde bile vatandaşların bambaşka hayatlar yaşadıklarını biliyoruz. İstanbul 2’nci bölge olarak baktığımızda Etiler, Ulus veya Beşiktaş’taki gençlerin motifleriyle biraz daha arka mahallelerdeki gençlerle motifleri farklı. Araştırmacı olarak benim canımı çok acıtan bir konu var. Bir süre önce çok yoksul ve çok yüksek gruplu mahalleleri karşılaştırarak yaptığımız bir araştırmada, ‘Türkiye’de yaşamayı tarifler misiniz?’ diye sorduk. Hem yoksul hem de yüksek gruplu gençler kendilerini 'kuşa' benzettiler. Yoksul olanlar kendilerini kanadı kırık kuşa, varsıl olanlar da kafesteki kuşa benzetti. Demek ki ortak noktaları ümitsizlik çünkü uçmak istiyorlar. Bulundukları mahalleden ya da kentten çıkmak ve yükselmek istiyorlar ama ne yazık ki Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kuşak, annesinden ve babasından daha iyi bir yaşam yaşamayacağından emin. 90’lı yıllarda gençliğini yaşamış biri olarak kendimi şanslı hissediyorum. Annemin ya da babamın aldığı eğitimden daha ileri bir seviyeye bu ülke beni taşıyabildi ama şu anda bu kuşak pek de umutlu değil. Babası zengin olsa da olmasa da umutlu değil. Liderlerin, sivil toplumun, iş dünyasının ‘birlikte yapabiliriz’ umudunu vermesi çok önemli ama o da TikTok videoları çekerek olacak bir iş değil."

'Gençler hayal kurmuyor'

"Gençler hayal kurmuyorlar. 'Yılmazlık', düştüğünde yeniden kalkabilme gücünü kendinde görebilmektir. Gençlerimizin yılmaz olduğunu görmüyorum. Sandığa gitmeyenler apolitik ya da üşendiğinden değil yılmazlığı zayıfladığı içindir. Gelecek yönelik ümitvar değildir. Gençlerin finansal sermayeden, entelektüel sermayeden daha çok Türkiye’de psikolojik sermayeye yani umuda, inanca, iyimserliğe ve yılmazlığa ihtiyaçları var ve bu kendi kendilerine yapabilecekleri bir şey değil. Yetişkinin daha da önemlisi yasa koyucunun buna izin vermesi gerekiyor."

Yorum yaz