Radyo Sputnik’te Serhat Ayan’la Yeni Şeyler Rehberi programına Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz ve Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği araştırma görevlisi Gamze Nilsu Çolak konuk oldular.
‘Bilişim uygulamaları ve yapay zeka ile afet sürecine hazırlık yapılabilir’
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği araştırma görevlisi Gamze Nilsu Çolak özellikle doğal afetlerde önemi bir kez daha anlaşılan bilişim uygulamalarına ilişkin değerlendirmede bulunarak şunları söyledi:
“Her türlü afet sürecinin hazırlığı, planları ve stratejisi önceden belirlenmelidir. Bu hazırlıklar yapılırken yapay zekadan faydalanılarak tüm senaryolar kriz öncesinde hazırlanıp işlenebilir. Oluşturulan bu senaryolara karşı olası eylem planları oluşturulur. Var olan sistemlerle aktif olarak ilgilenen personeller ve gönüllüler, sanal simülasyonlar kullanılarak bir Metaverse ortamında gerçeğe çok yakın senaryolar ile eğitilebilirler. Kriz anındaki yönetim başarılı bir iletişim süreciyle mümkündür. Hele ki saniyelerin insan hayatında etkili olduğu deprem gibi kriz anlarında, bilginin en doğru hali en hızlı şekilde yardım örgütlerine ve kitlelere aktarılmalıdır. Bu da birçok soruna çözüm sağlayan teknolojiyle ve bilişim uygulamalarıyla sağlanır.”
Kullandığımız enerjinin yüzde 70’ini yurt dışından temin eden bir ülke olarak, enerjinin verimli kullanılması gerektiğini vurgulayan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz açıklamaları ile doğal afetler karşısında dirençli ‘Sıfır Enerji Binalar’ inşa edilmesi gerektiğini şöyle anlattı:
“Gerek ülkemizin deprem bölgesinde olması gerekse iklim değişikliği etkileri yüzünden, uzmanların da belirttiği gibi deprem, su baskını, sel, yangın, kasırga ve benzeri doğa olayları ile sıklıkla yüzleşeceğiz. Yaşanan her bir afette, insanların kendilerinin ve ailelerinin canlarını emniyete alacakları güvenli kapalı alanlar, yani güvenli binalar aradıklarını görüyoruz. İşte tam bu noktada yapılması gereken şey ‘Mevzuata Uygun, Deprem Dayanıklı Sıfır Enerji Binalar’ inşa etmektir. Çünkü ‘Sıfır Enerji Binalar’, kendileri depremde ayakta kalacakları gibi, çevrede afetten zarar görmüş kimseler için güvenli sığınma alanları olarak tasarlanmaktadır. ‘Sıfır Enerji Binalar’, yapı mevzuatına uygun, deprem dayanıklı olarak yapılmış, yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üreten, hatta fazlasını şebekeye satarak gelir getirme potansiyeli olan, deprem anında elektriği kesilmeyecek, ısıtma sistemi çalışmaya devam edecek binalardır. Bu sayede afetten zarar gören diğer insanlar için de ısınabilecekleri, doyabilecekleri ve dinlenebilecekleri güvenli binalardır. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgede yapılacak birçok yeni binayı ‘Sıfır Enerji Bina’ formatına uygun olarak inşa edebiliriz. Böylelikle binaların inşasında ülkemizin kaynakları gereksiz bir şekilde harcanmayacaktır.”