İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haber Global televizyonu canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
CHP İzmir Milletvekili Bakan'ın, Jandarma Genel Komutanlığı personelinin seçim gecesi görev başında olmalarına dair bir talimata ilişkin paylaşımına yönelik soruya Soylu, "O bahsedilen milletvekili FETÖ'nün Türkiye'deki en temel aparatlarından bir tanesidir. FETÖ'nün temel aparatıdır. Bu bütün bizim istihbarat camiamızda, emniyet camiamızda bu kadar net açık yani" yanıtını verdi.
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yayınladığı evrak, ey jandarma sen bugün görevlisin. Fiili olarak görev yaptığın yerde fiili olarak görev yapıyorsan orada kal. Eğer fiili olarak bir görev tanımlanman yoksa senin yapacağın iş, olabilecek herhangi bir meseleye karşı ya bu Kayseri'de olur, atıyorum Adana'da olur, Kırklareli'nde olur, önemli değil ama bizim buna güvenlik olarak bazen var olan insan kaynağınız yetmeyebilir, ekibiniz yetmeyebilir. Buna ekip takviye yapmak lazım. Bazen başka biriyle ekip kaydırmak lazım. Biz onları da tasarladık. Yani hangi il hangi ile yardımcı olacak? Hangi ilde polis, jandarmaya yardımcı olur, jandarma polise yardımcı olacak? Bütün bu anlayışları planladık. Görevini yapmanın ne zararı, ne sıkıntısı var? Diyor ki oyunuzu kullanın, oyunuzu kullandıktan sonra, oyunu kullanmak bir vatandaşlık görevidir, hemen gelin hazır kıta bir vaziyette."
'Emniyetin içerisinde FETÖ'den sonra bunlar yeni bir sistem kurmaya çalışıyor'
Seçim güvenliğinin herkesin arzu ettiği ve istediği, herkes için yapılan bir şey olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
"(Murat Bakan) Emniyet içerisinde paralel bir yapı kurmaya çalışan bir anlayışın kendisidir. FETÖ'nün ikinci paralel yapısını oluşturmaya çalışıyor. Bütün sistem elimizdedir. Bütün sistem de yargıya intikal ettirilecektir. Son çerçevesini çiziyoruz. Emniyetin içerisinde FETÖ'den sonra bunlar yeni bir sistem kurmaya çalışıyor. Emniyetin içerisinde yeni bir sistem kurmaya çalıştılar. Biz bu yeni sistemi tespit ettik. Birçoğunu açığa aldık. Birçoğuyla ilgili şimdi şemamız bellidir. Çok net söylüyorum. Murat Bakan bunların başındadır. Bedeli çok ağır olacaktır."
Bununla ilgili bütün hazırlıkları yaptıklarını kaydeden Soylu, "Emniyet içerisinde Murat Bakan'ın bizatihi kendi oluşturduğu, kendi kurguladığı, devletin emniyetini ve devletin istihbaratını hem bozmaya hem de içeride başka bir yapılanmayı oluşturmaya çalışan çok derin bir ağ olduğunu da söyleyebiliriz" diye konuştu.
Soylu, söz konusu evrakı emniyet veya jandarma içindeki bir personelin sızdırıp sızdırmadığı sorusuna karşılık da "Yani o evrakta bir şey yok. Biliyorsunuz bu etki ajanları ve bu işleri yapanlar evrakın içinde ne yazdığı önemli olmadan kendi söylediğine önem atfetmek için böyle bir evrak varmış gibi ortaya koyarlar. O çok normal bir yazışma ve doğru bir yazışma" ifadelerini kullandı.
Deprem bölgesinde yapılanlara ilişkin son durum sorulan Soylu, şu ana kadar kurulan çadır sayısının 726 bini aştığını, çadırlarda kalan insan sayısının da 3 milyonu geçtiğini söyledi.
Soylu, bölgede 72 bin 813 de konteyner kurulduğunu ifade ederek, 81 ilin valisinin bayramın birinci günü deprem bölgesinde afetzedelerin yanında olacağını kaydetti.
Seçim güvenliği
Soylu, seçim güvenliği konusunda, Türkiye'nin bütün dünyada uzun yıllardır seçim meselesini en iyi yöneten ülkelerden birisi olduğunu söyledi.
Türkiye'de tamamı şaibeli olan 2 seçim bulunduğuna işaret eden Soylu, bunların birincisinin 1946 seçimleri ve 1947'deki yerel seçimler, ikincisinin ise 1982 Anayasası referandumunun olduğunu aktardı.
Soylu, seçim güvenliği konusunu Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2007 seçimlerinden sonra sürekli olarak ortaya koyduğunu belirterek, "Türkiye'de bu tip yolsuzluğu yapan, sopalı seçim yapan tek bir siyasi parti var o da Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Onun dışında kimse Türkiye'de sopalı seçim yapmamıştır" ifadelerini kullandı.
Seçimde 601 bini aşkın personelin görev yapacağını aktaran Soylu, sandık kurullarının getirdiği torbaların arabalardan seçim kurullarına taşınmasına kadar bütün güvenliğin İçişleri Bakanlığı'na ait olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu'nun video paylaşımı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Aleviler' diyerek paylaştığı videoya ilişkin değerlendirmesi sorulan Soylu, bu ülkede Ermeni Kaymakam, Caferi ve Afgan Türkü valiler bulunduğunu, bir önceki dönemde de Alevi vali, emniyet müdürleri, kaymakamlar, jandarma komutanları olduğunu kaydetti.
Soylu, bunların Türkiye'ye uzak bir durum olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Ama bunu siyasal istismar alanı yapmak, bu alanı kendi arka bahçesi olarak sürekli değerlendirmek bunun en önemli çıkış noktalarından bir tanesi. Şimdi burada bunu söyleyen de biz değiliz veya bir başkası değil. Daha ziyade sizin belirttiğiniz Millet İttifakı'nın ortakları. Bu mezhebe yani etnik kökene mensup olduğu için, bu yapıya mensup olduğu için 'oy alamaz' diyen, 'toplum bunu sorgular' diyen biz değiliz. Yani bizim böyle bir derdimiz de yok zaten. Ancak burada bunu meydana getirmesinin, değerlendirmesinin sebebi çok net bir şekilde buradan kendi adına bir mağduriyet hikayesi oluşturmaya çalışmak. Ama Türkiye o günleri çoktan geçti."
Kılıçdaroğlu'nun danışmanıyla çalıştığını kaydeden Soylu, "Kılıçdaroğlu'nun Aleviliğe de ne kadar mensubiyet duyup duymadığı da ayrı bir tartışma. Bu konuda ne kadar kendi edimlerini yerine getirip getirmediği de ayrı bir tartışma konusudur. Ben biliyorum" ifadelerini kullandı.
Meral Akşener'in seçimlerden sonra 'adil davranacağız, söz veriyoruz' söylemlerinin ne anlama geldiği sorusuna Soylu, "Bir anlama gelmiyor. Meral Akşener'i bırakmak lazım. Bu dengesini kaybetmiş durumda. Seçim sonucunda nasıl bir tabloyla karşı karşıya kaldığını göreceksiniz" yanıtını verdi.
'HDP diye bir siyasi parti yoktur'
Soylu, HDP'nin, Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyip desteklemeyeceğine yönelik soruya da "Şöyle bir soru soruyorum ben. HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı kim? Yok. HDP seçime giriyor mu? Giriyor. Peki kime oy verecekler? Seçmenin ne yapacağını bilmiyoruz da ama HDP yöneticilerinin ortaya koydukları PKK'nın yönlendirmesiyle Kılıçdaroğlu'na oy verecekler. HDP diye bir siyasi parti yoktur. HDP siyasi parti olsaydı Diyarbakır anneleri HDP'yi kapatamazdı. Diyarbakır anneleri HDP'yi kapattılar. Nasıl kapattılar seçime giremedi HDP" yanıtını verdi.
Türkiye'nin canını dişine takarak bir terör devleti kurulmasına müsaade etmediğini aktaran Soylu, şöyle konuştu:
"Seçime giderken yani Türkiye'nin önümüzdeki 5 yılını yöneteceği insanlar belirlenirken, yöneteceği beyannameler belirlenirken en temel meselelerden bir tanesi HDP'nin ve PKK'nın oyun alanının açılmasıdır. Türkiye bugüne kadar bu oyunları, bu tezgahları ne ile aştı? Milletle aştı. 15 Temmuz'u neyle aştı? Milletle aştı. 17-25 Aralık'ı neyle aştı? Milletle aştı. Milletimiz, bu büyük millet, bunlara bu meşruiyet alanını vermeyecektir. Şimdi biz PKK'yı enkaz haline getirmişiz. 86 tane terörist kalmış Türkiye'nin dağlarında. Ya bu bundan 3-5 yıl önce, 10 yıl önce düşünülebilir bir iş değildi. Sayı bundan 6 yıl önce 3 bindi."
'PKK, Doğu ve Güneydoğu'ya yönelik bambaşka bir hazırlık yapmaktadır'
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın PKK'nın silah bırakmasına yönelik sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Soylu, PKK'nın zayıfladığı zaman bir silah bırakma numarasına girdiğini belirterek, "Ne zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda kafasına çöker, tek taraflı ateşkes ilan ederler. Nefeslenmek için. Yani bu tarihi bir numaradır. Uzun zamandan beri yaptıkları bir numaradır. Türkiye'nin dağlarında 86 terörist kaldı. Bunun 14-15'inin de kiminin ayağı yok. Kiminin kolu yok. Kiminin kulağı duymuyor. Yani kaçabilme fırsatı bulamadığı için oralarda duruyor" diye konuştu.
Esas amacın Suriye hattında terör devleti olarak nitelendirdikleri bir devlet kurmak olduğunun altını çizen Soylu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin içerisini de oradan sürekli olarak rahatsız etmek ve sonuç almaya yönelik adımlar atabilmektir. Bunu hepimiz biliyoruz artık. Bu ayan beyan açığa çıkmış. Belediyeler kimdeydi? HDP'de Doğu ve Güneydoğu'da. PKK'yı insan kaynağı olarak desteklediler mi? Lojistik olarak desteklediler mi? Çocukları dağlara gönderdiler mi? Gönderdiler. 6-8 Ekim olaylarının lojistik desteğini sağlayan onların belediyeleridir. Yerel yönetimlerde bu kadar büyük Türkiye'ye, ülkemizin birliğine yönelik terörist eylemler gerçekleştirebilmeyi sağlayan bu belediyeler acaba Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar ortağı olunduğunda hükümet üzerinden neler yapılabilir? Milletimizin bunu düşünmesi lazım. Yani çok net söyleyeyim. Türkiye'de yeni bir dönem başladı. PKK Kılıçdaroğlu'nu dahi izinle Doğu ve Güneydoğu'ya sokabilir. Bakın bir iddiamı söylüyorum."
O bölgenin iklimini iyi koklayan insanlardan bir tanesi olduğunu aktaran Soylu, "Onlar bambaşka bir hazırlık yapıyorlar. Bu hazırlığı görüyorum ve okuyorum. Yani Kılıçdaroğlu ülkemizi nereye sürüklediğinin ya farkında ve bilerek sürüklüyor. Ya da sonuçlarını, neyle karşı karşıya kalacağını henüz daha kestirebilmiş değil. PKK, Doğu ve Güneydoğu'ya yönelik bambaşka bir hazırlık yapmaktadır. Çok net söylüyorum" değerlendirmesinde bulundu.