İran'da Ukrayna'ya ait yolcu uçağının 2020'de Tahran üzerinde 'yanlışlıkla' füzelerle vurulmasıyla ilgili görülen davada çeşitli rütbelerden 10 asker hapis cezalarına çarptırıldı.
İran Yargı Erkine bağlı Mizan Haber Ajansı'na göre, Tahran'daki bir askeri mahkeme, yaklaşık üç yıl süren yargılamanın ardından Ukrayna uçağı kazası davasında yargılanan sanıklar hakkındaki kararını açıkladı.
Uçağın vurulduğu füzeleri ateşleyen Tor-M1 hava savunma sistemi komutanı olduğu belirtilen davanın birinci derece sanıklarından ismi açıklanmayan bir komutan 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Söz konusu komutan mahkemede, 'hedefin özelliklerinin seyir füzesine benzer olduğunu düşünerek komuta merkezinin talimatına aykırı şekilde, izin almaksızın ilgili talimatın aksine uçağa iki füze ateşlemek'le suçlandı.
Davada ikinci ve üçüncü derece sanıklar olarak yargılanan çeşitli rütbelerden diğer 9 ordu mensubu da 1 ila 3 yıl arasında hapse mahkum edildi.
Mahkeme kararına itiraz yolunun açık olduğu belirtildi.
Ukrayna yolcu uçağının düşürülmesinde 176 kişi hayatını kaybetmişti
Ukrayna Hava Yolları'na ait 752 sefer sayılı Boeing 737 tipi yolcu uçağı, 8 Ocak 2020 sabahı Kiev'e gitmek üzere Tahran Uluslararası İmam Humeyni Havalimanından havalandıktan kısa süre sonra düşmüş, uçaktaki 176 kişiden kurtulan olmamıştı.
İranlı yetkililer önce uçağın vurulduğu iddialarını kabul etmemiş daha sonra Genelkurmay Başkanlığı, uçağın 'hassas askeri bir noktanın' üzerinden geçerken 'insani hata' sonucu hava savunma sistemince fırlatılan iki füzeyle yanlışlıkla düşürüldüğünü açıklamıştı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu, uçağın düşürülmesinden birkaç saat önce İranlı General Kasım Süleymani'nin öldürülmesine misilleme olarak ABD'nin Irak'taki üslerine füze saldırısı düzenlemişti.
İran, olaydan yaklaşık bir yıl sonra 30 Aralık 2020'de hayatını kaybedenlerin her birinin ailesine 150 bin dolar tazminat ödeyeceğini duyurmuştu.
Tahran Askeri Başsavcısı Gulam Abbas Türki, 7 Ocak 2021'de yaptığı açıklamada, uçak kazası ile ilgili olayda kusurlu olduğu tespit edilen kişilerden sadece birinin tutuklu bulunduğunu, diğerlerinin kefaletle serbest bırakıldığını ve tutuksuz yargılandığını bildirmişti.
Davanın ilk duruşması, olayın gerçekleşmesinden yaklaşık iki yıl sonra Kasım 2021'de görülmüştü.