İYİ Partili Özlale: AK Parti seçimi kazanırsa IMF’ye gider

Radyo Sputnik’te yayınlanan Aysel Alp’le Ankara’dan Haber Var programının konukları İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Ümit Özlale ve Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Vedat Bulut oldu.

‘IMF’ye gitmeye gerek kalmayacak bir kadromuz var’

IMF’den kredi almaya gerek kalmayacak kadar iyi bir ekonomi kadrosuna sahip olduklarını iddia eden Özlale, “IMF’ye gitmeyeceğiz. Ama emin olduğum bir şey varsa, hani olur da çok az bir ihtimal AK Parti seçimi kazanırsa onların IMF’nin kapısını çalması çok uzun sürmez. Bizim IMF’ye gitmemize gerek yok. Çünkü bizim açıklayacağımız program hemen risk birimini düşürmeye başlayacaktır. Bugün IMF’nin kapısını çalanlar neden kapısını çalıyor diye baktığımız zaman ülkelere. Çok temel bir sebepten dolayı çalıyor; kendi programlarına belli bir akreditasyon arıyorlar, kendi programlarına dışarıdan belli bir itibar kazandıracak bir kaşe arıyorlar. O yüzden kapısını çalıyorlar. Bizim o kadar iyi bir kadromuz var ki IMF’ye gitmemize gerek yok” şeklinde konuştu.

‘Hazırladığımız deprem raporunu kamuoyuna sunacağız’

Millet İttifakı olarak bir deprem raporu hazırladıklarını bildiren Özlale, iktidara gelmeleri durumunda deprem bölgesinde ne gibi faaliyetlerde bulunacaklarını ve bu faaliyetleri hangi kaynaklarla gerçekleştireceklerini anlattı:

“Türkiye bir deprem bölgesi. Bunu bizim kendimize her gün hatırlatmamız gerekiyor. İçimizi çok yakan bir deprem vardı ve daha sonrasında da İktidarın 20 yıl boyuncaki ihmallerinden dolayı bu bir afete dönüştü. Dolayısıyla biz aynen hükümet programını hazırlayan 6 siyasi partinin temsilcisi olarak bir deprem raporu hazırladık. Bu raporu çok yakında kamuoyuna açıklayacağız. Dün Sayın Akşener Adıyaman’daydı. Biz Maraş’ta ABB’nin, Hatay’da da İBB’nin hala orada 24 saat ekipleriyle beraber olduğunu görüyoruz. İlk depremin yaralarını sarmamız lazım. Burada kamu yatırım programını güncelleyeceğiz. Kamudaki israf kalemlerine son verip oradan alınacak olan kaynakla bunu hemen deprem bölgesine yatıracağız.”

‘Sermayeyi Marmara bölgesi dışına taşımalıyız’

Marmara bölgesinin mevcut nüfusu ve üretim tesisini kaldıramadığını savunan Özlale, deprem riski dışında da ‘Marmara bölgesinin büyük oranda diğer bölgelere taşınmasının’ gündem maddeleri arasında olduğunu söyledi. Özlale, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Marmara deprem bölgesi olmasa bile orayı seyreltme, sermayeyi diğer bölgelere taşımamız bizim gündem maddelerimizden bir tanesi. Çünkü artık o havza bu kadar fazla nüfusu ve bu kadar fazla üretim tesisini kaldırmıyor. Neden bu insanlar hala İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Bursa taraflarına gidiyorlar? Çünkü orada bir kümelenme oldu. Oradaki beyaz yakalılar, iş insanları, yöneticiler başka bir şehre gitmek istemiyorlar. Çünkü oradaki yaşam koşullarının, sosyal hayatın kendileri için İstanbul, Kocaeli, Bursa kadar cazip olmadığını düşünüyorlar. O yüzden burada yapmamız gereken şey beyaz yakalıları yani; mühendisleri, yazılımcıları, diğer insanları oraya götürebilecek bir sosyal yaşamı ve sosyal dokuyu bu şehirlerde kurabilmek. Ona başlamak lazım. Lojistik maliyetler de bu insanlar için sorun. Bizim onunla ilgili lojistik ticaret merkezleri projemiz var.”

‘2-3 günlük bir stok kaldı’

Programa katılan Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Vedat Bulut ise Kızılay’ın 2-3 günlük bir kan stoku kaldığını belirterek tüm halka ‘kan bağışı’ çağrısında bulundu. Kan bağışı yeterli olmadığı için birçok can kaybı yaşanabileceğine dikkat çeken Bulut, uyarılarını şöyle sürdürdü:

“Sadece bu depremle ilgili değil; aynı zamanda trafik kazaları, bazı onkolojik olgular ve ameliyat gerektiren hastaların kan ünitelerinden almaları gerekiyor. Ameliyatların bir kısmı aksama konumuna geldi. Türkiye’de büyük bir kan ihtiyacı var. Özellikle yurttaşlarımızdan bu konuda duyarlı olmalarını bekliyoruz. Kızılay gider, yeniden gelir. Ama can gidince gelmez. Bu bizim yakınlarımız da olabilir. Yakınlarımızı da kaybedebiliriz. Bu nedenle yurttaşlarımızın duyarlılıkla kan bağışı yapması çok önemli. Şu anda 2-3 günlük bir stok var.”

‘Artık TSK’dan kan alınmıyor’

Yaklaşık 10 yıl önce Kızılay ekiplerinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) kan aldığı bilgisini paylaşan Bulut, “Uzun süredir böyle bir sıkıntı yaşanmadı. Ama yıllar önce örneğin Türk Silahlı Kuvvetleri kan desteği sağlardı. Son dönemde bir mevzuat değişikliği nedeniyle artık Türk Silahlı Kuvvetlerinden kan alınmıyor. Kızılay ekipleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne giderek oradan bölüklerden, taburlardan kan alırdı. Bununla ilgili bir yasal düzenleme bildiğim kadarıyla 10 yıl kadar önceydi. Yurttaşlarımız kan verme konusunda duyarlılık oluşturduğu için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden kan almaya da gerek kalmamıştı. Yeterli sayıda donör vardı. Bir de ihtiyaçtan fazla kan alındığında da bunun da getirdiği bir ekonomik yük var; torbalama, bunların tetkiklerinin yapılması gibi. Ama en azından 20-21 günlük kan stoku Kızılay için, Türkiye için, hastaneler için çok önemli” dedi.

‘Kan vermek sağlık getiriyor’

Kan vermenin bağışıklık sistemine birçok faydası olduğunu bildiren Bulut, bu faydaları şöyle sıraladı:

“Kemik iliği daha aktive olur. Eğer 4 ay gibi sürelerle kan verilirse kemik iliğinin yağlanması biraz daha gecikiyor. Kanın alınması vücutta bir uyarı sağlar ve kemik iliği daha iyi çalışır. Yaşla beraber kemik iliğimizin belli bölgeleri kan üretmeyi bırakır. Omurgalarımızın içi dahil, bacak kemiklerimiz, kaburga kemiklerimiz her yerde kemik iliği vardır. Yaşla birlikte bu kemik iliği artar. Örneğin 70-80 yaşına gelmiş bir insanın artık bacak kemik iliği çok çalışmaz daha ziyade omurga içlerindeki kemik ilikleri çalışır. Bu nedenle kemik iliğinin yağlanmasını geciktiriyor. Daha sağlıklı. Oksijen taşıma kapasitesi yüksek olan eritrositler kemik iliğinden üretilir.”