CHP'ye geri dönen Usluer: Memleket Partisi 80 kurucu üyeyle yola çıktı, 54 kişi kaldı

Büyük Birlik Partisi (BBP) lideri Mustafa Destici, Türkiye İşçi Partisi (TİP) lideri Erkan Baş’ın gerçek soyadının ‘Jusoviç’ olduğunu söyledi. Destici, Baş için ‘Tito artığı’ ifadelerini kullanarak ‘Alman ajanlığı’ yapmakla suçladı. Erkan Baş, Destici’ye verdiği yanıtta tüm Yugoslavya göçmenlerine hakaret edildiğini, Almanya’da doğan işçi çocuklarına ‘ajan’ denildiğini söyleyerek “Irkçılık komploculuktur, ırkçılık sahtekarlıktır. Bu da basit bir örneğidir” dedi.

Örnek: Aradıkları gibi bir Türk profiline bakarlarsa onu biraz zor bulurlar

Bunun üzerinde kamuoyunda yeniden bir ırkçılık tartışması başladı. Tartışmaları Siyaset Bilimci Doç. Cangül Örnek, Radyo Sputnik'te yayınlanan Enver Aysever ile Yolcu Yolunda Gerek programında, Türkiye’nin bir göç ülkesi olduğunu hatırlatarak “Birçok ülkenin tarihi böyle. Dünyada her ülkenin tarihinde büyük göç hareketleri var. Bu da etnik kompozisyonu doğal olarak değiştiriyor” ifadelerini kullandı. Örnek, “Uzun süredir Yugoslavya göçmenleri gündem olmuyordu. Destici bu başlığı da açmış oldu. Çünkü onlara bu ülke bir türlü köken beğendiremedi. Kılıçdaroğlu için de sürekli olarak, üstü kapalı Ermenilerin Alevileştiği, onun da Ermeni olduğu söyleniyor. Oysa bunların hepsi Osmanlı’nın yayıldığı alanlarda yaşayan halklardı. Kendi aradıkları gibi bir Türk profiline bakarlarsa onu biraz zor bulurlar” diye konuştu.

‘Türk-İslam senzeti milliyetçilik ABD ve devlet destekli ortaya çıktı’

Bununla birlikte Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli de sol/sosyalist partileri hedef aldı. Bahçeli TKP, TİP, SOL Parti, TKH, HKP ve HDP’ye isim vererek ‘gayri meşru’ dedi.

Bahçeli’nin bu sözlerini tarihsel bağlamda değerlendiren Örnek, “Antikomünizmin zirve yaptığı dönemde, ırkçı-turancılık Türkiye’de var ama bir aydın tabanı var. Bugünkü anlamda Türk-İslam sentezi milliyetçiliğin ortaya çıkışı 1960’lar. Bu hareketin en büyük motivasyonu, ABD’den destek almasının en büyük nedeni anti-komünist bir hareket olarak doğması. O dönemde solun yükselttiği anti-Amerikancı dalga var. O toplumsal kalkışma ortamında, solu sindirmek üzere kurulmuş olan, işçi hareketini, grevleri bastıran bir sokak gücü olmak üzere kurulmuş bir hareketten bahsediyoruz. Bu hareket, kendisine verilen destek olmasa bu noktalara gelemeyecekti. Hâlâ 80’den önce yüzde 4-5’lik oy oranı olan bir hareket görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Usluer: Memleket Partisi kurucu üyelerin vazgeçtiği bir oluşum

CHP’den ayrılarak Memleket Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Prof. Gaye Usluer, 20 Haziran 2022 tarihinde ‘Gün küçük olsun, bizim olsun günü değil. Parti, başlangıçtaki iddiasından ve hedefinden uzaklaştı’ diyerek istifa etmişti. Usluer, CHP’ye geri döndü. Milletvekili aday listelerinin kesinleşmesi sonrası partiye dönen Usluer, “Vekillik için geçti gibi söylemlere mahal vermemek adına, bu sürecin tamamlanmasını bekledim” açıklamasında bulundu.

Usluer süreci şöyle anlattı:

“Yeni yollar, arzu edilen hedefler için parti kurulabilir. Bu demokratik bir süreç fakat Türkiye farklı bir dönemden geçiyor. İdeolojik olarak taban tabana zıt ortaklıkların yapılmasına neden oldu. Şimdi Memleket Partisi’nin kurucusu Sayın İnce. Benim için de aynı yerde siyaset yapmış bir kişi olarak, kendimce daha fazla demokrasi bağlamında taleplerim vardı. O doğrultuda bir yer değişikliği oldu ama CHP’den tam zıt bir parti gibi düşünmemiştim. Bir yılın sonunda, partinin arzu edilen büyümeyi göstermemesi, istenilen hedefe ulaşılmaması ve içinde gördüğüm sakıncalar geleceğe dönük düşüncelerimin olmasına neden oldu. Düşünsenize, parti 80 kişilik kurucu kadroyla yola çıktı, şimdi ise kuruculardan geriye 54 kişi kaldı. Yani kurucu üyelerin vazgeçtiği bir oluşumdan bahsediyoruz. Onun ötesinde, mevcut sistem 0.1’lerin 0.2’lerin seçimi kazanmak veya kaybetmekte çok önemli olacağı bir sistem. Tabii ki tam da AKP’nin istediği gibi iki kutuplu bir siyaset oluştu. Burada ‘rejim değişsin mi değişmesin mi?’ oylaması var. Bu seçimin sonunda bizim esas oylayacağımız bu. Bu noktada 0.1’lerin çok önemli olduğu süreçte, Gaye Usluer’in milletvekili olup olmayacağından daha önemlisi ülkenin geleceği. Tam da bu kaygılarla hareket ettim.”