EKSEN

‘Dün yalnızlaştırmak istedikleri Çin bugün bir seçenek haline geldi’

Dr. Adıbelli’ye göre, ABD’de Tayvan için inisiyatifi Kongre aldı, Çin ile tatbikatlarla gerilim dinmeyecek. Çin’in ‘kendi güç dengesini kurduğunu’ söyleyen Adıbelli, Pekin’e giden Macron’un ABD’ye çıkışlarına dikkat çekti. Asya Para Fonu gibi girişimlerin arttığını belirten Adıbelli, “Asya yüzyılı salt retorik değil ekonomik temelli” vurgusu yaptı.
Sitede oku
Avrupa’da Ukrayna vekaletiyle yürüttüğü çatışmanın müzakereli çözümüne yanaşmayan ABD’deki Biden yönetimi, Asya-Pasifik’de de Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı kılıçları biliyor. En başta da ‘Tek Çin’ ilkesinin altını oyan adımlar öne çıkıyor.
Tayvan adasının lideri Tsa ing wen’in ‘transit’ diye sunulan ABD ziyaretinde Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Kevin McCarthy ile görüşürken ayna anda Tayvan’ı ziyaret eden Kongre heyeti adanın Çin’e karşı savunulmasını gündeme taşıdı. Bu girişimleri kınayan Pekin, ada etrafında kapsamlı bir askeri tatbikat başlattı. Çin tatbikatını ABD’nin Filipinler ile birlikte askeri tatbikatı izlerken, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (Kuzey Kore) füze denemeleri eşliğinde Asya’daki suların ısısı düşmüyor.
Diğer yandan Çin dış politikada Suudi-İran anlaşmasını sağlayarak dikkatleri üzerine toplamışken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ağırlanması da gündemde üst sıralara çıktı. Bunda Macron’un ziyaretinin sonlarına doğru Avrupa’nın ABD’nin peşinden giderek Tayvan meselesine karışmaması ve özerk davranması yönündeki açıklamaları etkili oldu. Macron, Fransız havacılık ve gemicilik sektörü için Çin ile önemli anlaşmalar da kotarmış durumda.
Askeri ve diplomatik hareketliliğe Asya’da ve BRICS çerçevesinde doların ağırlığını azaltacak yeni para birimleri ile ticaret gündeminin yoğunlaşması da eşlik ediyor. Bu çerçevede Malezya lideri IMF’ye denk gelen Asya Para Fonu kurulması çağrısında bulunmuş durumda.
Gelişmeleri Asya uzmanı Dr. Barış Adıbelli ile konuştuk

‘Artık dünyanın stratejik dengesi Asya’ya kaymış durumda. 21. Yüzyılın temel gerçeği bu’

Dr. Barış Adıbelli’ye göre, Asya, Çin ve Tayvan giderek dünya politikasında önemli bir gündem maddesine dönüşürken, Ukrayna krizini çözemez aşamadaki Batı da Asya’ya dönüyor. Adıbelli, Macron ve von der Leyen’in Pekin ziyaretlerine atfen, “Dün yalnızlaştırmak istedikleri Çin bugün bir seçenek haline geldi” dedi:
“Son dönemde Asya’nın daha konuşulur olduğunu gördük. Asya, Çin, Tayvan dünya politikasını neredeyse işgal etti. Hatta öyle bir duruma geldi ki Batı, Ukrayna krizini çözemez aşamada, son nokta olarak yönlerini Asya’ya döndü, umudu orada arıyor. Dün yalnızlaştırmak istedikleri Çin, bugün bir seçenek haline geldi. Macron ile Von der Leyen’i de unutmayalım. Artık dünyanın kabul etmesi gereken bir gerçek var. Artık dünyanın stratejik dengesi Asya’ya kaymış durumda. ABD bile tüm ağırlığını oraya veriyor. 21. Yüzyılın temel gerçeği bu. Buna karşı konuşanların itirazı bu noktada bu şeyi gerçeklik kabul etmiyor. ABD’de bir grup da bunu kabul etmediği için durum böyle. Önümüzdeki dönemde daha fazla tatbikat, askeri gerginlik, Asya’da savunma bütçelerinin arttırıldığını göreceğiz, Tayvan daha fazla gündeme gelecek.”

‘Amerika’da Tayvan konusunda Kongre inisiyatif aldı’

Tayvan liderinin ABD’ye ‘transit ziyaretinde’ Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy ile görüşmesi, bir ABD Kongre heyetinin Tayvan ziyareti ve ardından gelen Macron ziyareti eşliğinde ABD ve Çin’in karşılıklı tatbikatlarına atıf yapan Dr. Adıbelli, gerilimin devam edeceği görüşünde. Adıbelli, bunda Tayvan meselesinin artık Biden yönetiminin de kontrolünden çıkıp Kongre’ye mal olmasının rolüne dikkat çekti:
“Tayvan için bir şanssızlık mıdır? Tayvan, öyle bir mücadele alanına düştü ki aslında, Tayvan olduğu için değil, Amerika karşısındaki dinamikler yüzünden, güçler dengesinde önemli bir stratejik patlama merkezi görülüyor. Belki başka bir zaman Filipinler olacaktı. Tayvan, Filipinler gibi değil çok tehlikeli bir kumar. Çünkü yeni süper güç Çin’e ait. Tayvan ile ilgili bir hamle yaptığınızda Çin’den karşılık alıyorsunuz. Tsai Ing Wen, bir Güney Amerika ülkelerine ziyarete çıktı ve Amerika’da mola verdi. Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile bir araya geldi. Daha sürprizi, eşzamanlı olarak Kongre üyelerinin bir kısmı Tayvan Adası’na ziyarette bulundu. Dış ilişkiler komitesi gitti. Bir taraftan da eski Tayvan Cumhurbaşkanı Ma ilk defa Çin’i ziyaret etti. Bir baktık Macron orada. Tayvan liderinin ziyaretinde McCarthy, ‘Amerika’nın Tayvan’a desteği sarsılmaz, birbirimizde destek devam edecek’ dedi. Tayvan lideri de ‘Birlikte olduğumuzda daha da güçlüyüz’ dedi. Çin misilleme yapacağını söyledi fakat anlık bir şey yapmadı. Çünkü Macron ziyareti devam ediyordu. Macron döndükten sonra tatbikat başladı. Artık Amerika’da şu tartışılıyor. Tayvan konusunda Kongre inisyatif aldı. Pelosi, Kongre üyeleri gitti, McCarthy liderini kabul etti. Beyaz Saray’ın elinden çıkmış gibi. Bu, Biden yönetiminde rahatsızlık yaratan bir durum. Kontrolü kaybettiği andan itibaren Çin ile olası bir çatışmaya zemin hazırlayacak bir durum.”

‘Kuzey Kore konusunda o garantiyi veremeyiz’

Bölgede askeri tatbikatların süreceğini Çin’in uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ettiğini belirten Adıbelli, aynı şeyin Kuzey Kore için garantisinin olmadığını dile getirdi:
“Askeri tatbikatlar daha önce de oldu ve devam edecek. Çin’in buna nasıl karşılık vereceği önemli. Çin’den öte Kuzey Kore nasıl cevap verecek? En son denizaltı drone denemesi yaptılar. Başka denemeleri de olacak. Asya-Pasifik’te bu tatbikat özellikle Japonya-Amerika-Güney Kore üçgeni içindeyse Çin’den önce muhattap Kuzey Kore’ye de bakılması gerek. Nihayetinde Çin uluslararası hukuk kuralları içinde hareket ediyor. Ama Kuzey Kore konusunda o garantiyi veremeyiz.”

‘Çin karşısında Kissinger görmek istiyor ama…’

Blinken’in ‘meteoroloji balonu vurulması’ olayı sonrası iptal ettiği Çin ziyaretini anımsatan Adıbelli, ABD’nin dış politika ekibinin zayıflığına dikkat çekti. Adıbelli’ye göre artık ziyaret gerçekleşse de önemi yok çünkü Çin ‘açık cephe almış’ durumda ve kendi ‘güç dengesini’ oluşturuyor:
“ABD’nin son iki yönetimi Trump ve Biden ekip anlamında fiyasko. Dışişleri konusunda çok zayıflar. Blinken’ın gidip gelmesi önemli değil. Çin biraz da filozofça altyapısı olan, buna değer bir muhatap istiyor. Karşısında bir Kissinger görmek istiyor. Çin ile Amerika arasındaki gerginlikleri isimler olsaydı bence Blinken’in Çin ziyareti iptal edilmezdi. Elinizdeki külliyat da önemli. Blinken, Çin ile olan işlere ne kadar hakim, bu önemli. Etrafındaki isimler de Çin’e aşina isimler değil. Dolayısıyla bu ziyareti yapması artık bir şey ifade etmiyor. Çünkü o köprünün altından çok sular aktı. Çin 6 ay önceki Çin değil. O Bali zirvesinde el sıkıştığınız Çin değil, aradaki güven sarsıldı. Artık Çin de bunu kabullendi. Gerçekten bir bloklaşma var. ‘ABD’ye karşı bir tehdidim, o da bana karşı bir tehdit’; son birkaç ayki söylemler, Çin basınında çıkan değerlendirmeler hep bu yönde. Çin eskiden hep bunları göz ardı edip barış eli uzatıyordu. Artık bundan sonra Çin açık cephe almış vaziyette. Kendi güç dengesini yeniden oluşturma adına Macron ile kaç saat vakit geçirdiler.”

‘Pekin’e AUKUS tarafından dışlanmış bir Fransa gitti’

Adıbelli, Fransa Cumhurbaşkanı için ‘ABD’nin mesajını iletecek’ denilmesine karşın Macron’un ABD ve Britanya’nın AUKUS’tan dışlanmış ülkenin lideri olarak Pekin’e gittiği görüşünde. Macron’un dönüşte verdiği mesajlara da dikkat çekerken, bunun ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ çıkışından daha ötede bir meydan okuma teşkil ettiği değerlendirmesinde bulundu:
“Macron giderken, ‘Amerika’nın mesajını iletecek’ dediler. Hayır giderken mesaj götürmeyecek. Oraya AUKUS tarafından dışlanmış bir Fransa gidiyor. Oradan Amerika’ya bir meydan okuma yaptı. O beyanatta gördük. Macron, ‘AB olarak 3. kutup olmalıydık’ dedi. Bu, ‘Ben Amerika ve İngiltere’nin oluşturduğu blokta yokum’ demek. Eğer imkan olursa, Fransa stratejik özerklik üzerinden yeni bir denge de kendi kuracak. Macron, ‘Tayvan, Avrupa’nın meselesi değil, bize ne?’ diyor. Bu, ‘Ukrayna bizim meselemiz değil, Avrupa ilgilensin’ diyen Cumhuriyetçilere bir cevaptı aslında. Moskova bildirisinin en yenisini Lavrov, Ankara’da yaptı, ‘Yeni bir dünya düzenine ihtiyacımız var’ dedi. Lavrov’un Ankara’daki basın toplantısında ilk defa bu kadar net şekilde Rusya’nın Dışişleri Bakanı, ‘Yeni dünya düzeninin kurulması lazım’ diye mesaj verdi. Bütün bunların ışığı altında geri adım atılmaz. Ok yaydan çıktı. Von der Leyen, Çin’e parmak sallarken Macron ‘bambaşka bir şey konuştuk’ dedi. Macron’un meselesi, ‘Eğer ABD ve İngiltere beni Asya-Pasifik’te yanına almıyorsa ben de Çin, Hindistan, Rusya üçlüsünün yanında yer alırım’ diyor. Çünkü Fransa’nın deniz aşırı toprakları Asya-Pasifik’te. Fransa, Asya-Pasifik’e çok yabancı bir ülke değil. Dolayısıyla Asya-Pasifik’te oluşan güçler dengesinde Fransa da Çin’in bulunduğu bölgeye doğru hızla yanaşıyor. AB’ye de şu tavsiyede bulunuyor, ‘Gelin 3. Kutup olalım. Ticaretimize bakalım’ diyor. Amerika bizi kullanıyor, bağımlı devlet haline getiriyor diyor. ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti’ demekten öte inanılmaz bir meydan okuma olarak gördüm. Fransa, Çin’den meydan okuyacak demiştim. Orada yapmadı ama geldiğinde meydan okudu.”

‘Amerika canı sıkıldı mı dolar üzerinden yaptırımı başlatıyor’

Asya’da Malezya’nın dile getirdiği ‘Asya Para Fonu’na atıf yapan Adıbelli, bunun gibi doları aşacak diğer girişimlere dikkat çekti. Adıbelli’ye göre, Asya yüzyılı salt retorik değil ekonomik temelli. Adıbelli, ABD’nin ‘canı sıkıldı mı’ dolar üzerinden ‘yaptırım savaşı başlatmasının’ etkilerine dikkat çekti:
“Asya’nın yüzyılı sadece retorik değil ekonomik olarak yükseldiği için herkes orada. Malezya Başbakanı da Çin ziyaretinde ‘Kendi para fonumuzu kuralım’ dedi. ‘Amerikan hegemonyasına ve dolarına bağlı kalmayalım’ demek bu. Amerika canı sıkıldı mı dolar üzerinden yaptırımı başlatıyor. Buna bir tepki olarak dünya ülkeleri harekete geçtiler. Avrasya doları gibi bir ortak para birimi olabilir. BRICS’te bununla ilgili bir çalışma olduğu bilgisi var. Asya Para Fonu, Asya doları gibi uluslararası ticarette geçen yeni bir yapının sistemi kuruluyor. Bir dünya düzeni önce ekonomik düzenle gelir. Onun için ABD, Marshall planıyla Avrupa’yı yapılandırdı. Ondan sonra kendi liberal ekonomik düzenini kurdu. Yeni bir dünya düzeninden bahsedeceksek önce ekonomi düzeni kurulmalı. Bu gelişmelerin hepsi onun sancısı. Asya para fonu dendi, merkez bankası dendi; bunların hepsi toplandığında Asya’nın yeni ekonomik düzeni ve üzerinde de siyasi, askeri, kültürel her alanda yeni dünya düzeni kurulacak. Bu 10 yıl öncesi için ütopyaydı ama bugün gelinen noktada bunun öyle olmadığını görüyoruz. Biden’ın Japonya ziyaretinde Hint-Pasifik ekonomi çerçevesi diye bir düzen kurma adına projeyi hayata soktu. Amerika daha önce davrandı. Burada sadece Medeniyetler Çatışması gibi düzenlerin çatıştığı yeni bir süreç var.”

‘Dünyanın yeni güç düzeni Asya-Pasifik’te belirlenecek’

“Batı artık emekli oldu, şimdi sıra Asya-Pasifik’te” diyen Adıbelli, bu noktada önce Ukrayna’daki çatışmanın bitmesinin gerekeceği değerlendirmesinde bulundu:
“Çin, Rusya ve öteki ülkeler hep beraber kendi ekonomik, kültürel, askeri, siyasal düzeniyle Asya-Pasifik’te yer almaya çalışıyor. Demek ki bu dünyanın yeni güç düzeni Asya-Pasifik’te belirlenecek. Asya-Pasifik bugüne kadar çok sessiz, sakin, barışçıldı. Buna alıştığımız için orada Batı’daki yaşanan rekabeti görünce şaşırıyorlar. Ancak Batı artık emekli oldu, şimdi sıra Asya-Pasifik’te. Bütün o güç mücadelelerini orada göreceğiz. Bu noktada Ukrayna savaşının bitmesi gerekiyor. Onun geleceği de Asya Pasifik’teki süreci etkileyecek. Avrupa’nın bir kısmı destek veriyor gibi. Von der Leyen’in Zelenskiy ile telefon görüşmesi yapılması baskısı. Çin’in de zamanı geldiğinde biz karar veririz demesi. Onun için altı ay önceki Çin yok. Artık oyunun kurallarını Çin koyuyor. Blinken’ın da ne zaman Pekin’e geleceğine Çin karar verecek."
Yorum yaz