Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, CNN Türk'te, Türkiye'de gerçekleştirilen enerji projelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Geçen yıl Türkiye'de tüketilen doğal gazın yüzde 99'unun ithal edildiğini ve yaklaşık 55 milyar metreküp doğal gaz tüketimi gerçekleştiğini ifade eden Dönmez, "Yine tükettiğimiz petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 99'ını ithal ediyoruz. Enerji bedeli 94-95 milyar dolar civarında seyretti. Enerji ürünlerindeki maliyeti düşürmemiz ve enerji ithalatını azaltmamız lazım" diye konuştu.
Dönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın enerjide bağımlılığı kıracak vizyonu çerçevesinde sismik araştırma gemileri alındığını ve daha sonra da derin deniz sondaj yapma imkanına sahip gemilere sahip olunduğunu anlattı.
Dünya sıralamasında bu filo ile Türkiye'nin ilk beş ülke içinde olduğunun altını çizen Dönmez, şöyle konuştu:
"Aramaların neticelerini almaya başladık, aramak gerekiyor bulmak için. Son 5 yılda Akdeniz ve Karadeniz’den yola çıktık. 2018’de aramalara başladık. 2020’de Sakarya Gaz Saha’sında Tuna-1 Kuyusu’nda ilk keşfimizi gerçekleştirdik. Karadeniz'de dünyanın en zor projelerinden birini gerçekleştiriyoruz. Karadeniz’in ortalarındayız. Denizden seyahat edildiğinde servis gemileri 8-10 saatte gidiyor. Denizdeki sınır alanımıza yakınız. Sondajları yaptığımız bölgede su derinliği 2 bin 200 metre. 2 bin 500-3 bin metre de karada ilerliyoruz. Toplamda su seviyesinde 5 bin metre kadar aşağı inmiş olacağız. Bu projelerde beyin göçünü tersine çevirdik. Akdeniz’deki çalışmalardan dolayı ambargolarla karşılaşmıştık. Orada yabancı uyruklu çalışanlarımız Türk vatandaşı oldu. Böyle bir istihdam da kazandık. Bu proje için Exim Banklardan kredi sağlıyoruz. Örneğin, 650 milyon dolarlık krediyi kullanma aşamasına geldik Karadeniz gazı projesi için. Sizin çalışan ve çevre hassasiyetiniz olmazsa bunları sağlamanız gerekiyor. Örneğin, burada, rotada ufak değişiklik yapmak durumunda kaldık. Kuşların konakladığı yerden sapma yaptık."
Dönmez, çalışmalar sonunda Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin 710 milyar metreküpe ulaştığını, bunun sadece meskenlerde kullanılan gaz miktarı ile kıyaslandığında 35 yıl süreyle tüm konutların ihtiyacını karşılayacak büyüklükte olduğunu söyledi.
Bütün sanayi düşünüldüğünde ise 15-20 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayacak nitelikte büyüklüğe ulaştıklarını vurgulayan Dönmez, "Yeni keşifler geldikçe bu süreler artacak. Bu söylediklerimiz sadece Karadeniz’de gerçekleşen keşiflerle sağlanıyor. Burası denizlerdeki en büyük keşifler olarak literatüre girdi. Karadeniz’deki doğal gazın 20 Nisan’da Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifiyle Filyos’taki iletim tesisine getirmiş olacağız. Bir iki hafta içinde kalibrasyon ve prosese yönelik çalışmalardan sonra mayıs başında doğal gaz iletim sistemine dahil olacak. Hem milletimiz kazanacak, hem ülkemiz kazanacak. Karadeniz gazında 2,5-3 yıldır henüz gelirimiz yok harcamalarımıza devam ediyoruz. 710 milyar metreküp 30-35 yıllık projeksiyondan bahsediyoruz. Bunlar hesaba katıldığında, bugün uluslararası piyasalardaki değeri 500 milyar doların üzerinde, artabilir. Geçtiğimiz yıl daha yüksekti. Bugün böyle" diye konuştu.
'Enerji merkezi olma çalışmaları tam gaz devam ediyor'
Enerji merkezi olma adına yapılan çalışmalara da değinen Bakan Dönmez, Türkiye'nin doğal gazın nakli ve Avrupa'nın gaz güvenliği konusunda önemli roller üstlendiğini söyledi.
Tüm bunların yanında, FSRU adı verilen yüzer LNG terminalini sisteme eklediklerini dile getiren Dönmez, şöyle devam etti:
"En son Saros’a üçüncü FSRU gemimiz geldi ama açılışını depremden dolayı erteledik. Daha önce iki tane FSRU gemimiz vardı biri Ege’de diğeri Hatay’da. Buna Saros’u ekledik. Batı tarafındaki arz güvenliğimiz açısından önemli. Komşu ülkelere de gaz sevkiyatı imkanı kazanmış oluyoruz. Bu gelişmelerle 100 milyar metreküpe kadarlık doğal gazı, işleyip sisteme kazandırma imkanı sağlamış oluyoruz. 40 milyar metreküpü de ihtiyaç duyan ülkelere ticaretini sağlayabiliriz. Gaz merkezi olma buradan çıktı. Bir yandan arz güvenliğimize katkı sağlarken, diğer yandan önemli bir ticaret merkezi olma konusunda adım atmış olduk. Rekabetçi bir ortam olması doğal gazın fiyatının düşmesine sebep olur. Bu yatırım ve tesislerle, küresel bir enerji krizi yaşanması durumunda en önemli oyunculardan biri kendi gazımız olacak. İki üç yıl içinde Karadeniz'deki üretimi maksimum seviyeye getirdiğimizde, şu an başlangıç seviyesi olarak günlük 10 milyon metreküp ile başlayacağız, 2 yıl sonra 2026’da inşallah günlük 40 milyon metreküpe çıkacağız. Tüm konutların doğal gaz ihtiyacını karşılayacak hale geleceğiz. Bu da yüzde 25 demektir. Bu önemli bir aktör. Bu saha ile elimiz çok daha güçlü olacak."
Yer altı depolamada 10 milyar metreküp hedefi
Dönmez, yer altı depolamaları ile ilgili olarak da geçen yıl Silivri'deki tesiste kapasite artışının sağlandığını ve kapasitenin 2,8 milyar metreküpten 4,6 milyar metreküpe ulaştığını kaydetti.
Tuz Gölü’ndeki depolama faaliyetlerinin devam ettiğine işaret eden Dönmez, "Orada 1,2 milyar metreküplük bir depolama kapasitemiz var. İnşallah orayı da 5,4 milyar metreküpe çıkaracağız. İnşallah projelerin bitirilmesiyle 10 milyar metreküpe ulaşan depolama kapasitesine sahip olacağız. Kendi gazımız var, depolama kapasitemiz var bunları tamamladıkça güçlü bir ülke oluyorsunuz. Diğer ülkelerle de Bulgaristan’la yaptığımız gibi anlaşmalar yapacağız. Ayrıca petrolde de çalışmalarımız devam ediyor. Esma Çevik sahasında kuyu sahasını 20'ye çıkaracağız. Bu yıl günlük üretimimizi 15-20 bin varile çıkaracağız. Hedefimiz Cumhuriyetin 100. yılında günlük 100 bin varile çıkarmak" diye konuştu.
Akkuyu NGS ve yenilenebilir enerjideki gelişmeler
Bakan Dönmez, Türkiye'nin enerjide bağımsızlığı yakalamak için tüm kaynakları seferber ettiğini söyledi.
Akkuyu Nükleer Güç Santraline (NGS) 1 hafta sonra ilk taze nükleer yakıt geleceğini aktaran Dönmez, "27 Nisan'da bölgeye nükleer yakıt geldikten sonra bölge nükleer tesis unvanı kazanmış oluyor. Nükleer yakıt geldikten sonra işletmeye alma, devreye alma testleri yapılacak. Akabinde de 1 yıl sonra elektrik üretimi gerçekleşecek. Deneme üretimleri önce başlayacak. Nükleer güç santralinin inşası tamamlandığında elektrik ihtiyacının yüzde 10'u karşılanacak. 2026'da tamamlanacak" ifadelerini kullandı.
Dönmez, 2002'de elektrik kurulu gücünün 30 bin megavat olduğunu, mevcut durumda 104 bin megavata ulaştığını anımsattı.
Sadece elektrik tarafında bu dönemde 80 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ve bunun büyük bir kısmının özel sektör eliyle gerçekleştiğini ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:
"Sadece yerli sermaye değil, uluslararası sermaye de geldi. Siyasi istikrar sağlandığı için bu gerçekleşti. Yenilenebilir enerji konusunda piyasa şartlarında güven verdik. Türkiye'deki enerji piyasası Avrupa'nın en büyük enerji piyasasından biri. Regülasyonlarımız Avrupa standartlarında. Konya Karapınar Güneş Santrali'nin açılışı bu ay içinde gerçekleşecek. Avrupa'nın en büyük, dünyanın sayılı santrallerinden biri. Paneller Türkiye'de üretiliyor. Panel üretiminde dünyada üçüncü sıraya geldik. Geçen yıl Güney Kore idi. Bu yıl Çin ve Kamboçya'nın ardından üçüncü sıradayız. Avrupa'da ise birinci sıradayız. Yenilenebilir enerjinin payı artacak."
Kömür sektöründe istihdam çalışmaları
Kömür ile ilgili proje ve istihdam çalışmalarında da sona yaklaşıldığını ifade eden Dönmez, şu bilgileri paylaştı:
"Türkiye elektrik üretiminde yüzde 25’lik pay kömürden geliyor. 2053’te Net Sıfır hedefini koyduğumuz için kömürün payı giderek azalacak. Kömürde işçi kaynağında 1000 kişilik istihdam alınacağı söylenmişti. Buna 1000 kişi daha alınması gündemde. Kömür yatırımları konusunda ise bir kok kömürü fabrikası kurma yönünde çalışmalarımız devam ediyor. TTK ve yerel aktörlerle böyle bir yatırımı düşünüyoruz. Yaklaşık 150-200 milyon dolarlık bir yatırım olacak. Yine 500 kişilik istihdam şansımız olacak. Bu yatırımı Zonguldak’ta planlıyoruz. Kendi kömürümüzü koklaştıracağız."