Yazar Hakan Yel, son romanı ‘Ruh Çağıran’la Radyo Sputnik’te yayınlanan Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Hakan Yel, “Kendimi hep bir gözlemci olarak konumlandırdığımdan hem objektif kalabiliyorum hem de hiç bir akıma kapılmıyorum. Benim pozisyonumda, benim gibi hikayeler anlatan bir insan için doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum” dedi.
Yel, şöyle devam etti:
“Tarih öncesi çağları okumuş biri olarak Göbeklitepe’yi ilk duyduğumda çok şaşırdım, 20 bin yıl önce o dönemin insanları tarafından böyle bir yerin yapılmış olması beni şoke etti. İki kere gittim, uzun uzun notlar aldım, düşündüm taşındım ve kendi fikrimi oluşturdum. Ben iyi tarafından bakıyorum fakat başka insanlar Göbeklitepe’yi kendi inançlarını sarsacak bir tehlike yuvası olarak göreceklerdir. Roman da (Ruh Çağıran) oradan yürümeye başladı. Oraya gidip 20 bin seneyi gözünüzün önüne getirip, insanlık tarihinin nereden nereye geldiğini düşünebiliyorsunuz. Bu düşünmenin sonunda, yolunuzu mu kaybedersiniz, inanç dünyanız mı değişir yoksa bilime dair düşündükleriniz mi? Türkiye’de herkes, özellikle çocuklar Göbeklitepe’yi gidip görmeli.”
'Rabia Naz’ın romanını yazmak istiyorum'
Yel, “Rabia Naz’ın romanını yazmak istiyorum. Türkiye’deki en iyi gerilim hikayesi Rabia Naz’ın başına gelenlerdir. Birinin bunu yazması gerekiyor. Gerekli izni alabilirsem o adaletsizliğin anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Adaletsizliğe uğramış bir çocuğun hatırası için doğru bir iş olacak” dedi.