Bilgin, Ankara'da bir otelde düzenlenen Türk Metal Sendikasının 17. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2000'li yılların başından itibaren yapı değiştirmeye ve gelişmeye devam ettiğini belirtti.
Türkiye'nin kalkınma hamlesinde sermayenin önemli rolü olduğuna işaret eden Bilgin, "Biz sermaye düşmanı değiliz ama sermayenin emek düşmanlığı yapmasına izin vermeyiz." dedi.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin son yıllarda yaşanan en büyük acı olduğunu belirten Bilgin, depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına katılan maden işçilerine teşekkür etti.
Bilgin, Türkiye'nin Kovid-19 salgını sonrası ekonomisi büyüyen iki ülkeden biri olduğunu belirterek, bu büyümeyi sanayi sektörünün sağladığını, bunda da metal endüstrisinin ve metal işçilerinin önemli işlevi olduğunu bildirdi.
Türkiye kalkınmasının yükselişte olduğunu ve bunun artık geri çevrilemeyeceğini ifade eden Bilgin, Türkiye'nin sorunlarının da olduğunu ve bu sorunları çözmeye yönelik adımları atacaklarını kaydetti.
'Kimse endişe etmesin'
Enflasyonun, emekçilerin ve sabit gelirlilerin hayatlarını tahrip ettiğini belirten Bilgin, bu tahribatı azaltmaya karşı çeşitli tedbirler aldıklarını anımsattı.
Tüm gelirlerin asgari ücret kadar olan kısmının vergi dışı bırakıldığını hatırlatan Bilgin, şunları kaydetti:
"Buna rağmen biliyorum ki, ücretlerin üzerinde hala vergi dengesizliği vardır. Bunun da çözülmesi konusunda hem TÜRK-İŞ Başkanımızın hem TİSK Başkanımızın kendi imzalarıyla bana getirdikleri, benim de çalıştığım bir konu var. İnşallah onu da çözeceğiz. Seçimden önce yapalım, bitirelim diye bir derdim yok. Biz zaten önümüzdeki dönem de iktidarda olacağız. Dolayısıyla bunu da biz çözeceğiz. Kimse endişe etmesin."
Türkiye'nin, taşeron işçiliği konusunda da büyük bir çözümü hayata geçirdiğine dikkati çeken Bilgin, "Ama KİT'lerde kalan o dönem 80 bin civarında arkadaşımız vardı. Bazı kuruluşların yeniden taşeron işletmeciliğine müracaat etmesi sonucu sayıları arttı. Bu sorunu da çözeceğimizin sözünü verdik. Önümüzde çözülecek her dosyayı çalışıp kapatıyorum. En son kapattığım dosya, geçici işçiler dosyasıydı. Şimdi de önümüzde bu duruyor. Bunu da çözeceğiz." dedi.
Bilgin, yaklaşık 700 bin kamu işçisini ilgilendiren 2023-2024 yılı Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşme görüşmelerinin devam ettiğini belirterek, "Çalışanlarımızı, emekçilerimizi mutlu eden bir sözleşmeye imza atacağız." dedi.
Sendikalaşma oranının yukarıya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Bilgin, şu ifadeleri kullandı:
"Demokratik toplum, örgütlü toplumdur. Örgütlü toplumun temelinde de işçilerin örgütlenmesi vardır. İşçiler örgütlenmeden diğer örgütlenmeler sağlam temellere dayanmazlar. Onun için örgütlü iş yerlerine imtiyaz, ayrıcalıklar veren bir uygulamayı, 'Beyaz Bayrak' projemizi de önümüzdeki günlerde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Örgütlenmenin önünde bir yönetmelik engeli var. Özellikle iş barışını bozan, örgütlenmeyi engelleyen bir yönetmelik. O değişiklik hazırlığını tamamladık. Sizlerin de onayına göndereceğim. Çünkü biz burada birlikte çalışıyoruz. Sosyal ortaklarımızla, işçi ve işveren sendikalarımızla birlikte çalışıyoruz. Sizin onayınızdan geçtikten, sizinle mutabakat sağladıktan sonra üzerinde birlikte oturup konuşacağız ve yayınlayacağız. Dolayısıyla örgütlenme önündeki engellerden birini de ortadan kaldıracağız."
Çalışma hayatıyla ilgili esas sorunu henüz çözemediklerini belirten Bilgin, şunları söyledi:
"Esas büyük sorun, bizim toplu sözleşme, iş kanunu, toplu sözleşme kanunu, sendika kanunu gibi bütün çalışma hayatının yasal mevzuatında köklü bir reforma ihtiyaç var. Onunla ilgili de bütün hazırlıkları yaptık. Bir akademi kurulu kurduk. Sizin de bir akademik çalışmanız oldu. Onu da biliyorum. Bu ortak çalışmayı birlikte değerlendirerek inşallah önümüzdeki dönemde onu hayata geçireceğiz."
Yakın zamanda İzmir'de İktisat Kongresine referans verilen bir toplantı yapıldığını anımsatan Bilgin, şunları kaydetti:
"O toplantıda bir Türkiye düşmanı, Birinci İktisat Kongresini yapan Mustafa Kemal Paşa'nın, Atatürk'ün hatırasına da saygısızlık yaparak '100 yıllık Cumhuriyeti bitireceğiz.' dedi. Cumhuriyetin yüzüncü yılındayız, yüzüncü yılını kutlamaya hazırlanıyoruz, Türkiye Cumhuriyeti yüzlerce yıl yaşayacak. Başta Amerika olmak üzere batılı küresel güç merkezleri, istihbarat örgütlerinin desteğiyle Türkiye'ye karşı kirli mücadele yürüten cinayet örgütünün hiçbir mensubu, onun hiçbir sözcüsü, Türkiye Cumhuriyeti'ne laf söyleme haddine sahip değildir. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün de sözüyle ilelebet var olmaya devam edecektir, sizin gibi hadsizlerin varlığını bile kimse hatırlamayacaktır."