Habertürk kanalında Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan ATA İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan Türkiye'de hitap ettikleri kitlenin yüzde 30 olduğunu söyledi.
Oğan'ın açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle:
"Pazar günü yaklaşık 50 gün imzayı bir günde topladık. Türk milliyetçileri ve Atatürk milliyetçileri başta olmak üzere tamamı organik olarak 100 bin imzayı çok rahat geçip yarışta yerimizi aldık. Çoğu insanın haberi yoktu. Kamuoyu bilgilendirme araçlarının bize yer vermemesi sorunu. Mükemmel bir teşkilatlandırmamızın olduğunu söylemiyorum. Biz iki hafta önce adaylığımızı açıkladık, imza sürecine başladık. İlk 2 gün kendimizi duyurmakla meşgul olduk, dördüncü ve beşinci günü süreci tamamladık. Hakkını yemeyelim Fatih Altaylı Bey, Habertürk'e davet etti, buradan teşekkür ediyorum. Başka televizyon kanallarında yer bulamadık. Tokat'ta bir salonda konuşacaktık 'dam akıyor' dediler. Bir gün sonra AK Parti orada toplantı yaptı. Bunlar Türkiye'ye yakışmayan şeyler. Siyaset dijital dünyada yapılmıyor. Ben ayağı yere basan siyasetçiyim. Mesela adam benim takipçim. Bana DM'den mesaj atıyor 'Ben polisim' veya 'Devlet memuruyum' veya 'kızım devlet memuru imza verirsem başıma iş gelebilir' diyor. İmza sürecinin ilk iki gün yavaş gitmesinin sebebi oydu. Türkiye'de anayasal hakkını kullanırken insanlar korkuyor. Böyle bir Türkiye'de imza toplamanın çok kolay olmadığını ifade etmek isterim.
'Sayın İnce'nin ülkücü tabana hitap edeceğini düşünmüyorum'
Halihazırda yapılmış ciddi anket yok. Bizim yaptığımız birtakım çalışmalar var. Bir defa biz hangi seçmen kitlesine yaslanıyoruz. Beklentimiz nedir? Türkiye'de sol ve sosyal demokratların oy kitlesi yüzde 30 civarında kitle ortaya çıkıyor. HDP'nin yüzde 10'luk kitlesi olduğunu görüyoruz. Burada yüzde 30'luk milliyetçi-Atatürkçü kitle var. Bu kitle şimdiye kadar 'Niye bizim adayımız yok' tartışması içerisindeydi. İslamcıların, solcuların adayı var. Neredeyse Kürtçüler aday çıkarıyordu. Peki Türk milliyetçileri ve Atatürkçülerin neden yedek bir güç gibi dursun ki? Biz asla 'Bana Türkçülükle, Kürtçülükle gelmeyin, Selahattin Demirtaş'a özgürlük' demiyoruz. Şu an başlangıç itibariyle Türkiye'deki siyasal eğilimleri masaya yatırdığımızda her üç adayın yüzde 30'luk bir kitleye talip olduğunu söyleyebilirim. Hitap ettiğimiz kitlenin tamamının oyunu alacağımız anlamına gelmez. İyi çalışırsak hepsini alabiliriz. Yüzde 30'luk kitle bizim doğrudan hitap ettiğimiz kitle. Elbette bizim kitlemizin dışından da oy alacağımız kitleler var. Sayın İnce'nin ülkücü tabana hitap edeceğini düşünmüyorum. Muhtemeldir ki, sosyal demokrat tabandan oy alacaktır.
'Şu an sayın Erdoğan 20 senedir Türkiye'yi yönetiyor, 20 yıldır iktidarı deviremeyen yorulmuş bir muhalefet var'
Bizim şu an MHP'ye oy verip, Erdoğan'a oy vermeyeceği kitleden aldığımız anlık reaksiyon var. Partisiz kitleden de aldığımız reaksiyon var. Zafer, Adalet, Ülkem, Türkiye İttifak Partisi'nin oluşturduğu ATA İttifakı'nın adayıyım. Bunları bir araya getirdiğimizde bizim başlangıç oyumuzun yüzde 7 ila 9 olduğunu ifade etmek isterim. Bunun süreç içerisinde ilk aşamada yüzde 16'lara ve daha sonra daha yukarıya çıkacağını düşünüyor, hesaplıyoruz. Siyasette her şey mümkündür. Türk siyaseti sürprizlere de şahit olmuştur. Şu an sayın Erdoğan 20 senedir Türkiye'yi yönetiyor. İnsanlar yoruldu, kamplaştırmadan yoruldu. Ancak 20 sene muhalefette sayın Kılıçdaroğlu var. 20 yıldır iktidarı deviremeyen yorulmuş bir muhalefet var. Bunların içerisinde teknolojiye, Türkiye'nin aydınlık yüzüne, Türkiye'nin en genç Cumhurbaşkanı adayına yakın olan benim.
'Ben şansımı Kılıçdaroğlu kadar görmüyorum, açık söylüyorum'
Burada başarının kıstası 2. tura kalmaktır. Baktığınız zaman bir tarafta devlet imkanlarıyla siyaset yapan Erdoğan var. Yılların siyaset kurdu Anadolu tabiriyle. Büyükşehir imkanlarıyla siyaset yapan, işte 6'lı Masa, 6 +1 Masa ve sayın Kılıçdaroğlu. Ancak siyasette iki kere iki her zaman 4 etmez. Ben şansımı Kılıçdaroğlu kadar görmüyorum, açık söylüyorum. Ancak önümüzde 45 gün var. Bu 45 gün boyunca göstereceğimiz performansla üçüncü bir seçenek olduğunu gösterdiğimiz takdirde Türk milletinin sağduyusuna inandığımı ifade etmek isterim. Seçim bugün değil, 45 gün sonra. O sebeple iyi çalıştığımız takdirde ikinci tura kalabiliriz. Kalamadığımız takdirde şöyle değerlendireceğiz; Türk milliyetçilerinin ufku daraltılmış, iki parti arasında yedek oyunculuğa soyundurulmuş. Türk milliyetçilerinin bugün bu sandıkta temsil ediliyor olması büyük başarıdır. Birkaç partiye bölünmüş olmasına rağmen. Bu seçimlerin bizim tarafımızdan sürpriz sonuçlarının olacağını unutmayın. 2. tura kalamazsak Türk milletinin sigortası devreye girecek. HDP'nin veyahutta HÜDA PAR'ın; yani iki ucu bölücü değnek olan iki partinin arasına Türk milletinin sıkışmasını önleyeceğiz. Kim daha milli politikalar izliyorsa onunla olacağız. Biz cenneti vaadetmeyeceğiz ama cehennemin kapılarını kapatacağız.
'HDP kızıl, HÜDA PAR yeşil Kürdistan kurmak istiyor'
Yavuz Bey, İYİ Parti içerisinde farklı bir sesi temsil ediyordu. İYİ Parti'ye zenginlik kattığını düşünüyorum. Prensibi çerçevesinde hareket ediyor. Yavuz Bey'in karşı olduğu şeylere biz de karşıyız. HDP'nin Türk siyasetine dayatılmak istenmesine karşıyız. Herkes HDP ile şu pazarlığı, bu pazarlığı yapacağını düşünüyor. HDP'nin temel isteği, Suriye'nin kuzeyindeki PKK yapılanmasına dönük operasyonların durdurulmasıdır. Bu küresel bir projedir, temel amacı Suriye'nin kuzeyinde Kürdistan'ı kurmaktır. Hangi ittifak olursa olsun, HDP gibi belirli amaçlar çerçevesinde politika yapan yapılara muhtaç kalmasını istemiyoruz. HDP ve PKK neyi hedefliyor? Kızıl Kürdistan'ı. Bunların esas kurucuları ne? Sol, marksist, ateist yapı. HÜDA PAR'ın hedefi yeşil Kürdistan kurmak. Biri yeşili, diğeri kırmızısı, diğerinden farkı yok. SHP nasıl HADEP'i listelerine alarak bölücü zihniyeti siyasete kazandırdıysa şu anda AK Parti aynı tehlikeyi gündeme getiriyor. HÜDA PAR'a listelerinde yer vererek Meclis'e taşıyor. Türk bayrağındaki Türk kelimesinden rahatsızlar. Türkiye'nin tazminat ödemesini istiyorlar. Mustafa Kemal'e etmedikleri hakaretler yok. Bunlar maalesef, yerli ve milli olarak ifade edilebiliyor. Bir el HDP'yi nasıl buraya monte ettiyse, diğer tarafa da HÜDA PAR'a monte etti. Biz buna inanıyoruz.
Yavuz Bey görüştüğüm, kıymetli bir siyasetçi. Bu süreçte de telefonlaştık. Kendisine yeni sürecinin hayırlı olmasını diledim. Alacağı her türlü karara saygı duyuyorum. Muhtemeldir ki, Yavuz Bey herhalde izleyecek gibi duruyor. Nezaketen bir telefon görüşmesi yaptık. Görüşürüz, konuşuruz, bundan da mutlu oluruz. Kitlelerimiz paralel kitleler. Önümüzde 45 gün var, farklı sürprizler olur diye düşünüyorum. Ortaya bir Türkiye vizyonu koymak istiyorum. Adaletle ilgili düşüncelerimizi ortaya koymak istiyorum. Bu ülkede ekonomik kriz almış başını gidiyor. Deprem unutuldu. Ben o bölgeye gittim, günlerce destek olmaya çalıştım. Binlerce insan liyakatsizlik yüzünden hayatını kaybetti. Dış politikada hata üstüne hata yapıldı.
'Yanlış beyanda bulunarak vatandaşlık alanların vatandaşlıklarını iptal edeceğiz'
İktidara gelecek olsam Yunanistan'ın Osmanlı'dan bağımsızlık kazandığı, binlerce Türk'ün katledildiği Yunanistan bağımsız gününü kutlamayız. Türk dünyasına önem vereceğiz. Bir an önce Suriye ile görüşüp, ülkemizdeki Suriyelileri göndermek gerekiyor. Cumhur İttifakı hala ensar-muhacir çerçevesi içerisinde. Son günlerde, 1 ay içerisinde İçişleri Bakanlığı Nüfus İdaresi açıklama yapsın, ne kadar yabancı vatandaşlık aldı? Bizde olan bilgilere göre 100 bine varan insanlara bir anda vatandaşlık verildi. Bu bir iddia. Dünyanın hiçbir yerinde dün vatandaşlık alan birisi bugün oy kullanamaz. Bu ülke için canını veren insanların tercihlerini, dün gelen ve ne olduğu belirli olmayan insanlara değiştiremezsiniz. Bu ülke için vergisini veren, canını veren insanların kararı üzerinde bir etkide bulunamazsınız. Türkiye'de bugün suç oranları, sığınmacıların suç oranları Türk vatandaşlarını çoktan geçti. Uyuşturucu ticaretinin içerisinde Afganlılardan, Suriyelilere kadar çok ciddi örgütlemeler var. Demografik kriz yaşayacağız. Türk milleti müsterih olsun biz Suriyelilerin tamamını ülkesinde göndereceğiz. Tüm vatandaşlıkları tek tek sorgulayacağız, yanlış beyanda bulunarak vatandaşlık alanların vatandaşlıklarını iptal edeceğiz. Şimdi seçimlerin sonucunu Türkiye'deki kaçak vatandaşlar üzerinden değiştirmeyi düşünüyorlar.
'DPT'nin yeniden etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacağız'
Ben diplomalı bir ekonomistim. Dünyada faiz sebep enflasyon sonuç gibi bir şey yok. Böyle bir politika yok. Derhal piyasa şartlarına göre oluşmasını sağlayacağız faizin ve enflasyonun piyasa şartlarına göre. Devletin zaman zaman ekonomiye müdahil olabileceği, ihtiyaç duyulan alanlarda yatırım anlamında gerekse de düzenleyici anlamında daha etkin rol oynamasını sağlayacağız. DPT'nin yeniden etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacağız. Ekonomide güveni tesis edeceğiz. Bugünkü gibi güvensiz ortamda tefeci faizi ile borçlanmasına gerek kalmayacak. Bir süre Türkiye'nin borçlanması icap edebilir. Ancak dış ticaret fazlası haline gelince borçlanmaya gerek kalmayacak. Daha ucuz ise gerektiğinde neden IMF'den borç alınmasın ki, dayatmalarına boyun eğmeyeceksiniz. IMF ile oturup konuşursunuz, size dayatma içinde değilse, siz buna yeterince direnebilirseniz alabilirsiniz. Dışarıdan alınan faiz tefeci faizidir. Türkiye'nin ödediği faiz şu anda milletin sırtında büyük yükü var. Güven olmadığı için yatırım da gelmiyor.
Emekli sevildiği için değil, haklı olduğunu düşündükleri için değil, emekliyi kandırmak için, seçimde oyunu almak için bu düzenleme yapıldı. Bu ikiyüzlülüktür. Biz bu ikiyüzlülüğü kaldıracağız. Siyasetçi kurnazlığını kaldıracağız. Devlet adamı ciddiyetini getireceğiz. Kurumlar demokrasisinin işlediği yerde bunların hiçbirine ihtiyaç olmayacak. Faizleri düşürdünüz. O faizlerle kredi alabiliyor musunuz? Peki kim alıyor? Normal bir vatandaşın, iş adamının o faizlere yanaşamadığını biliyor musunuz?
'Kim seçilirse seçilsin, Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri sıradan ilişkiler değil devlet politikasıdır bu'
Azerbaycan'da şöyle endişeler duyuyoruz; acaba Cumhur İttifakı kaybederse, Türkiye'nin Azerbaycan'a desteği azalır mı? Bir defa müsterih olsun Azerbaycan halkı. Kim seçilirse seçilsin, Türkiye ile Azerbaycan ilişkileri sıradan ilişkiler değil. Devlet politikasıdır bu. Yıllarca bu iktidarın Azerbaycan'a bakışı yanlıştı. Bursa'daki bayrak hadisesini. Karabağ savaşı sırasında Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği doğru destekti. Kimin emeği geçtiyse Allah razı olsun. Türkiye'nin İHA, SİHA'ya yaptığı yatırım doğru yatırımdır. Gelecek teknolojilerde İHA ve SİHA'larda hipersonik teknolojiye ulaşmaktan geçiyor. Çip teknolojisi geleceğin teknolojisidir. Türkiye'yi çip teknoloji üssü haline getirebiliriz."