DÜNYA

Sendikayı engellemekten Senato'da ifade veren Starbucks patronu: Bana milyarder demeniz adil değil

ABD Senatosu'nda Starbucks'ın sendikalaşmayı işten çıkarmalar eşliğinde engellemesiyle ilgili açılan soruşturmaya nihayet ifade veren Schultz, tamamen yasalara uygun davrandıkları, ilerici işveren ve işçi dostu olduklarını savundu. En çok kendisine 'milyarder' denilmesine bozulan kahve devi patronu "Bu, adil değil" dedi.
Sitede oku
Demokrat Parti'nin sol kanadından Bernie Sanders'ın mücadelesi sonucu, Senato Sağlık, Eğitim, Çalışma, Emeklilik (kısaltması HELP/YARDIM) Komisyonu'nun sendikalaşmayı engelleme soruşturmasında Starbucks'ın eski CEO'su Howard Schultz nihayet ifade verdi. Çalışanları işten atmaya varan sendikalaşma engellemesiyle suçlanan Schultz, bu ay kahve devinin bir numaralı yöneticiliğini bırakmasının ardından bir yıldan uzun süredir çağrıldığı Komisyon oturumuna gitti.
Cumhuriyetçi senatörlerin desteklediği, Demokrat senatörlerin ise yaylım ateşine tuttuğu kahve zinciri devi, 2 saat boyunca soruları yanıtlarken, özellikle Senatör Sanders'la hararetli tartışmalara tutuştu.
DÜNYA
Starbucks CEO'su, çalışanların sendikalaşmasına engel çıkardığı için Senato'da ifade verecek
Çok sayıda Starbucks çalışanının izleyici koltuklarını doldurduğu oturumda, suçlamaları 'kesinkes' yalanlayan Starbucks kurucusu, "Bunlar iddiadan ibaret, Starbucks kanunları çiğnemedi" derken, anlaşmazlıklarla ilgili dava süreçlerinin devam ettiğini belirtti.

'Yasaları çiğnememe iddianızın inandırıcılığı yok'

ABD'nin Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu'nun (NLRB) Starbucks'ın Ulusal Çalışma İlişkileri Yasası'nı ihlal ettiği ve atılan çalışanların işe iade edilmeleri yönünde karar verdiğini hatırlatan senatörler, Schultz'un nasıl olup da yasalara uygunluk iddia edebildiğini sorguladı.
Senatör Chris Murphy, "Bu, 100 kez hız yapmaktan ceza alan birinin, polis her seferinde yanlış anladığı için kanunları asla ihlal etmediğini söylemesine benziyor" diyerek Schultz'un inandırıcılığının olmadığını söyledi.
ABD'de ilkin Buffalo kentindeki mağaza çalışanlarının sendikalaşma kararından beri 270'den fazla mağazada aynı kararın alınmasıyla 7000 bin çalışan sendika tarafından temsil edilme noktasında.

'Çalışanlarımızla doğrudan ilişkide olmak istiyoruz'

Süreci engellemek için her yola başvurmasına rağmen Starbucks'ın ilerici bir işveren olduğu iddiasında ısrar eden Schultz, sendikanın şirketin ABD'deki 9 binden fazla mağazasının küçük bir bölümünü temsil ettiğini söyledi. Şirketin personeliyle 'doğrudan ilişkisi' olması yönündeki tercihini paylaşma hakkının bulunduğunu dile getirdi.

'Baristalara sizin saatlik ücretinizden fazlasını veriyorum'

Starbucks'ın 17 doların üzerindeki ortalama saatlik ücret, sağlık sigortasına erişim, üniversite eğitim desteği ve hisse senedi hibeleri dahil öncü avantajlar sunduğunu anlatan Schultz, "Bunun eşi benzeri yok ve bu yüzden bir sendikaya ihtiyacımız yok" derken şu vurguyu ihmal etmedi:

Bugün mağazalarımızdaki baristalar, ortalama 17.50 dolar kazanıyor. Saygılarımla arz ederim ki, Başkan Bernie Sanders da dahil olmak üzere bu komisyonda bir eyaleti temsil eden her senatörün asgari ücretinden daha fazla.

'Hangi sendika bunları verebilir?'

Yönetim kurulu üyeliği devam eden kurucu, senatörlere "Bu avantajları sunan bir sendika toplu sözleşmesi hiç duydunuz mu" diye meydan okudu.

'Milyarlarım var, ama milyarder demeniz adil değil'

Devlet destekli konutlarda geçen bir çocukluktan kahve imparatorluğuna ulaşan ve ABD başkanlığına adaylığını koymakla flört eden Schultz, özellikle Sanders'ın kendisine 'milyarder' demesine bozuldu.
Forbes'un kabaca 3.7 milyar dolar olarak tahmin ettiği serveti için "Ben yoktan geldim. Evet milyarlarca dolarım var. Onları bileğimin hakkıyla kazandım. Bana başkası vermedi. Sürekli olarak Starbucks insanlarıyla paylaştım" diyen Schultz, hakkındaki nitelemeler için "Bu, adil değil" diye ekledi.

'Neden toplu sözleşme imzalamıyorsunuz?'

Şirketin neden hala sendikalı çalışanlarla toplu özleşme imzalamadığı, sendika üyesi olmayan personele geçen yıl verdiği zam ve ikramiyeleri sendikalı çalışanlara vermediği soruları üzerine kahve devi patronu, şirketin sendikayla onlarca kez toplandığını ve işçilerle pazarlık yapmaya istekli olduğunu iddia etti.
Oysa çalışanlar, tam tersi yönde beyanlarda sözbirliği etmiş durumda.
EKONOMİ
ABD'de işçi hareketi güçlenirken Starbucks sendikalaşanları işten çıkarıyor
Şirketin kimin katıldığını doğrulayamayacağı endişesiyle görüntülü görüşmelerde pazarlık yapmak istemediği iddiasını da öne süren Schultz, toplu sözleşme pazarlığındayken sendikalı çalışanlara diğerlerine yaptıkları ücret artışlarını yapmak zorunda olmadıkları ve sözleşmeyi 'parça parça' müzakere etmek istemediklerini savundu.

İşçileri tehdit ettiğini yalanlamadı

Sanders'ın "Bir işçiyi sendikayı desteklediği için hiç tehdit ettiniz mi, zorladınız mı veya gözünü korkuttunuz mu" sorusuna 'hayır' cevabını vermeyen Schultz "Niyet ettiğimden farklı bir şekilde yorumlanabilecek konuşmalar yaptım..." dedi.

'Yasalar milyarderler tarafından çiğnenebilir mi'

Meselenin Starbucks'ın çalışanlarına avantajlar sunması değil, yasadışı davranması olduğuna dikkat çeken Sanders, "Bugün karşı karşıya olduğumuz temel mesele şu: Herkes için geçerli bir adalet sistemimiz var mı yoksa milyarderlerle büyük şirketler cezasız şekilde yasaları çiğneyebiliyor mu" vurgusunu yaptı.
Starbucks'ın hala sendikayla sözleşme imzalamadığının altını çizen solcu senatör, şöyle devam etti:

Bana rezilce gelen, Starbucks'ın sendika karşıtı faaliyetleri ve yasaları çiğneme istekliliğinin yanısıra oyalamak, oyalamak ve oyalamak için hesaplı ve kasıtlı çabaları. Starbucks'ın yaptığı sadece sendikaları dağıtmaya çalışmaktan ibaret değil, daha da kötüsü. Hayatlarını iyileştirmek için mücadele eden işçilerin ruhlarını darmadağın etmeye çalışıyorlar. Ve bu affedilemez.

Cumhuriyetçilere göre Schultz'a karşı 'karalama kampanyası'

Schultz'u 'binlerce istihdam yaratmış başarılı bir iş insanı' olarak öven Cumhuriyetçi senatörler ise işçi temsilcilerinin firmaya karşı önyargılı olup olmadığını sorguladı ve Sanders tarafından bu oturumun düzenlenmesini 'karalama kampanyası' diye tanımladı.
Komisyon'da Schultz'un ifadesinin ardından sendikalaşma yüzünden işten atılan, tehdit ve taciz edilen ve diğer haksızlıklara uğrayan çalışanların uğradıkları muameleleri anlattıkları bir panel düzenlendi.
Yorum yaz