‘Verimli tarım arazileri sanayi kullanımına açılmak isteniyor’
“Oysa Trakya’daki organize sanayi bölgelerinin yüzde 45’i dolu, yüzde 55’i boş. Bu bölgeler varken yeni yeni alanların sanayiye açılması neden düşünülüyor? Tarımsal verimliliğin en yüksek olduğu 1. ve 2. sınıf tarım arazileri sanayiye açılmak isteniyor. Bu topraklarda yılda birkaç ürün almak mümkün. Mera alanlarımız da var burada. Bu alanlarımız da sanayi kullanımına açılması için sürekli girişimlerde bulunuluyor. Hayvancılığın en temel girdisi yemdir. Mera alanları sanayiye gittiği zaman hayvancılık karlı olabilir mi? Olamaz. Dolayısıyla biz bindiğimiz dalı kesiyoruz. Avrupa’da tarımsal verimliliği olan topraklar yüzde 45-50’yi geçtiği zaman burası tarımsal SİT alanı ilan edilir. Bugün Trakya’nın yüzde 82’si tarıma elverişli. Yüzde 17’si bunun dışında ormanlık. Trakya’nın tümden bir SİT alanı olması gerek. Bugün Avrupa’da bir ovada bir tane yapı görebilir misiniz? Mümkün değil. Buralar koruma altında.”
‘Gıda güvenliği riski ile karşı karşıya kalabiliriz’
“Pandemi ve kuraklık olayında tarımsal ürünlerin ne kadar stratejik olduğunu gördük. Bugün ülkelerin çoğu artık tarımsal ürünlerin ihracatını bile kısıtladı. Biz bu verimli topraklarını tarım dışına çıkararak gelecek nesillerin besin kaynaklarını yok ederek insanlarımızı açlıkla karşı karşıya bırakmak durumunda kalırız. Burada mutlaka özellikle afet riski faktörlerini gözeterek yapılacak olan ve kalkınmayı güçlendirecek yatırımlar özellikle düşünüyoruz ama bunu yaparken de gelecek projeksiyonu, sonrasını düşünmek zorundayız. Eğer biz bu iyileştirmeyi doğru yerde, zamanda yapmazsak bu maliyet deprem sonrası çok büyük olacaktır ve ülke ekonomisinde büyük kayıplara neden olacaktır.”