AKŞAM POSTASI

İskenderun Devlet Hastanesi için 'depreme dayanıksız' raporu yazan uzman: Kolonlar su içindeydi

Kahramanmaraş merkezli depremlerde çöken İskenderun Devlet Hastanesi için 11 yıl önce ‘depreme dayanıksız’ raporu yazan Levent Çeliktürk, “Kolonlar su içindeydi, uyardık ama bina boşaltılmadı” açıklamasında bulundu.
Sitede oku
Hatay’da 11 yıl önce ‘depreme yüzde 100 dayanıksız’ raporu verilmesine rağmen depreme kadar hizmet vermeye devam eden İskenderun Devlet Hastanesi’nde 80 kişi ölmüştü. 2012’de o raporu yazan TMMOB İskenderun Temsilci Yardımcısı Levent Çeliktürk, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuk oldu. Çeliktürk, “Yeraltı suyu yüksek olduğu için temel ve kolonlar suyun içerisindeydi. Demirler paslanmıştı neredeyse demir kalmamıştı bile diyebiliriz. Raporda detaylı fotoğraflar da koymuştuk” dedi.
Çeliktürk’ün açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Bu binada depreme dayanıklılık testini deprem yönetmeliğine testini yapan kişiyim. Yaklaşık 10 yıl önce kamu binalarının dayanıklılık testi için bizden talep etti ve biz de gerekli çalışmaları yaptık. Test yaptık, numune aldık. Binaların durumu ilk gittiğimizde de kötüydü. Binalarda deprem tahkiki yaptığımızda, ‘depreme dayanıksız raporu’ hazırladık ve güçlendirme projesi de hazırlamıştık ama proje ekonomik olmadığından, yıkılıp yeniden yapılması kararı alınmıştı.
Biz gittiğimizde hastane herhangi bir hastane gibi işleyişine devam ediyordu. Biz orada tüm yapıları yaptık sadece o yıkılan bina değil yıkılmayanlarda da söz konusu. Bazı bölgeleri yıktılar ama bu onların bütçesi olmadığı anlamına gelmiyor. Güçlendirme maliyeti, yeniden yapı maliyetini geçince yapıyı yıkıp yeniden yapma kararı verilir. O zaman da o kararı vermiştik ama yıkılmayıp kullanılmaya devam edildi. Biz o zaman inceleme yaparken hastanenin taşıyıcı sistemi iyi değildi. Demirleri paslanmıştı ve beton kabukları atmıştı. Gelişen teknolojide deprem için alınabilecek hasarları bildiğimiz için biz o zaman 2007 yılı deprem yönetmeliğine göre araştırma yapmıştık ve bu durumda binanın kolonlarının neredeyse %100 göçme bölgesine geliyordu. Kullanılmayan binaları yıkıldı ama kullanılan yani hastalara hizmet eden binalar kullanılmaya devam etti.

'Dayanıksız olduğu apaçık ortadaydı'

Yapı eğer depreme dayanıksızsa güçlendirme yoluna gidilir. Güçlendirme projeleri hazırlanır ve maliyeti çıkarılır. Güçlendirme projesi yeni yapı maliyetinin yüzde 40’ını geçerse o zaman güçlendirmek mantıklı değil. Binanın yıkılıp yeniden yapılması kararı alınır. Bizim o dönem verdiğimiz karar ve karşılıklı teyitleştiğimiz karar da buydu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı da var sadece Sağlık Bakanlığı’nın onayı yok. Bölgeye yeni hastane de yapıldı ama hastane mi yetmedi bilmiyorum. Yeraltı suyu yüksekti ve zemin kötüydü. Yeraltı suyu yüksek olduğu için temel ve kolonlar suyun içerisindeydi hatta demirler paslanmıştı neredeyse demir kalmamıştı bile diyebiliriz. Raporda detaylı fotoğraflar da mevcuttu ama maalesef ofisim yıkıldı bütün evrak ve arşivler enkaz altında kaldı.

Her olan depremden sonra deprem yönetmeliği değişiyor. Teknoloji ilerledikçe bizler de daha keskin tespitler yapabiliyoruz. Kamu yapıları depremden sonra kesintisiz kullanım sağlaması gereken yapılar. Kamu binalarında herhangi bir çatlak bile olmaması gereken yapılar. Konutlar sınırlı hasarlar alabilecek şekilde tasarlanıyor ama konutların okula çevrildiği yerler var. Okulun, okul olarak tasarlanması lazım. Deprem yönetmeliğinde şöyle bir şey var, kamu yapılarının yüzde 50 daha güçlü yapılması yazıyor ama normal konut olarak tasarlanıp bunu kamu ya da okul yapısına çevirdiğinizde deprem anında zarar görüyor ve kullanılmaz hale geliyor. Depremde çalışması beklenen kurumunun çalışamaması anlamına geliyor. O zaman da vatandaşa hizmet gitmiyor."

Yorum yaz