ANKARA'DAN HABER VAR

Prof. Dr. Görmez: 18-33 yaş arası seçmeni sandığa götüren taraf seçimi kazanır

Prof. Dr. Görmez, Türkiye’de 18-33 yaş arası seçmene dikkat çekti. Görmez, bu yaş grubundaki seçmenin sandığa gitmeyi düşünmediğini dile getirerek söz konusu seçmeni sandığa götürmeyi başaran tarafın seçimi kazanacağını iddia etti.
Sitede oku
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Görmez, Radyo Sputnik’te yayınlanan Aysel Alp’le Ankara’dan Haber Var programına konuk olarak katıldı. Görmez programda, yaklaşan seçimlerde Türkiye’deki mevcut siyasi dinamikleri ve seçmen davranışlarını değerlendirdi.

‘Seçim başa baş gidiyor’

Seçimlerin başa baş gittiğini savunan Görmez, “Şu anda seçim başa baş gidiyor. Birinci turda bir iktidar çıkmayacak. Partilerin blok oyları değişmez. Örneğin AK Parti’nin yüzde 30’luk, MHP’nin yüzde 5’lik, CHP’nin yüzde 20’lik, HDP’nin yüzde 10’luk bir oyunu değiştiremezsiniz. İYİ Parti’nin oyu ise yüzde 7’den yüzde 20’ye kadar oyu sallanıyor. Yüzde 10’da bloklayalım. Aslında merkez sağ siyasette toplumun önünü açması gereken bir parti olmasına rağmen her nedense buraya oturmadı. Yüzde 75’i blok. Yüzde 25’in ise 17-18’i genç, mevcut gidişata aykırı, siyasallaşmış ama bu partilerin hiç birine bugüne kadar gitmemiş bir seçmen. Yüzde 25’lik seçmen 18-33 yaş grubunda ve sandığa gitmeyi düşünmüyor. Onları sandığa götürmeyi başaran seçimi kazanır” dedi.

‘Seçmen, kimlik siyasetine yöneldi’

Hizmet siyaseti ve kimlik siyaseti olmak üzere iki bileşenin seçmen davranışını belirlediğini kaydeden Görmez, Türkiye’de seçmenin muhalefetin de etkisi ile kimlik siyasetine yöneldiğini savundu.
Görmez, şunları paylaştı:

“Muhalefet muhalefetlik yapıyor mu acaba?' diye tartışmak lazım. Türkiye’de bir iktidar sorunu olduğu hep iddia ediliyor ama ciddi bir muhalefet sorunu da var. Burada seçmeni suçlamamak gerekiyor. Muhalefet iktidar olabilecek güveni halka tesis etmemiş gözüküyor bence. Bizde siyaset iki saik ile oy verme davranışını belirliyor; kimlik siyaseti ve hizmet siyaseti. Hizmet siyaseti ve kimlik siyasetinde Cumhur İttifakı halktan yeterince destek alamasa da bunun karşısında Millet İttifakı da bu desteği ilerletemiyor. Hizmet siyasetinde bir başarı sağlayamayıp, topluma yeterince güven veremeyince vatandaş kimlik siyasetine yöneliyor. Yani benim ailemden, benim cemaatimden, hemşerilerimden olsun düşüncesine kapılıyor. Eğer hizmet siyasetini egemen kılsaydık insanların dinleri, ırkları sorun olmazdı. Adayların kimlikleri önem taşıyacak.“

‘Muhafazakar çizgiye oturan parti iktidar oluyor’

'Muhafazakarlığın Türkiye'de yüzde 60'ın üzerinde bir ortalamada olduğunu' öne süren Görmez, bunun siyasete yansımaları ile ilgili şunları söyledi:

“Yaptığım Türkiye toplumunun değerleri araştırmalarım var; muhafazakarlık değeri var bu toplumun. Sağcısı, solcusu, Alevi’si, Sünni’si ile bu toplum genel olarak muhafazakar bir toplum. Bu tabloya oturan siyasal parti iktidar oluyor. Muhafazakarlık bu toplumda yüzde 60’ın üzerinde bir ortalama değer. Bu noktada ortaya bir iktidar ve paylaşım meselesi çıkıyor. İktidar ve paylaşım meselesinde herkes ‘Benim muhafazakarım, benim bildiğim insanlar kazansın’ gibi bir kavgaya giriyor. Demokratik toplumlarda insanlar kendilerinin ve toplumun geleceğine bakarlar ve ortak paydada bir uzlaşı sağlanır. Bizde bu uzlaşı sağlanmıyor. Cumhur İttifakı bir birlik halinde varlığını sürdürürken Millet İttifakı bu varlığını sürdüremedi. Yani ortak belli değerler koyamadı. Birbirinden uzak siyasi partiler adeta bir torbanın içine atıldı, beraber olun dendi. Ama olmuyor.”

Yorum yaz