ANKARA'DAN HABER VAR

Prof. Dr. Erdem: Kılıçdaroğlu'nun Kürtçe'yi resmi dil olarak açıklaması mümkün değil

Prof. Dr. Tevfik Erdem, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürtçeyi resmi dil veya eğitim dili olarak açıklamasının mümkün olmadığı yönünde görüş belirtti. Erdem, bu durumun İYİ Parti’yi Millet İttifakı’ndan uzaklaştıracağını ve bölgeler arası ayrışmayı hızlandıracağını savundu.
Sitede oku
Stratejik Düşünce Enstitüsü İç Politika ve Hukuk Koordinatörü Prof. Dr. Tevfik Erdem, Radyo Sputnik'te yayınlanan Aysel Alp’le Ankara’dan Haber Var programına konuk olarak katıldı. Erdem programda, Kürt kökenli seçmenin oy tercihinin ne yönde olacağına yönelik soruları yanıtladı ve Kılıçdaroğlu-HDP görüşmesini değerlendirdi.

‘HDP kendi kimliğini CHP üzerinde ispat etmek istiyor’

HDP’nin kendi kimliğini CHP üzerinde ispat etme isteği olduğu iddiasında bulunan Erdem, bunun nedenini ‘her iki tarafın da birbirinin oylarına muhtaç olması’ ile açıkladı. Erdem, şunları kaydetti:

“HDP’nin kendi kimliğini, gücünü CHP üzerinde ispat etme isteği var. Çünkü CHP şu anda seçimi alabilmek için HDP’nin oylarına muhtaç. Tam bir simbiyotik ilişki var. Her iki taraf da birbirinin sunacağı hizmete, oya muhtaç durumda. HDP’nin taleplerinin Millet İttifakı’nda ne ölçüde karşılanıp karşılanmadığı da çok önemli. Çünkü şu anda bir diyet vermek durumunda Millet İttifakı, aslında Kemal Kılıçdaroğlu. Bu dil meselesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu anda bunu resmi dil olarak ya da eğitim dili olarak açıklaması mümkün değil. Bu, özellikle İYİ Parti’yi kesinlikle itecektir.”

‘Kürtçe’nin eğitim politikasına alınması ayrışmayı hızlandırabilir’

Eğitim politikasında Kürtçe’nin eğitim dili olarak uygulanmasının ayrışmayı hızlandırıcı bir etkisi olacağını savunan Erdem, 'HDP tarafından yerel yönetimlere özerklik getirilme talebi olduğunu, eyalet sisteminin de bölgeler arası eşitsizliği artıracağını' dile getirdi. Erdem, şöyle devam etti:

“Eğitim dili olarak Kürtçe’nin hayata geçmesinin şöyle bir sakıncası var; bu bir insan hakkı evet. Ancak resmi dil olarak Kürt dili eğitim politikasının içerisine sokulursa bu ayrışmayı giderek daha fazla hızlandıracaktır. Şu anda Kürt Milliyetçiliğinin esas üzerine oturduğu omurga dil milliyetçiliği. Ve bunun üzerinden işleyecek. Dün konuşulan şeylerden birisi de buydu. Çünkü yerel yönetimlere giderek daha fazla özerklik getirilme talebi var. Şu anda HDP’nin sürekli dillendirdiği Türkiye’nin 21 eyalete bölünme düşüncesi var. Ama bu eyalet sistemi eğer hayata geçerse Türkiye zaten bu parçalanması arzu edilmeyen üniter yapı giderek daha parçalanır bir hale geçecek. Bu da şöyle bir sıkıntıyı beraberinde getirebilir; eyalet sistemi dediğimiz yapı aslında bölgeler arası eşitsizliği giderek artıran bir yapı. Şu anda HDP seçmeninin bulunduğu bölge; Doğu, Güney Doğu Anadolu bölgesi aslında ekonomik açıdan da dezavantajlı pozisyonda. Oysa merkezi yapılar bu tür eşitsizliği ortadan kaldırmak konusunda daha işlevseldir diye düşünüyorum.”

‘Sağ seçmende ciddi bir kırılma var’

Seçmenlerin kafasında soru işaretleri olduğunu öne süren Erdem, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Seçmenin kafası karışık ama şöyle bir şey de var; ittifaklar belli olduğu zaman aslında kemikleşmiş kitle kime oy vereceğini biliyordu ama küçük partilerin ittifaklara dahil olup olmama konusunda kendi seçmeninin kafasını karıştırdığı bir durum var. Küçük partilerde bence büyük problem var ve İYİ Parti’de bir problem var. HDP seçmeninin çok ciddi bir biçimde konsolide olduğunu görüyoruz. Ancak ortada kalan küçük partilerin seçmenleri var. Örneğin dün Yeniden Refah Partisi bir açıklama yaptı, bu bir problem. Yine ATA ittifakı olarak tabir edilen ama esas olarak sadece Zafer Partisi’nin adının bilindiği bir ittifak var. Ümit Özdağ Sinan Oğan’ı aday gösterdi. Bu da aslında sağ seçmen arasında dağınıklığın ne kadar olduğunu gösterdi. Sağ seçmende ciddi bir kırılma ve geçişkenlik var. Dolayısıyla burada seçmenlerin kafasında bir problem var. Zihni en net olanın ben Kürt seçmen olduğunu düşünüyorum.”

Yorum yaz