Radyo Sputnik’te Enver Aysever ile Yolcu Yolunda Gerek programının gündeminde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi ile 3 Temmuz şike kumpasının ‘medya ayağı’ olduğu söylenen Ekrem Açıkel’in Halk TV’ye transferi vardı.
İzmir'de büyükşehir belediyesi misafirliğinde İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi düzenlendi. Katılımcılar arasında neoliberal ekonominin teorisyenlerin ağırlıkta olması, Francis Fukuyama gibi isimlerin varlığı iktisat dünyasında tartışma yarattı. Kongrenin davetlileri arasında emek sınıfının temsilcilerinden Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da vardı.
Arzu Çerkezoğlu: ‘Kongrede işçi sınıfının görüşlerinin yer almasını anlamlı buluyoruz’
Çerkezoğlu, cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken bir iktisat kongresinin yapılmasının ‘anlamlı’ olduğunu söyledi. Görüşmelerin verimli geçtiğini söyleyen Çerkezoğlu, DİSK’in neo-liberalizme karşı tutumunun net olduğunu ifade ederek kongrede işçi sınıfının da görüşlerinin yer almasının önemli olduğunu vurguladı:
‘Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir iktisat kongresinin toplanması DİSK açısından anlamlıdır. Tunç Bey bizi arayıp kongreye davet ettiğinde, biliyorsunuz paydaşlardan biri işçiler, biz de kuşkusuz kabul ettik. Düzenleyen ve içeriğini belirleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi. Bu sekiz aydır devam eden bir süreç. Çok sesliliğin egemen olduğu bir kongre çalışması yapıldı. Ben yüksek istişare toplantılarına da katıldım, verimli görüşmeler geçtiğini düşünüyorum. DİSK’in, işçi sınıfının görüşlerinin yer almasını anlamlı buluyoruz. Yarın kapanış var. Benim de, KESK’in de konuşmaları var. DİSK’in duruşu, neoliberalizmi nasıl değerlendirdiği zaten herkesin malumu. 29 Ekim’de biz İşçilerin İkinci Yüzyılı diye kapsamlı bir metin yayımladık. Neoliberalizmin tüm dünyada iflas ettiğinin net şekilde görüldüğü bir dönemde DİSK’in görüşleri kamuoyu biliyor. Yarınki konuşmada da bu görüşleri paylaşacağız. Fukuyama gibi isimlerin davet edilmesi düzenleyenlerin takdiri, ben katılmadım zaten o oturuma. Geniş kapsamlı bir çalışma oldu. Önümüzdeki yüzyıla ışık tutması açısından anlamlı buluyoruz.’
‘Kemalist çizgideki Fenerbahçe’yi çökertme ve ele geçirme operasyonuydu’
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün eski yöneticilerinden ve kumpas sürecinde hapis yatan Avukat Şekip Mosturoğlu, Açıkel'in Halk TV'ye geçişini değerlendirdi.
Fenerbahçe’nin büyük bir spor kulübünün yanısıra Türkiye’nin en önemli sivil toplum örgütlerinden biri olduğunu savunan Mosturoğlu, 3 Temmuz kumpasının kitleler arasında depremler yaratan bir dizi kurgu operasyon olduğunu söyledi. Ekrem Açıkel’in de aralarında bulunduğu bir grup insanın Fenerbahçe’ye kumpas suçlamasıyla yargılandığını hatırlatan Açıkel, ‘3 Temmuz’un üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen hala bu kadar tartışılmasının temel sebebi o zaman medyada tek taraflı biçimde 7/24 tartışılmasıydı’ ifadelerini kullandı:
‘Baştan beri söylediğim şey şuydu; Fenerbahçe Türkiye’nin en büyük kulübü olmasının yanı sıra en önemli sivil toplum örgütlerinden birisi. Bence o dönem kitleler arasında fay hatları, o fay hatları üzerinden depremler yaratan kurgu operasyonlar oldu. Bu da onların bir parçası. Ayrıca tabii futbol ekonomisine girme, Fenerbahçe gibi Kemalist çizgide olan, her yerde devletinin yanında milletinin emrinde olduğunu ifade eden taraftar kitlesine sahip bir yapıyı dizleri üzerine çökertme ve ele geçirme operasyonunun bir parçasıydı. Erem Açıkel de dahil olmak üzere bu isimler Fenerbahçe’ye kumpas suçlamasıyla yargılanıyorlar. Tabii yargılamalar sürdüğü ve masumiyet karinesi olduğu için biz onların yaptığın yapmayacağız. İsim vermeden söyleyeyim; bunlar emniyet görevlilerinin yargılandığı davadan yargılanıyor. İçlerinde Ekrem Dumanlı gibi isimler de var. HTS trafiğine baktığınızda İstanbul Emniyetinin belli muhabirleri, belli yayın kuruluşlarına haber servisi yaptığı belli. Kanıtlı bu, yargılaması da sürüyor. Emniyetin gazeteciler üzerinden medya tarafını oluşturma, daha yargılamalar başlamadan suçlu algısı oluşturma… 3 Temmuz’un üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen hala bu kadar tartışılmasının temel sebebi o zaman medyada tek taraflı biçimde 7/24 tartışılmasıydı. 10 kişi mücadele etti medyada bunlarla. Bu arkadaşlar da işsiz kaldı, ambargolar uygulandı.
‘İddialar algı olarak kaldı, biz 11-12 senedir aklanmaya çalışıyoruz’
Süreçte ‘para sayma görüntüleri’ olduğu iddia edilmişti. Mosturoğlu, bu görüntülerin hiç ortaya çıkmadığını hatırlatarak ‘Onlar algı olarak kaldı ve bu nedenle biz 11-12 senedir aklanmaya çalışıyoruz’ diye konuştu:
‘Görüntüler olmadığı gibi, o sabah yayın yapan, ismini vermediğimiz kişilerin yayınları bugün gündeme gelse insanın içi acır. Hiçbirinin delili ortaya çıkmadı. Onlar algı olarak kaldı ve bu nedenle biz 11-12 senedir aklanmaya çalışıyoruz. Süreler insanlara çok kolay gelebilir. Kumpasın, yargı mensuplarının yargılandığı davada bir duruşmaya katıldık, 6 ayda verilen kararı Fenerbahçe 12 yılda temizleyebildi. O yargı mensubu şahıs 6 aydır daha savunma yapmadı. Medyada hiçbir şekilde yer almıyor. Magazin haberi olarak bile görünmüyor. Yargıtayda duruşma oluyor, bir tane gazeteci gelmiyor. Hatırlayın bunlar o zaman nasıl lanse ediliyordu? Yargının Maradona’sı, birinci sınıf, verdiği kararlar bozulmuyor… İlk yargılamada karar veren hakimin tüm kararları bozuldu mesela.’