ANKARA'DAN HABER VAR

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Alan: Fay yasası bugün çıksa etkileri 2050 yılında görülür

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Alan, 'fay yasasının' afetlere karşı toplumu daha dirençli hale getirip bu konuda toplumsal bilinci artıracağını savundu. Alan, fay yasasının etkilerinin uzun sürede görülebileceğini kaydetti.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan Aysel Alp’le Ankara’dan Haber Var programına Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan konuk olarak katıldı. Alan programda, deprem sonrası inşaat çalışmaları için yer seçimi kriterleri, Türkiye’deki fay zonları ve Jeoloji Mühendisleri Odası’nın fay yasası önerisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Geç kaldığımız her an çocuklarımızın geleceğinden çalıyoruz’

Fay yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini savunan ve fay yasasının topluma ne yönde etki edeceği konusunda açıklamalar yapan Alan, şunları kaydetti:

“Depremlere veya afetlere karşı toplumu kırılgan olmaktan kurtarmak için bir dizi önlem almak gerekiyor. Planlama süreçleri açısından bakıldığı zaman yapı üretiminden yapı denetimine kadar her aşamada risklerimizi mutlak azaltmamız lazım. Her bir kent için mutlaka tedbir almalıyız. Dünyada bizden önce bu uygulamaları yapan ve depremlerle mücadele konusunda başarılı olmuş ülkeleri baz alarak biz de benzer düzenlemelerle kendimizi depremlere hazır hale getirelim. Bugün tedbir almaya başlasak, fay yasasını çıkarsak ve çalışmalara başlasak bunun pozitif etkilerini 2045-2050 yıllarında görmeye başlayacağız. Aslında her geciktiğimiz zaman dilimi ‘çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğinden çaldığımız bir zaman dilimi’ olduğunu söylememiz lazım. Belki bu kadar yıkım olmayacaktı, insanlar daha tedbirli olacaktı, fay üzerine oturan bir kent olduğu bilinci toplumda olacaktı. Hastanelerimizi yurtlarımızı binalarımızı gidip fay zonunun deformasyon bölgelerine inşa etmeyecektik. Yani bir toplumsal bilincin oluşmasına da katkı verecektik. Ama bunların hiçbirini yapmadık.”

‘Demiryolları 671 noktada fay zonu üzerine oturuyor’

Demiryollarının önemine dikkat çeken Alan, hasar alan bölümlerin depremden sonra kullanılamadığını bildirdi. Alan, demiryollarının 671 noktada fay zonu üzerine oturduğu bilgisini paylaşarak, şu uyarıları yaptı:

“Bölgede sadece binalarımız yıkılmadı. O binaların altında sadece insanlarımız yaşamlarını yitirmediler. Çok sayıda altyapı ve kritik tesisler de zarar gördü. Devlet Demir Yolları önemli hasar almış kuruluşlardan bir tanesi. Batı’da Fevzi Paşa’da, Doğu’da Gölbaşı bölümünde hasar görmesi, ova içinde yer alan bölümlerinin de benzer şekilde hasar alması nedeniyle bu depremde topluma hiçbir faydası olmadı. Hiçbir lojistik hizmetin oraya taşınmasında etki etmedi. Özellikle kritik olan ilk 24 saatte ulaşımda önemli aksaklıklar oldu. Arama-kurtarma birliklerinin oraya geç ulaşmasına neden oldu. Baktım ‘Demiryolları kaç noktada fay zonları üzerinde oturuyor?’ diye; 671 noktada oturuyor. Ben biliyorsam Devlet Demiryolları Genel Müdürünün de bunu bilip kendisinin de olası bir depremde stratejik bir kurum olduğu bilincinden hareketle o noktaları tahkim edecek, gerekirse değiştirecek. Olası bir depremde nerede hasar alabileceği konusunda bir öngörüsü olacak ve yatırımlarını ona göre gerçekleştirecek.”

‘Yer seçimleri hızlı bir şekilde yapılmamalı’

Deprem bölgesinde inşaatlara başlama konusunda acele edilmemesi yönünde görüş belirten Alan, “Daha bu bölgede sondajlar bile yapılmadı. Bir konsolidasyon deneyinin yapılması aşağı yukarı 14 gün sürüyor. Yani siz sondajlar yapmadan, mikro bölgelendirme çalışmaları yapmadan, bu depremin bilime öğrettikleri konusunda gerekli tedbirleri almadan yer seçimlerini hızlı bir şekilde yapar, orada da hemen inşaat faaliyetlerine başlarsanız bugün yaşadığımız benzer sorunları gelecekteki kuşaklarımız yaşar diye düşünüyorum. Biz TMMOB oda başkanları olarak, ortak açıklama yaptık; bu işin aceleye getirilmemesi gerektiğini, yapılması gereken bilimsel ve teknik çalışmalar olduğunu, bu çalışmalardan sonra en azından gerekli alanların seçilerek bu planlamaların yapılması ve inşaatların planlanan bu alanlara kaydırılması gerektiğine ilişkin düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaştık. Umut ediyorum kamu kurumları bu konuda tedbirler alırlar. Sadece kent merkezlerimiz değil, çok sayıda ilçe, mahalle veya köy yerleşim birimi de bundan etkilendi. O yüzden ben aceleye getirilmeden, ülkenin kurumlarına da vakit bırakılarak bu çalışmaları yapma fırsatının tanınması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Yorum yaz