‘Kadınların canı siyasi pazarlığa malzeme edilemez’
“Aslında İstanbul Sözleşmesinden süzülerek iç hukuka uyarlanmış olan bir kanun maddesi. Bu yasa; bir kadın eğer şiddet mağduruysa ve beraberinde bir çocuğu varsa onun barınmasının sağlanması, hayati bir tehlikesi varsa koruma altına alınması, kadına ve çocuğa geçici olarak maddi yardım yapılması, psikolojik, sosyal ve hukuki destek sağlanması, kreş desteği verilmesi gibi birçok maddeyi içeriyor. Yine şiddet uygulayan erkeğe uzaklaştırma kararı verilmesi gibi unsurları içeriyor. Her gün en az bir kız kardeşimizin katledildiği Türkiye’de son derece ihtiyaç duyulan bir yasa. Aslında bizlerin can simidi. Kadınların canı siyasi bir pazarlığa malzeme edilemez. Ayrıca bu ülkede sırf geçtiğimiz yıl 579 kadın katledildi; 245’i şüpheli ölüm olmak üzere. Bu bizim kırmızı çizgimiz. 6284’ten asla ama asla vazgeçmeyeceğiz.”
‘Parlamentoda eşit temsil için kanun teklifi verdik’
“Kadınların seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu ilk seçim 1935 yılında yapılmıştı. O zaman Türkiye parlamentoda kadın milletvekili temsil oranı açısından dünya ikincisiydi. Bugün 129. sırada yer alıyoruz. Örneğin, Suudi Arabistan’da kadınlar seçme ve seçilme hakkına 2011 yılında sahip oldular. Bugün parlamentoda temsil oranları yüzde 20, Türkiye’de ise yüzde 17’lerde. Dolayısıyla biz aslında bu seçimde kadın temsilini eşitlemek istiyoruz. İdealimiz bu. Ama bunu birdenbire yapabilmek mümkün değil. Ama idealimize mutlaka erişmemiz lazım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak eşit temsil için bir kanun teklifi verdik ve meclisin yarısını kadınlar oluşturulmalı dedik. Bunun için de fermuar sistemini önerdik; yani bir kadın bir erkek. Buna zebra modeli de deniyor. Bu kanun teklifimiz 30 Kasım 2021’de parlamentoya geldi. AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.”
‘Bina güçlendirmeleri teşvik edilmeli’
“İstanbul’da binlerce yapı tehlike altında ve içlerinde insanlar dolu dolu yaşıyor şu anda. Çok tehlikeli bulunan bir kısım yıkıldı. Ama geri kalanlar da kötü durumda. Şu anda gecikmeden yapılması gereken o binaların bu saatten sonra dönüştürülmesi düşünülüyor, planları da görüyoruz. Kuzey tarafında yeni yerler yapıp riskli binaları taşıyacağız deniyor. Ama bu çok zaman alır, buna zaman yok. Bu nedenle en azından geçici de olsa dönüşüm sağlanana kadar insanların korkmadan yaşayabilmeleri için acele olarak güçlendirilmeleri teşvik edilmeli, desteklenmeli. Başka çare yok. Güçlendirilen binalarda komple çökme olmuyor. Bütünüyle çökme olmayınca insanların hayatı kurtuluyor, en azından evlerinden yürüyerek çıkarılıyor. Binaların geçici yerleri hazır değilse, tahsis edilemiyorsa bunların bir kere içindekilere duyurulması lazım ki binaları boşaltsınlar. Mümkün mertebe en tehlikelilerden başlanarak yıkılması lazım. Dönüşemeyen, yerini boşaltamayanlara da güçlendirmeye müsaade edilmeli.”
‘Maraş depreminde imar barışına giren yapılar da yıkıldı’
“İmar barışı ile ilgili mecliste biz de davet edildik bu imar barışı görüşmelerinde. Biz imar barışının yararlarını da görüyoruz. Çünkü devletin eline bütün kaçak göçek diyeceğimiz yapıların envanteri oluşuyor, kendileri bildiriyorlar. Bu güzel bir şey. Ama bunlar kesinlikle denetimden geçmeden, yeterli bina raporu alınmadan imar barışına sokulmaması lazımdı. Biz bunu iddia ettik meclis komisyonlarında bize de söz verdiler, konuştuk. Ancak kabul görmedi. Olduğu gibi affa sokuldu. Af değil diyorlar, imar barışı diyorlar ama iskan yerine geçen belge verdikten sonra geriye bir şey kalmıyor. O af demektir. Bence orada bir eksiklik vardı. Sonra bize hepsini inceleteceğiz dediler. Ama görülüyor ki mahkemeler de sürüyor, yeterli olmadı. Maraş’taki büyük depremde envanteri daha ilan edilmedi ama birçok imar barışına girmiş yapı da var yıkılan. Bunlar olmaması lazımdı. Bizim söylediğimiz tarzda bir şart getirilseydi imar barışından istifade edin denilebilirdi.“