TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan 'Avrupa Ülkelerinde Yükselen Irkçılık ve İslamofobiyi Araştırma Alt Komisyonu' Almanya, Fransa, İngiltere ve Hollanda’da yaşanan insan hakları ihlallerini inceleyerek rapor haline getirdi. 164 sayfalık rapor Meclis İnsan Hakları Komisyonuna sunuldu.
Raporun sonuç bölümünde “Medeniyetin ileri safhasında olduğunu iddia eden Avrupa’da hâlen daha etnik ve kültürel ırkçılığın mevcut olması; aslında kendilerini üstün ırk olarak gördüklerini, İslam’ın şiddeti dışlamayan bir din olduğuna dair batıl düşüncelerin varlığını ve bunların büyük bir kesim tarafından da kabul gördüğünü gösteriyor” değerlendirilmesine yer verildi.
‘Avrupa farklılıklara saygı göstermelidir’
Irkçılık ve İslamofobi, Avrupa'da günümüz insan hakları düzeninin önündeki en büyük meydan okuma olduğu vurgulanan raporda “İnsanları derilerinin rengi üzerinden ötekileştiren ırkçı zihniyetin çağdaş görünümü ise İslamofobidir. Tüm bunlarla mücadele etmek için öncelikle Avrupa’daki hâkim kültürel ve siyasi anlayışın, insanın sadece Avrupalı, Hristiyan, beyaz ve seküler kümesinden oluşmadığını kabul etmesinin, İslamofobi ile mücadeleyi daha ileri bir seviyeye taşıyacağı açıktır. Avrupa bunu kabul ettiğinde ve farklılıklara saygı göstermeyi öğrendiğinde hem ırkçılık hem de İslamofobi ile mücadele etmek kolaylaşacaktır” ifadeleri kullanıldı.
‘Kurumsal ırkçılık ve İslamofobi ortadan kaldırılmalı’
Raporda ırkçılık ve İslamofobi ile mücadele için “Alt Komisyonumuz; Avrupa genelinde ırkçılık ve İslamofobi ile ilgili çalışmalar yürütecek organizasyon kurulması, ırkçılık ve İslamofobik tutum ve davranışlara karşı etkili itirazların yükseltilmesi, sivil toplum örgütlerinin etkin temsilde rol alması, popülist siyaset anlayışından vazgeçilmesi, medyanın ırkçı ve İslamofobik söylemlerden uzak durması, başta İslamofobik eylemlerin ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi olmak üzere gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, İslam hakikatlerinin anlatılması ve bu amaca matuf eserler üretilmesi, Avrupa’da yaşayan yabancı ve Müslümanların toplumsal hayatta daha fazla rol almaları, mağdurların şikâyet hakkını kullanmaları konusunda teşvik edilmesi, kurumsal ırkçılık ve İslamofobinin ortadan kaldırılması amacıyla çalışmalar yapılması, ırkçı ve İslamofobik eylemlere ilişkin takibatların etkin bir biçimde yürütülmesi, sorunun çözülmesine ilişkin ortak bir iradenin ortaya konulması ve devamlı surette iletişim kanallarının açık tutulması şeklinde özetlenebilecek çözüm önerilerinin sorunun ortadan kaldırılmasında büyük katkı sağlayacağı kanaatini taşımaktadır” önerilene yer verildi.