Tesla ve SpaceX CEO'su Elon Musk'ın ekimde Twitter'ı satın almasından beri başlattığı geçmiş yönetimin Washington'ın baskısıyla ifade özgürlüğünü nasıl engellediğine dair bağımsız gazeteci araştırmalarının yenisi yayımlandı.
Matt Taibbi'nin araştırmasına göre ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yönde kanıt olmadığı halde mimlediği kullanıcıların 'dezenformasyon' yaydıkları gerekçesiyle yasaklanması için önceki Twitter yönetimini zorladı.
Dün yayımlanan Twitter Dosyaları'nın son nüshasına göre Rus, Çin ve Hindu milliyetçiliğiyle aslında varolmayan bağlantıları gerekçe gösterilerek bazı ABD'li kullanıcıları sansürlemesi için Twitter'a baskı yapıldı.
2021'de Twitter'ın eski güven ve güvenlik şefi Yoel Roth'a Hindistan'da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi'ni desteklemeye yönelik 'otantik olmayan davranışlarda' bulunduğundan şüphelenilen 40 bin hesabın listesi verildi.
Bu listeyi veren ise ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Küresel Etkileşim Merkezi (GEC) ile bir dizi NATO hükümeti ve silah üreticisi tarafından finanse edilen düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'ne bağlı Dijital Adli Tıp Araştırma Laboratuvarı.
'Hint siyasetiyle bağlantısı olmayan sıradan Amerikalılar'
Roth'un listeyi araştırdığı ve bunların Hintli botlardan ziyade 'gerçek insanlar gibi göründüğü' sonucuna ulaştığını aktaran Taibbi, kendi araştırması kapsamında listeden bir dizi kullanıcıyla temas kurduğunu, onların Hindistan siyasetiyle hiçbir bağlantısı olmayan 'sıradan Amerikalılar' olduklarını öğrendiğini belirtti.
Obama yönetiminin son yılında kurulan GEC, 'yabancı dezenformasyona karşı' çok sayıda ABD istihbarat teşkilatıyla birlikte çalışan bir Dışişleri Bakanlığı kuruluşu. ABD'de faaliyet göstermesi yasak olan GEC, fonunu Amerikan muhafazakar haber sitelerini hedef almak için kullanan George Soros destekli bir STK ile bağlarını yakın zamanda kesmek zorunda kaldı.
Twitter'a sözde Hindu milliyetçilerinin listesi Atlantik Konseyi aracılığıyla verilirken, diğer listeler doğrudan GEC tarafından aktarıldı.
Çin listesinden Batılı hükümetler ve CNN çalışanları çıktı
Bunlar arasında İran 'dezenformasyonu' yaydığı iddia edilen 500 hesap ve 'devlet destekli koordineli manipülasyon' yaptığı iddia edilen 5500 'Çin hesabı' var. Ancak bu ikinci liste, bir dizi Batılı hükümet ve en az 3 CNN çalışanının hesaplarını içeriyordu. Dolayısıyla Çin listesi, Roth tarafından 'deli saçması' diye nitelerken, çalışma arkadaşı Aaron Rodericks'in 'diğer her şeyden daha çok eğlence değeri taşıdığına' dair iltifatına mazhar oldu.
'Rus parmak izi tespit etmek imkansız'
GEC ile Dışişleri Bakanlığı'na periferik olarak bağlı kuruluşları -kötü şöhrete sahip, 'Rus botlarının' 'Hamilton68' kontrol panelini yayımlamış Demokrasiyi Koruma İttifakı gibi- Kremlin'le bağlantılı olduğu iddia edilen hesapları çökertmesi için de Twitter'a uzun süre baskı yaptı. Ancak Roth, çalışanlara, sözkonusu hesapların herhangi birinde 'Rus parmak izi' tespit etmenin imkansız olduğunu söyledi. Ancak 'Rusya ile bağlantılı haber kaynaklarını' retweetleyen hesaplar, 'Kremlin sponsorluğunda' diye değerlendirildi. GEC'in Twitter'a verdiği bir listede Fransa'nın hükümet karşıtı Sarı Yelekliler hareketine üyelik 'Rusya ile uyumlu' olarak nitelendi.
Medyaya dezenformasyon yaptırıp Twitter'ı kıskaca alma taktiği
Twitter yöneticileri GEC'in kara listelerine şüpheyle yaklaşmış olsa da, ABD medyasının yaklaşımı öyle olmadı. E-postalar, Associated Press dahil bir dizi haber ajansı ve medya kuruluşunun GEC'ten rapor aldığını ve bunun Twitter'a harekete geçip listelenen hesapları yasaklaması için baskı olarak geri döndüğünü gösteriyor.