Ünlü psikiyatr Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, esin kaynağı olduğu Yalı Çapkını ve Çöp Adam gibi dizilerin hikayesi ve başarısı ile ilgili merak edilenleri açıkladı.
Kitaplarından uyarlanan dizilerle ilgili konuşan Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, ntv.com.tr'nin sorularını yanıtladı.
‘Hikayeyi gerçek hayatlardan alıyorum’
Yalı Çapkını ve Çöp Adam dizilerinin başarısının altında ne yatıyor, hikayeleriniz neden çok izleniyor? Bu dizileri diğer dizilerden ayıran özellikler neler?
“Ben bütün dizilerimde hikayenin aslını gerçek hayatlardan alıyorum, gerçek karakterleri alıyorum. Birinin hayatını olduğu gibi ekrana getirmiyorum. Çünkü bunu yaparsam sır saklamak zorundayım, kişileri tanıtacak ipuçlarından kaçmak da yetmiyor. Ben hikayeyi alıyorum, başka yerlerde başka kişilerle başka ortamlarda yaşatarak kişiyi tamamen koruma altına alıyorum.
‘Gerçek karakterler ekrana geliyor’
Ama sonuç olarak, bütün dizilerde gerçek karakterler ekrana geliyor. Kimine diyorsunuz ki aynı babam, aynı benim kocam… Veya tıpkı benim çocukluğum, ben de bunun gibi yaşamıştım çocukken diyorsunuz. Yani insanlar çok daha fazla empati yapıyor ve kendilerini bu dizinin bir yerinde inanın, buluyorlar. Diziye en olumsuz eleştiri yapanlar bile, o dizinin bir yerinde kendini bulmuş ama bulduğu yerde de hem kendine hem yaşadıklarına sinir olmuş; o öfkeyi bize yönlendirebiliyor. Hay hay helal olsun; onlar rahatlasın bize öyle söylesinler.
‘Bu yaşta bu diziler kolay iş değil’
Yorulmadan çalışıyorum. Bunun yanında büyük destek alıyorum, zaten o destek olmasa bu yaşta bu diziler kolay iş değil, her gün televizyonlarda konuş, bu kadar dizinin senaryosuyla uğraş. Benim de artık mutluluğum bir başkasına dokunabilmek, yardımcı olabilmek oldu.
‘Yalı Çapkını'nda çok genç iki insanın hikayesini anlatıyoruz’
Seyirciler, Yalı Çapkını dizisindeki karakterleri sevdiler. Kötü karakterimizi de iyileri de sevdiler. Biz orada çok genç iki insanın hikayesini anlattık. Daha erişkin bile olmamış çocuklar, fakat iki tarafın da ailesi evlen diyor. Bizim memleketimizde bu çok yaşanıyor, biz 'Yok canım olur mu öyle şey?' desek de, bizim asıl gerçeklerimiz bunlar. Şehirlerde biz bunları görmüyor olabiliriz ama, bu gerçekleri gösteriyorum. İnşallah Allah sağlık verirse göstermeye de devam edeceğim.”
Hikayelerinizin gerçek karakterleri genelde tanınmış varlıklı ailelerden mi, yoksa hayatın içerisinden sıradan insanlar mı?
“Çoğu sıradan insanlar ama varlıklı ailelerden olanlar da tabii ki var. Ama böyle hepimizin, herkesin çok iyi tanıdığı insanların hikayelerini de oraya getirmekten özellikle imtina ediyorum.”
‘Hepsi benim çocuklarım’
İmzanız bulunan ve seyirciyle buluşan hikayeler arasındaki favoriniz hangisi?
“Ne zor bir soru... Hepsi benim çocuklarım, hepsine o kadar çok emek verdim ki, bir seçim yapamıyorum.”
‘Bende gönüllere dokunacak çok hikaye var’
Gelecekte yeni kitabınız ya da bir hikayeniz daha diziye uyarlanacak mı?
“İnşallah. Çünkü bende gönüllere dokunacak, bizim insanlarımızdan kesitler aldığım çok hikaye var. İstiyorum ki herkes bu hikayelerde kendini görsün tanısın, tanıdıkça da kendiyle barışsın, kendini affetsin. Esas amacım da daima bu oldu.”
Pek çok konuda eserler vermiş Gülseren Budayıcıoğlu, son yıllarda çıkardığı kitaplarla televizyonda İstanbullu Gelin, Doğduğun Ev Kaderindir, Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız, Yalı Çapkını, Çöp Adam, Terzi, Kral Kaybederse ve Kardeş dizilerine ilham kaynağı oldu.