GÖRÜŞ

Deprem ülkesi Türkiye’nin arama kurtarma köpeği sayısı yeterli mi?

Depremlerde can dostlarımız köpekler çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmasına yardım etti. Arama kurtarma çalışmalarında dünyanın dört bir yanından gelen 449 köpek görev alırken Türkiye’de ise sadece 38 arama kurtarma köpeği bulunuyor. Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, neler yapılması gerektiğini Sputnik’e anlattı.
Sitede oku
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerde hem Türkiye’den hem de dayanışma elini uzatan onlarca ülkeden gelen ekipler canla başla arama kurtarma çalışması yürüttü.
Arama kurtarma çalışmaları için Türkiye’ye gelen ekiplerle bu konuda eğitim almış köpekler de geldi. Çalışmalara 58 ülkeden 449 özel eğitimli arama kurtarma köpeği katılarak onlarca canın kurtarılmasına yardım etti.
Meksika ekibiyle gelen ve çalışmalar sırasında can veren Proteo adlı köpek herkesin kalbini kazandı. Bugün Türkiye’nin birçok yerinde Proteo’nun isminin yaşatılması için çalışmalar yürütülüyor.
Çalışmalara Hollanda 46, Macaristan 29, İspanya 24, BAE 20, Rusya 19, Meksika 18, Fransa 17, Polonya 16, Almanya 14, Portekiz 13, ABD ve İngiltere ise 12 özel eğitimli köpekle katılarak destek verdi.
Ancak sık sık felaketlerle karşı karşıya kalan Türkiye’nin sadece 38 adet AFAD’a kayıtlı arama kurtarma köpeği bulunuyor.
Peki, Türkiye’de bu köpeklerin sayıları nasıl artar, bir arama kurtarma köpeği nasıl yetişir? Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, Sputnik’e anlattı.

‘Avrupa bu sisteme 100 yıl önce geçmiş’

Türkiye’de öncelikle kinöloji yani köpek biliminin, köpek yetiştiriciliği sisteminin gelişmesi gerektiğini ifade eden Eker, şunları ifade etti:

“Ben aynı zamanda Köpek Irkları ve Kinöloji Federasyonu yönetim kurulu üyesiyim. Bizim yıllık 4-5 bin kayıtlı, tescilli yetiştiricimizin ürettiği köpekler var. Bu aşağı yukarı 15 yıldır böyle devam eden bir süreç. Şimdi Avrupa bu sisteme 100 yıl önce geçmiş. Merdivenaltı denilen köpek üretimi zaten yok. Almanya gibi ülkede yıllık 250-300 bin üretim var. Konu aslında köpek yetiştiriciliği sisteminden gelen bir şey çünkü arama kurtarma köpeği dediğiniz köpekler çok özeller. Onların anasının atasının takip edilmesi lazım ki alınan yavruların ne görev yapabileceği de daha doğumda planlanması lazım. Bir de Batı toplumunda bilinç var. Arama kurtarma köpeği eğitimi orada bir zorunluluk ya da gönüllülük değil aynı zamanda bir hobi şekliyle kulüplerde, derneklerde yapılan bir konu.”

‘Güçlü bir destek gerekiyor’

Köpek eğitimi konusunun masraflı bir süreç olduğunu ifade eden Göktan Eker, “Çok emek gerektiren bir eğitim. Bu da işte sosyokültürel, ekonomik rahatlığın da getirdiği bir konu. Amerikalılar bu işi endüstriyel bakışla yapıyorlar, Avrupalıların kimi sanat kimi bilim, kimi hobi olarak yapıyor ama biz hayatta kalmak için yapmak zorundayız. Köpekle birlikte bu eğitimleri alacak eğitmen bulduğunuzda o eğitmenleri de sübvanse etmeniz gerekiyor. Devletin destek vermesi gerekiyor. Çünkü çok zahmetli ve uzun bir iş. Burada güçlü bir destek gerekiyor” dedi.

‘Depremden depreme enkaz köpeklerini hatırlıyoruz’

Peki, AFAD’ın bu konuda desteği var mı? Dernek Başkanı Eker bu konuda yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı:
“AFAD'la görüşmelerimizde bu konuda bakış açısında bir değişiklik yaratamadık. Daha çok gönüllülük üzerinden destek oluruz biz sizlere diye diye bakıldı. AFAD'ın eğitimlerine kabul edilseniz bile Türkiye'de köpeklerin çalışacağı enkaz sayısı 10'u geçmiyor. Yani İstanbul'da 3 tane enkaz var. Biz diyoruz İstanbul'da bir deprem olduğu zaman Beykoz, Sarıyer, Şile'nin bir kısmı ayakta kalacak. Buralara enkaz alanları yaratalım, hatta bir afet köyü oluşturalım, işte bununla ilgili dilekçeler verdik, görüşmeler yaptık. Bu büyük afet olduktan sonra bize dönüşler olmaya başladı. AFAD zaten enkaz arama kurtarma köpekleri sınavları yapmakla mükellef olan kurum. Yani siz köpeğinizi nerede eğitirseniz eğitin AFAD'ın eğitim, yeterlilik ve görev yeterlilik sınavından köpeğiniz geçmediyse normal şartlarda enkaz ya da arama operasyonuna da çıkamazsınız. AFAD'ın da kendi bünyesinde köpek eğitmenler arkadaşlarımız var ama sayıları kısıtlı. Depremden depreme enkaz köpeklerini hatırlıyoruz. Dürüst olmak gerekirse arada çok geniş bir bantta kimsenin aklına gelmiyor. Ama bunun sürekliliği ve devamlılığının sağlanması için işte burada devlet desteğinin devreye girmesi lazım. Biz de dernek olarak bunun için 2022'de 'Bir Kahraman da Sen Okut' diye bir kampanya yaptık. AFAD'ın sınavlarını geçen eğitmen arkadaşlara da bir yani maddi destek olmak için bir fon oluşturalım istedik.”

‘Sadece kendimiz için değil, insanlık için eğitmemiz gerekiyor’

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye’ye büyük bir dayanışma eli uzatıldığını vurgulayan Eker, “Hemen yanımızda Ermenistan'da, İran'da deprem oluyor, hemen komşumuz Yunanistan'da depremler oluyor. Yani bunu bu köpekleri sadece kendimiz için değil, insanlık için eğitmemiz gerekiyor. Eğer insanız diyorsak, vicdanımız varsa biz insanlık için bu köpekleri eğitmemiz, afete her an hazır olmamız lazım” diye de ekledi.

‘Bir köpeğin enkaza çıkma süresi bir buçuk iki yıl sürüyor’

Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Göktan Eker, “Bir köpeğin enkaza çıkma süresi bir buçuk iki yıl sürüyor. Dolayısıyla uzun ve zahmetli ve masraflı bir süreç” diyerek şunları ifade etti:
“Ne tür aşamalardan geçiyor? Bir kere bir köpeğin oyunculuk düzeyini çok arttırmamız gerekiyor. Yarın bir gün karşılaşacağı gerçek operasyonel senaryolara uygun eğitim ortamları oluşturmamız gerekiyor. Ve sürekli bir çalışma ve eğitim tekrarı gerekiyor. Köpeklere yönelik önce doğa arama eğitimlerine başlıyoruz. Bunun sebebi de; Köpeğin bağımsız çalışmayı öğrenmesi, sahibi tarafından yönlendirilmeyi öğrenmesi. Daha basit bir eğitimden başlayıp yavaş yavaş daha zor yani enkaz eğitimine doğru devam ettiriyoruz köpekleri. Buradaki yöntem de işte birinin saklanması, köpeğin bulduğunda havlaması ve bol ödül ve sevgi alması. Yani köpeği burada zorlayarak bir şey yaptıramazsınız. O yüzden bu işe uygunluğu yatkınlığını ölçüyoruz. Aslına bakarsanız bizim aradığımız özel bir ırk yok, özel bir yetenek var. Yani yüksek oyun güdüsü, korkusuzluk, yüksek sosyalite gerekiyor.”
Yorum yaz