YOLCU YOLUNDA GEREK

Prof. Korkut Boratav: Fukuyama ciddiye alınmaması gereken bir iktisatçı

Radyo Sputnik’te Enver Aysever ile Yolcu Yolunda Gerek programına konuk olan ekonomi profesörü Korkut Boratav, düzenlenmesi planlanan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne ilişkin konuştu. Fukuyama’nın kongreye çağırılması ile ilgili Boratav, ‘Fukuyama’nın kafası karışıktır, ciddiye alınmaması gereken bir iktisatçıdır’ dedi.
Sitede oku
Enver Aysever’le Yolcu Yolunda Gerek programının konuğu Ekonomist Prof. Korkut Boratav oldu. Halk TV’deki bağış kampanyasına Francis Fukuyama’nın gönderdiği video tartışma yarattı. Bunun üzerine CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenmesi planlanan ancak deprem nedeniyle ertelenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi programı da yeniden gündeme geldi. Fukuyama, o kongreye konuşmacı olarak davet edildi.

Prof. Korkut Boratav: ‘Olumlu bir açılım’

Prof. Korkut Boratav’a göre, Fukuyama çok ciddiye alınmaması gereken bir iktisatçı. Buna karşın kongreyi olumlu bir açılım olarak yorumlayan Boratav, kongrenin 43 yıllık neoliberal dönemin sonunun gelebileceği ihtiyacını algılayan insanların girişimiyle toplandığını söyledi:
‘İkinci Yüzyılın kongresi diye bir düzenleme çok olumlu bir açılımdır. Kongreyi düzenleyenlerin bunu bilerek yaptığını düşünüyorum. Bir dönüm noktasında. Karşımızda deprem gibi bir felaket var ama o zaman bu yoktu gündemde. İktidarın, iktidar döneminin sonuna denk geldi. Türkiye’den katılanların büyük ölçüde bu bilinçle, ben de davet edildim, yani Türkiye’nin artık 43 yıllık neoliberal dönemin sonunun gelebileceği ihtiyacını algılayan insanların girişimiyle toplandı. Yabancı davetlilerin seçiminde yapılmış olan belirsizlikler var. Bunların üzerinde durmayalım.’

‘CHP Genel Başkanı dahi lafzın de olsa neoliberalizmi lanetliyor’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun neoliberalizme karşı sözlerine atıf yapan Korkut Boratav, ‘Türkiye’nin geleceğini, neoliberalizmden kopararak daha fazla insanın ve çevrenin algı lafzen de olsa CHP Genel Başkanı dahi neoliberalizmi lanetleyen ifadeler kullanıyor. Bu, Türkiye’de sermayenin sınırsız tahakkümüyle yaşayamaz o yüzden radikal bir kopuş gündemi içinde olduğumuz anlamına geliyor’ yorumunda bulundu ve şöyle devam etti:
‘Fukuyama’nın kafası karışıktır, ciddiye alınmaması gereken bir iktisatçıdır. Tarihin Sonu adlı fantastik kitabı yazmış olduğu için kendisi de bir anlamda yan çizerek yön değiştirdi. Ancak düzgün bir yöne geçmediğini de biliyorum. Bunları ciddiye almıyorum. Biz kendimiz yapacağız. Türkiye’nin geleceğini, neoliberalizmden kopararak daha fazla insanın ve çevrenin algı lafzen de olsa CHP Genel Başkanı dahi neoliberalizmi lanetleyen ifadeler kullanıyor. Bu, Türkiye’de sermayenin sınırsız tahakkümüyle yaşayamaz o yüzden radikal bir kopuş gündemi içinde olduğumuz anlamına geliyor. Bu kopuş iktisatçılar veya sosyal bilimciler dünyasında sürükleyecek çok iyi insan malzememiz de var. Türkiye’nin sol düşünce akımları etki alanı bakımından uzun yıllar düşün dünyasına egemen olmuştur. İktisat dünyasında da adım adım egemen sınıfların zafiyetini teşhir ederek Türkiye toplumunun emekçi sınıfının özlemlerine cevap verecek yeniden biçimlenmenin ana programını oluşturma çabası içerisindeler.’

‘Kim güçlüyse onun daha fazla belirlediği bir ekonomik model hayata geçiyor’

Boratav, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan kongreyi işaret ederek burada temsil mekanizmasının her adımda çalıştırıldığına dikkat çekti. Buna rağmen kim güçlüyse onun belirleyici olduğunu söyleyen Boratav, ‘İşçiler, çiftçiler, sanayiciler oturup istişare ettiler diye buradan olumlu sonuç çıkmaz’ ifadelerini kullandı:
‘Birinci iktisat kongresi sonuçta milli mücadele döneminde yapılmış bir kongre. Milli mücadeleyi yürütenler sürekli temsil mekanizmasını çalıştırdı. Kongreler topluyorlar mesela. Savaşlar kaybedilince Meclis’i kapatmayı değil, taşımayı düşünüyorlar. Burada bir tartışma, tarafların taleplerini almak üzere düzenlenmiş bir kongre bu. Mahmut Esad Bozkurt var mesela. Fakat genel olarak çok bağımsız bir kapitalist ülkenin hangi ekonomi politikalarıyla yol alması gerektiğini tartışıyorlar ama biraz devletçilikten uzak. Yabancı sermayeyi istiyorlar ama bizimle ortaklık kursun diyorlar. İşçilerin gündeme getirdiği taleplere baktığınızda bugün bile konuştuğumuz birtakım başlıklar var. Mevzuatla düzenleyelim diyorlar örneğin, çalışma süresini gündeme getiriyorlar. Yani işçi sınıfı için son derece modern talepler oluyor. Kongre düzenleyebilir, tarafları bir araya getirebilirsiniz ama toplumda sınıfların gücü neyse, kongreye de o güç yansır. İşçiler, çiftçiler, sanayiciler oturup istişare ettiler diye buradan olumlu sonuç çıkmaz. Kim güçlüyse onun daha fazla belirlediği bir ekonomik model hayata geçiyor.’
Yorum yaz