GÖRÜŞ

Rusya nükleer anlaşmayı askıya aldı: ‘Batılı ülkeler saldırırsa Moskova bunu karşılıksız bırakmaz’

Federal Meclis’te yıllık konuşmasını yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Washington ve Moskova arasında imzalanarak nükleer silahların kontrolünü amaçlayan START Anlaşması’nın askıya alındığını duyurdu. Rus liderin konuşmasını yorumlayan siyaset bilimci Güzaltan, “Batı nükleer silah kullanırsa Rusya bunu karşılıksız bırakmaz” dedi.
Sitede oku
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 21 Şubat'ta parlamentonun alt kanadı Duma ile üst kanadı Federasyon Konseyi'nden oluşan Meclis'te yıllık konuşmasını yaptı. Neredeyse 2 saatlik bir konuşma gerçekleştiren Putin, sadece Rusya’ya değil, tüm dünyaya seslendi. Seçimlerden ekonomik ve sosyal konulara kadar bir çok alanda açıklama yapan Rus lider, Ukrayna’daki özel operasyon ve Batılı devletler ile olan ilişkilere de ayrıca değindi.

‘START Anlaşmasını askıya aldık, ABD nükleer test yaparsa biz de yapacağız’

Konuşmanın en dikkat çekici noktası ise Putin’in, ABD ile imzalanmış olan ‘Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’nın (START) askıya alındığını duyurması oldu. Böylece Ukrayna'da askeri operasyonun başlamasının ardından kesintiye uğrayan Moskova-Washington diyaloğu, geçerliliği 2026’ya kadar devam etmesi planlanan nükleer silah kontrol anlaşmasının şimdilik rafa kaldırılması ile bir kopma daha yaşadı. Konuşmasında Putin, “NATO, START’ın tarafı olmak istediğini söylüyor. Bu bizim için uygun ancak bunun için geç kalındı. Ayrıca ABD’deki bazı figürler, nükleer silahlarını test etmeyi düşünüyor. ABD bu testleri gerçekleştirirse biz de aynısını yapacağız. Küresel eşitliğin yok edilebileceğine ilişkin yanılsamaya kapılmalarını istemeyiz” uyarısında bulundu. Ayrıca Şubat ayı başlarında NATO'nun Rusya'dan nükleer savunma tesislerine erişim de dahil olmak üzere START Antlaşması'nın ‘uygulamaya geri dönmesini’ talep ettiğini de hatırlatan Putin, bunu bir tür ‘saçmalık tiyatrosu’ olarak adlandırdı. Rus lider bu konuyu, Batı’nın bir yandan Rus stratejik havacılık üslerine saldırma girişimlerinde Ukrayna’ya yardım ederken, diğer yandan da Rus savunma tesislerini denetlemek istemesinin imkansızlığına bağlıyor. Daha önce Ocak ayının sonunda, ABD Dışişleri Bakanlığı Moskova'yı stratejik tesislerinde START denetimlerini engellemekle suçlamıştı. Putin’in konuşmasından sonra ise Duma, Rusya’nın Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’na katılımının askıya alınmasını onayladı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da, Rusya'nın START’a dönmesinin Batı'nın tutumuna bağlı olduğunu söyledi.
Konuyu Sputnik’e değerlendiren çalışmalarını Moskova’daki RUDN Üniversitesi'nde sürdüren siyaset bilimci Onur Sinan Güzaltan’a göre, Putin, Batı’nın hamlelerini karşılıksız bırakmayacağını duyurmuş oldu.

‘Batı askeri anlamda durumu tırmandırırsa Rusya da buna cevap vermeye hazır’

Putin’in konuşmasının iki tarafı olduğunu söyleyen Güzaltan, “Biri Rusya’nın iç politikasını ilgilendiren tarafı; Sovyet örneğini vererek liberal ekonomiyi eleştirmesi, Batı’ya entegre olan Rus şirketlerini ve sermayesini eleştirdi, sosyal yapıdan bahsetti. Diğer taraftan da konuşmasının askeri tarafı var. Özellikle de nükleer anlaşma konusunda sözleri vardı. Biz Putin’in sözlerinden, Batı’nın askeri anlamda durumu tırmandırması karşısında Rusya’nın da buna cevap vermeye hazır olduğunu anladık. Nükleer anlaşma meselesi de aynı şekilde. Rusya mutakabiliyet ilkesini uyguluyor, eğer karşı taraf bir hamle yaparsa aynı şekilde hamle yapmaya hazır olduğunu vurguluyor.” dedi.

‘Rusya bütün kuvvetiyle Batı’nın baskısına direnmeye çalışıyor’

Putin'in konuşmasından bir gün önce Biden’ın Kiev ziyareti zamanlamasına da dikkat çeken Güzaltan, “Biden orada bir fotoğraf çekti, bu Rusya’ya bir mesajdı, ‘Hemen savaşın olduğu bölgedeyiz, sınırlarınızdayız’ mesajıydı. Yine ABD Polonya ve Moldova üzerinden bir mesaj vererek Rusya’yı kışkırtmaya devam ediyor. Ayrıca ABD tarafından Ukrayna’ya silah ve para yardımı da devam ediyor. Bir bütün haliyle bakıldığında Batı tarafının elindeki bütün kozları Rusya'ya karşı oynadığını görüyoruz. Putin de bugünkü konuşmasında bu hamleleri cevapsız bırakmayacağını açıklamış oldu. Bu Moskova için normal bir durum çünkü Rusya da farkında, eğer geri adım atarsa sonuç tıpkı 90’lardaki Sovyetlerin durumu gibi sonuçlanabilir. Dolayısıyla bütün kuvvetiyle Batı’nın baskısına direnmeye ve bunu göğüslemeye çalışıyor” şeklinde konuştu.

‘Çin’in açıklamaları Putin’in konuşmasını tamamlayıcıydı’

Putin’in konuşmaları esnasında Çin’den de ABD’ye yönelik önemli açıklamalar geldiğine değinen Güzaltan şunları aktardı:
“Çin, ABD’yi savaş kışkırtıcılığı ile suçladı. Bu aslında Putin’in konuşmasını tamamlayıcı bir açıklamaydı. Yavaş yavaş, ABD ve Atlantik bloğuna karşı Rusya ve Çin işbirliği de şekillenip oturuyor.”

‘Batı nükleer silah kullanırsa Rusya bunu karşılıksız bırakmaz’

Nükleer silah meselesinin uzun zamandır Batı tarafından dile getirilen bir konu olduğunu söyleyen Güzaltan, “Ukrayna’da çatışma başlayınca, Zaporojye Nükleer Tesisleri Batı’nın desteklediği Ukrayna kuvvetleri tarafından pek çok defa hedef alındı. O günden bu yana hemen hemen her gün Batı medyası tarafından ‘Zaporojye’de patlama tehlikesi var, nükleer sızıntı olabilir’ şeklinde haberler çıkarıldı. Yine aynı günlerde ‘Rusya nükleer silah kullanabilir’ diye Batı basını ısrarla her gün haber yaptı. Bunun Rusya'ya yönelik bir kışkırtma hamlesi olduğu çok açıktı. Psikolojik olarak Rusya’nın sinirlerini test ediyorlardı. Putin'in, ‘Nükleer deneme yaparlarsa biz de yaparız’ açıklaması da, eğer Batı herhangi bir şekilde nükleer silah, nükleer sızıntı, bilinmeyen bir silah, Taktik nükleer silah gibi bir şey kullanırsa Rusya’nın bunu karşılıksız bırakmayacağı konusunda uyarıda bulunmasına işaretti. Batı eğer nükleer silah kullanırsa, Rusya’nın bunu karşılıksız bırakmayacağını söylemek istedi” ifadelerini kullandı.
GÖRÜŞ
Biden’ın ani Ukrayna ziyareti: 'Kiev'e giden Johnson’ın Ukrayna'yı barıştan vazgeçirmesine benziyor’
Yorum yaz