ABD Başkanı Joe Biden, 20 Şubat için planlanan Polonya gezisinin hemen öncesinde Kiev’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Rusya’nın Donbass operasyonunun başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana ilk kez Ukrayna’ya giden Biden, aynı zamanda George W. Bush dışında ülkeyi ziyaret eden tek ABD başkanı olarak da kayıtlara geçti.
‘Barış’ yerine ‘savaş’ çağrısı
AB liderlerinin ‘barış’ çağrılarının aksine Kiev’i ‘zor günlerin, ayların ve yılların’ beklediği uyarısında bulunan Biden’ın ziyareti, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy tarafından da ‘tüm Ukraynalılar için desteğin son derece önemli bir tezahürü’ olarak nitelendirildi. Ayrıca 21 Şubat’ta açıklanacak olan 500 milyon dolarlık yeni bir askeri yardım paketi sağlayacaklarının altını çizen Biden; Ukrayna’ya topçu mühimmatı, tanksavar sistemleri, Javelin, HİMARS sistemlerini de içerecek bir sevkiyatın gerçekleşeceğini açıkladı. Çatışmaları bitirebilecek herhangi bir müzakere seçeneğine yanaşmayan sözleri ile dikkat çeken ABD başkanı, ülkesinin ‘ne kadar sürerse sürsün’ Kiev’e ‘yardım ve destek’ sağlayacaklarının altını çizdi.
NYT: ABD Batılı müttefiklerini Ukrayna’ya yardıma devam ettirmeyi amaçlıyor
Ziyaret, Batı medyasının da odağındaydı. Biden’ın ‘hamlesini’ yorumlayan ABD’li askeri uzman Harry Kazianis, ‘Biden’ın Pandora’nın kutusunu açtığına’ dikkat çekerken, diğer yandan da ABD'nin askeri yeteneklerinin Kiev'e yönelik her yeni mühimmat sevkiyatı ile birlikte küçülmeye devam edeceğini hatırlattı. Bu ziyaretin amacını ‘ABD’nin Batılı müttefiklerini Ukrayna’ya yardıma devam etmeye ikna etmek’ olarak yazan New York Times gazetesi de, seyahatin güvenlik nedeniyle ‘gizlice’ düzenlendiğini kaydetti.
‘ABD’de savaş yanlıları tümüyle siyaseti belirler hale geldi’
Biden’ın ziyaretini Sputnik’e değerlendiren Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal’a göre, ABD’nin Kiev’i müzakere masasına oturtma gibi bir çabası yok.
Öte yandan Ünal, “Masaya oturmak için fırsat vardı. ABD’de, Ekim sonu Kasım başında böyle bir durum var gibi gözüküyordu. Hatta ABD Genelkurmay Başkanı’nın Birinci Dünya Savaşı’nı örnek vererek ‘Ukrayna için de bir çözüm bulmak lazım’ manasına gelen, ‘o savaşın ilk yılında 1 milyon insan ama savaşın toplamında 20 milyon insan öldü’ şeklinde bir demeci vardı. Manidar bir değerlendirme yaparak ‘bu savaşın kazananı olmayacak, diplomatik bir çözüm bulmak gerek’ diyordu. Ayrıca ‘Ukrayna silah tedariki konusunda bir kara deliğe dönüştü, sürekli olarak Ukrayna’ya silah gönderemeyiz’ demek de istiyordu. Zaten Kongre seçimleri de vardı, Biden’ın da diplomatik çözüme yönelik olarak açıklamaları vardı. Bu açıklamalar ABD’nin Kiev müzakere masasına oturtacağı hatta zorlayabileceği yönündeydi. Fakat o an kaybedildi. ABD’de savaş yanlıları tümüyle siyaseti belirler hale geldi. ABD’de ‘siviller’ dediğimiz özellikle de ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve Milli Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın başı çektiği bir grupla, silah şirketlerinin kelimenin tam anlamıyla siyasete hakim olup istediklerini yaptırdığını görüyoruz” dedi.
‘Biden’ın ziyareti, Boris Johnson’ın daha önce Kiev’e giderek Ukrayna’yı barıştan vazgeçirmesine benziyor’
ABD’nin, ‘En son Ukraynalı ölünceye kadar bu mücadelenin devam etmesini’, Rusya’ya ne kadar zarar verebiliyorlarsa o kadar zarar vermesini isteyen bir politika izlediğini söyleyen Ünal şunları aktardı:
“Bunun için Biden’ın Kiev’e gitmiş olduğunu düşünüyorum. Zaten bu hafta 24 Şubat’ta bu savaşın başlamasının yıl dönümü var. Rusya’nın bu günün dolaylarında büyük bir saldırıya hazırlandığına, çok ciddi bir yığınak yaptığına dair konuşmalar vardı. Belki de bundan dolayı Biden, Zelenskiy ve ekibine destek vermek ve onların herhangi bir şekilde geri adım atmasını engellemek için gitmiş olmalı. Ayrıca Ukrayna hükümetinde çok ciddi tasfiyeler oluyor, belki onlar da savaşın sürdüremeyeceklerini düşündükleri için tasfiye edilmiş olabilirler. Tam olarak bilemiyoruz ama bütün bunları bir araya getirirsek Biden’ın gidişi, geçen sene Mart-Nisan aylarında Zelenskiy’nin, Ankara’nın önerileri doğrultusunda bir barış anlaşmasını müzakere ve kabul etme ihtimalinin oluşması üzerine o zamanki İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın hızla Kiev’e giderek Ukrayna’yı bu barıştan vazgeçirmesine benziyor. Dolayısıyla savaşın bu şekilde uzama ihtimali diğer ihtimalden çok daha fazla"
‘Savaş istemeyen Trump’a karşılık Biden’ın bu tavrı, seçimlerde Demokratların aleyhine olabilir’
Biden’ın bu gezisini gelecek seçimlerde Demokratlar için ekstra puan sağlamaya yönelik bir çalışma şeklinde değerlendiren Ünal, “ABD’deki ekonomik durum, Trump’ın daha güçlü bir şekilde geri dönme ihtimali gibi bir çok detay var. ABD halkı, kendi devletlerinin Ukrayna’ya bu denli para harcamasından memnun mu onu da bilmiyoruz. Bu iki tarafı da keser bir bıçak olabilir. Biden’ın bu tavrı, aleyhine de dönebilir çünkü seçimlerde Trump çok bariz bir şekilde kendisi olsa bu savaşın çıkmasına izin vermeyeceğini, en kısa zamanda bunu durduracağını ve anlamsız bulduğunu söyleyecektir. ABD halkının kimi desteklediğini göreceğiz” şeklinde konuştu.