6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler Türkiye’nin 10’dan fazla ilinde ve Suriye’de büyük yıkıma sebep oldu. Depremlerde Türkiye’den 38 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. 56 bin 80 binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespiti yapıldı. Ancak, depremlerden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay’ın Erzin ilçesinde hasarlı binalar olsa da hiçbir bina yıkılmadı. Hatay’ın merkezine 110 kilometre uzaklıkta bulunan ilçenin mevcut belediye başkanı Ökkeş Elmasoğlu ‘hiçbir kaçak yapıya izin vermediğini’ belirten açıklamasıyla gündeme gelen Erzin’de can kaybı da yaşanmadı.
Erzin’in bu durumu, 1999 Gölcük depreminde Kocaeli’nin Tavşancıl isimli bölgesini ‘mucizesini’ hatırlatıyor. Zira, 1999 depremi 18 bini aşkın kişinin ölümüne neden olmuş ve 300 bini aşkın yapının hasar gördüğü bir felaket olmuştu. Ancak Kocaeli’nin Tavşancıl ilçesi hiçbir zarar görmemişti. Bu durumun ise dönemin belediye başkanı Salih Gün’ün yüksek yapılara izin vermemesi ve hazırlattığı imar mevzuatına bağlı olduğu düşünülüyor.
Peki Erzin ikinci bir Tavşancıl ‘mucizesi’ mi? Kendisi de Hataylı olan Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve Erzin ilçesinin yaklaşık 15 yıl belediye başkanlığını üstlenen Mehmet Güven Sputnik’e anlattı.
‘Zemin Erzin’in olduğu bölgede İskenderun ya da Hatay’ın Amik Ovası’ndaki gibi kötü değil’
Erzin’in zeminin Hatay’ın diğer bölgelerine göre avantajlı olduğuna dikkat çeken Ersoy “Öncelikle zemine bakmak gerekir. Zemin Erzin’in olduğu bölgede İskenderun ya da Hatay’ın Amik Ovası’ndaki gibi kötü değil. Nispeten daha iyi bir zemin. Birinci faktör bu. Çünkü zeminin şöyle bir rolü var. Deprem dalgaları kaya zeminlerden hızlı geçip gider. Eğer zemin kötü ise deprem dalgaları oradan geçemez, büyür ve üstündeki binaları daha çok sarsar, hasar olmasına neden olur. Ne kadar sağlam zemin olursa o kadar iyi demektir. Her şey zeminle de bitmiyor. Zeminin üstündeki yapıların da zemine uygun sağlam yapılmış olması gerekiyor. İkisini üst üste koyduğunuzda ancak bölgede hasarsızlık durumu olabiliyor. Sanıyorum Erzin’de de böyle bir durum var. Biraz yönetmeliklere uyulmuş, yönetmelikler ne icap ediyorsa ne gerektiriyorsa bunlar yapılmış. Duyduğum kadarıyla belediye başkanı böyle bir açıklama yaptı. Bu iki faktör çok etkili oluyor” dedi.
‘Hasarsızlık için zemin ve yapının iyi olması gerekiyor’
Benzer durumların başka bölgelerde olduğunu da söyleyen Ersoy, şu şekilde örnekledi:
“Hatay’da fayın oradaki alüvyon zemin içerisinde tüm yerleşim alanları hasar görmüş. Mesela Hassa, Kırıkhan, Antakya ve Samandağ aynı zemin üzerinde ve fayın hemen yanında, hatta bazısının içinden geçiyor. Dolayısıyla büyük hasar görmüş. Zemin kötü, fay geçiyor, bu evleri çok zorlayan bir durum. Yıkılmasına neden oldu ve bunun da ötesi bu bölgeler yerle bir oldu. Ama hemen yanında, Hatay’ın güneyinde Altınözü, Yayladağı, İskenderun ile Kırıkhan arasında Belen var. Buralarda önemli hasarlar yok çünkü buradaki hasarsızlık zemine bağlı bir durum. Aynı şekilde Adana civarında da zemin çok kötü. Uzakmış gibi görünmesine rağmen burada da yıkımlar, hasarlar var. Yani zemin ve yapının iyi olması gerekiyor. Bunu vurgulamakta yarar var.”
‘İskenderun’da zemin kötü olduğu için yıkım var, Erzin’de böyle bir durum yok’
Ersoy “Erzin ile deprem bölgesi arasında Amanos Dağları var diyorlar ama şunu atlıyorlar. Deprem derinde. Dolayısıyla her yeri etkileyebilir. Bunun da kısmen etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ama zaten Erzin depremin bölgesinde değil, farklı bir bölgesinde. Fakat İskenderun da deprem bölgesinde değil diyeceksiniz ama oranın zemini balçık, çok kötü bir zemin. Ben Hataylı olduğum için biliyorum. İskenderun’da zemin kötü olduğu için yıkım var, Erzin’de böyle bir durum yok” ifadelerini kullandı.
‘Seçildiğimde 2 tane tekniker imarı yönetiyordu, ilk önce ekibi kurdum, müteahhitlerle konuştum’
1989’da Erzin’in ilk kez belediye başkanlığına seçilen Güven ilçeyi farklı zamanlarda 3 dönem boyunca yaklaşık 15 sene yönetti. Güven “Belediyecilik tecrübe ve çevre isteyen bir iş. Daha önce tecrübeli bir belediye başkanının yanında belediye meclis üyeliği yaptım. Ben 1989’da belediye başkanı seçildiğimde, Erzin Belediyesi’nde 2 tane tekniker vardı. İmarı, fen dairesini bu iki tekniker yönetiyordu. Ben 3 ay içerisinde 2 tane mimar, 2 tane inşaat mühendisi, 2 tane harita mühendisi, 1 tane şehir uzmanı ile ekibi kurdum. Müteahhitleri topladım ‘ben tavassut yapmam, bana tavassut göndermeyin’ dedim. Hakikaten bizim biraderler de Erzin’de 4 katlık bir iş hanı yapıyorlardı. Yanlışlıkla bir kat için direkleri dikmişler, ben hemen farkedip müdahale ettim. Hala o şekilde durur. İmarı bilinçli insanlarla beraber takip etmek lazım” diye konuştu.
‘Sık sık gider, inşaatları gizlice denetlerdim’
Temel konulardan birinin belediyelerdeki fen dairesi olduğunu söyleyen Güven “Fen dairesinde donanımlı memurlar olmalı. Ben sık sık gider, inşaatları gizlice denetlerdim. Hiç kimseye taviz vermedim. Bizden sonraki arkadaşlar da herhalde bizim gibi takip ettiler. Bunun neticesinde de Erzin az hasar aldı. Hiçbir şey yok diyemem. Benim evim 3 katlı, ilk katında çatlamalar var. Ama duvarlarında var, direklerinde değil. Ben 72 yaşındayım, böyle bir deprem görmedim” dedi.
‘Denetim sistemi Türkiye’de çalışmıyor’
Denetimin önemine dikkat çeken Güven “Denetim sistemi Türkiye’de çalışmıyor, siyasi bir kaynak yaptılar. Böyle şeyler adilane yapılırsa, belediye başkanı, fen dairesi bu işleri sıkı takip ederse daha iyi olur. Yazık, bir sürü arkadaşlarımızı kaybettik. Denetim olmazsa olmaz. Türk Silahlı Kuvvetleri neden başarılı? Disiplin var, disiplinin olduğu yerde denetim de olur. Denetimin olduğu yerde iş de güzel yürür. Ama vatandaşın, müteahhitlerin başını boş bırakırsan.. Şimdi ayakkabı boyacısı inşaatçılık yapıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Uymayan insanlara ben de çok ceza yazdım. Ben kendi petrolüme bundan 20 sene önce 3.5 milyar lira ceza yazdım. Bu şekilde olması lazım. Türk milleti asil bir millet. Depremzedelere de çok duyarlı davranıyorlar ama bazı yerlere de ulaşamamışlar” ifadelerini kullandı.
‘Benim zamanımda 4 kata izin vardı, şimdi 7 kata çıkardılar’
Güven, Erzin’in mevcut belediye başkanı Ökkeş Elmasoğlu’nun açıklamasının talihsiz olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Benim zamanımda 4 kata izin vardı, şimdi 7 kata çıkardılar. Şimdiki genç belediye başkanı arkadaşımız benim yanımda 7 sene avukatlık yaptı. Ancak yaptığı açıklama bence talihsiz bir açıklama. Önce muhtarlardan, fen dairesinden bilgi alman lazım. Deprem oldu, 3 gün sonra açıklama yaptı. Daha kimse kimseyi görmemiş, millet cenazesini defnetmemiş. Erzin’in içinde cenaze olmadı çok şükür. Ama çevreden; Maraş’tan, İskenderun’dan, Antakya’dan, Osmaniye’den, Adana’dan çalışan 60-70 kişi kaybetti Erzin. Samandağ çok perişan. Belediyeciliğin üniversite mezunu olmakla, avukat, eczacı, mühendis olmakla alakası yok. İşi kavramak önemli. Ben makamında otururdum, hangi işçi nerede kaytarıyor 5 dakika sonra elimle koymuş gibi bulurdum. Belediye başkanları prensipli olacak.”