Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden 11 gün geçmişken ‘dayanışma’ mesajıyla Türkiye’ye gelen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine dair mesajlar verdi. Önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen Stoltenberg’in bölgede ziyaretler yapması da planlandı.
Ankara’da Stoltenberg ve Çavuşoğlu'nun ortak basın toplantısında önce NATO ve müttefiklerin Türkiye’ye depremler konusundaki destekleri anlatıldı fakat ardından konu İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusuna geldi.
Stoltenberg, “İsveç ve Finlandiya'nın politikalarının, Türkiye'nin endişelerini anlayan ve aynı zamanda bunları tanıyan adımlar olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan da bu iki ülkenin adaylık başvurusunun onaylanmasının zamanının geldiğini düşünüyorum” derken Çavuşoğlu da İsveç ve Finlandiya'nın attığı olumlu adımları pozitif karşıladıklarını belirterek "Fakat özellikle İsveç'in bu Mutabakat Zaptı'nın ya da buradan kaynaklanan yükümlülüklerini tamamen yerine getirdi demek gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Şu anda henüz daha istediğimiz somut adımları görmedik” cevabını verdi.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın da 19-20 Şubat'ta Türkiye'ye ziyaret gerçekleştirmesi planlanıyor. Pazar günü deprem bölgesine gidecek Blinken, Pazartesi ise Ankara’da temaslarda bulunacak. Çavuşoğlu, Blinken'ın Türkiye ziyaretinin depremden önce 18 Ocak'ta Washington'a yaptığı ziyarette planlandığını açıkladı.
Türkiye ile ABD arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden'ın Roma'da mutabık kaldığı stratejik mekanizma olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Elbette depremle ilgili verdikleri destek için kendilerine teşekkür edeceğiz. Bunları görüşeceğiz, ikili ilişkilerimizi de görüşeceğiz. Mutlaka İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleri de gündeme gelecektir. NATO ile ilgili yani müttefikler arasında dayanışmanın arttırılması, ikili ve bölgesel konular, Ukrayna'daki savaş mutlaka gündeme gelecektir” dedi.
‘Şu anda NATO’dan Türkiye ile dayanışma göstermesini bekliyoruz’
Türk Dışişleri Bakanlığında önemli görevler almış ve Türkiye’nin eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer, Türkiye’nin içinden geçtiği dönemde ABD ve NATO’nun farklı gündemler ile Ankara’ya baskı yapmasının doğru olmadığını vurguluyor.
Dış politika analisti Gezer, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, şunları söyledi:
“Türkiye’nin içinden geçtiği hassas dönemde öncelikli konusu İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri değildir. Türkiye geçmişten bu yana NATO’nun açık kapı politikasına destek verdi, bundan sonra da destek verecektir. Yaraların sarılmaya çalışıldığı bu dönemde İsveç ve Finlandiya’nın da bazı destekleri oldu bu tabii ki Türkiye tarafından takdirle karşılandı fakat asıl beklenti Madrid’de imzalanan üçlü mutabakatta yer alan konuların yerine getirilmesidir. Türkiye’nin eşi benzeri görülmemiş bir doğal afet yaşadığı bir dönemde bu konunun gündeme getirilmiş olmasının yeri ve zamanı olmadığını düşünüyorum. Ülken daha yeni ulusal yastan çıktı, hala canlarımızı kurtarmaya çalışıyoruz, 11 şehirde OHAL var yani zamanı ve yeri değil. Şu anda Türkiye ile dayanışma gösterilmesini ve yardım eli uzatılmasını bekliyoruz.”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye'ye destek ziyaretine geldi.
© AA
‘TBMM’de bir siyasi partinin bile İsveç’in katılım protokolü lehinde oy kullanacağını sanmıyorum’
“İsveç sözde mutabakatı yerine getirdiğini söylüyor ancak fiiliyatta bunun böyle olmadığını görüyoruz” diye devam eden Gezer, şunları kaydetti:
“Kuran-ı Kerim’in yakılmasına ifade özgürlüğü adı altında müsaade eden bir ülke Tevrat’ın yakılmasına ilişkin eylemi yasaklayabiliyor. Açık bir şekilde nefret suça teşkil eden bu eylemlerin her türlü yasaklanması gerekiyor. Türkiye de İsveç’teki bu provokatif eylemleri gördükçe de İsveç’in NATO üyelik süreci çok ciddi sıkıntıya girmiştir. Türkiye’de sadece iktidar partisinden değil muhalefetten de son dönemde İsveç’te yapılan provokatif eylemlere yönelik olarak çok sert açıklamalar geldi. Dolayısıyla bugün varsayalım ki İsveç’in NATO’ya katılım başvurusu TBMM’ye sunuldu ben sanmıyorum ki bir siyasi parti o katılım protokolü lehinde oy kullansın. Dolayısıyla İsveç son dönemde müsaade ettiği o eylemlerle kendi üyelik sürecini baltalamıştır. İster ABD’den baskı gelsin ister NATO’dan baskı gelsin ben bu noktada Türkiye’nin bu kadar kararlı bir şekilde durdurduktan sonra geri adım atmasını beklemiyorum.”
‘Madem sen NATO müttefikisin dayanışma içinde olduğunu göster’
ABD ve NATO’nun Türkiye’ye uyguladığı bir diğer baskı da Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda oluyor. “Türkiye, İran meselesinde de BM Güvenlik Konseyi’nden alınmadığı sürece hiçbir üçüncü ülkenin yaptırımlarına katılmadı. Bu yönde Türkiye’nin ilkeli bir tutumu var, bu sadece Ukrayna krizi ile ortaya çıkan bir durum değil” değerlendirmesinde bulunan Gezer, şunları ekledi:
“Türkiye’ye yaptırım baskısı sürerken şunun de vurgulanması gerekir, hala Rusya’da aktif olarak çalışan birçok Avrupa ülkesi bulunuyor. AB’nin kendi yaptırımlarının kendi üyeleri tarafından delindiğini görüyoruz. Dolayısıyla biz AB üyesi bile değilken onların aldığı yaptırım kararlarına ya da ABD’nin yaptırım kararlarına uymak gibi bir zorunluluğumuz bulunmuyor. Bu noktada Türkiye’nin en son duymak istediği şey üzerinde baskı kurulmasıdır. Madem sen NATO müttefikisin dayanışma içinde olduğunu göster, gelip de baskı kurma. Zaman doğru zaman değil.”