Batı'nın Ukrayna'ya silah tedarikinin tanklarla tırmandırılması ve savaş uçaklarını da kapsaması ihtimali doğurması nükleer savaş korkusu yaratırken, Almanya'da Rusya ile müzakere çağrılarının çapı genişliyor.
Almanya'nın yaşayan en etkili düşünürü kabul edilen 93 yaşındaki Jürgen Habermas, dün Süddeutsche Zeitung'da 'Müzakereler için bir savunma' başlıklı bir makale yayımladı. Makalede Batı'nın Kiev istese de istemese de 3. Dünya Savaşı çıkmaması için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le acilen müzakere masasını kurması çağrısı yaptı.
'Medya Ukrayna'ya silah tedarikinde yandaş'
Almanya'nın Ukrayna'ya Leopard tankları verme kararının 'tarihi' diye selamlanmasının ardından savaş uçakları, uzun menzilli füzeler, savaş gemileri ve denizaltılar için taleplerin yükseldiğine dikkat çeken Habermas, diğer yandan 'Almanya'da nüfusun yarısının Ukrayna'ya tank dahil silah verilmesine tümden karşı çıkmasa bile şüpheyle baktığını, tereddüt ve tasa içindeki bu kesimin medyadaki tek sesli görüşlerin savaş çığırtkanlığına karşı sesini duyurmakta zorlandığını' aktardı.
'Almanya'da barış görüşmelerinin anlamı ve olasılığı hakkında yavaş yavaş bir tartışma başladığını' söyleyen ünlü filozof, kendisinin de 'müzakerelere giden zorlu yol hakkında kamuoyunu düşünmeye çağıran seslere katıldığını' belirtti.
"Bu seslere katılmamın nedeni tam da şu cümlenin doğru olmasından: Ukrayna savaşı kaybetmemeli" diyen Habermas, 'vakitlice müzakerelerin uzun bir savaşın daha fazla insanın hayatını kaybetmesine ve yıkıma yol açmasını önleyen doğasını önemsediğini' dile getirdi.
'Ya savaşa gireceksiniz ya da Ukrayna'yı terk edeceksiniz'
Batı'nın 'ya savaşa aktif olarak müdahale etmek ya da nükleer silahlı güçler arasında ilk dünya savaşını tetiklememek için Ukrayna'yı kendi kaderine terk etmek arasında tercih yapma çıkmazıyla baş başa kalacağı' uyarısında bulunan ünlü filozof, 'Ukrayna ile destekçilerinin hedeflerinin belirsiz olmasının tartışmanın temel sorunu olduğunu' vurgulayarak sordu:
"Silah sevkiyatımızın amacı Ukrayna'nın savaşı 'kaybetmemesi' mi yoksa Rusya'ya karşı 'zafer' mi?"
'Amacınız ne?'
Habermas, 'Ukrayna'ya Batı desteğinin tam hedefinin tanımlanmasının ölümcül bir hata olduğu, muğlaklık yüzünden Batı'nın gerçek amacının Rusya'da rejim değişikliği olduğu şeklinde yorumlandığı, bunun Kremlin açısından kabul edilemez olduğunun' altını çizdi.
'Silah vermenin yüklediği sorumluluk'
Sol Parti milletvekili Sahra Wagenknecht ile feminist yazar, gazeteci, yayıncı Alice Schwarzer'in 12 Şubat'ta imzaya açtığı 'Barış Manifestosu'nun Ukrayna'ya silah tedarikinin durdurulması çağrısından farklı olarak 'Batı'nın Ukrayna'ya silah vermek için geçerli sebepleri olduğunu' söyleyen filozof, ama 'bunun beraberinde sorumluluk getirdiği' uyarısını yaptı:
"Her ne pahasına olursa olsun zafer perspektifinden bakıldığında, silah tedarikimizin kalitesindeki artış, bizi uyurgezer gibi 3. Dünya Savaşı'nın eşiğinin ötesine itebilecek kendi ivmesini geliştirdi."
'Batı, inisiyatif kullanmakla yükümlü'
'Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le müzakereye ne zaman hazır olacağına sadece bizzat Ukrayna'nın karar verebileceği' savını sorgulayan filozof, 'Ukrayna hükümetinden bağımsız olarak müzakereler için kendi inisiyatifini kullanmanın Batı'nın görevi olduğunu' dile getirdi. "Batı'nın kendi meşru çıkarları ve yükümlülükleri var. Örneğin kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak zorunda olması gibi" dedi.
'Kayıpların sonsuza dek ikamesi mümkün değil'
'Ukrayna'nın gerektiği sürece savaşabilme kabiliyetinin Batı'nın desteğine bağlı olduğu, ama Batı'nın da gönderdiği silahların yarattığı yıkımın sorumluluğunu taşıdığı, savaşın tükettiği insan hayatları ve maddi kaynakların sonsuza dek ikame edilmesinin mümkün olmadığını' sıralayan Habermas, sırf bu sebepten bile Batı'nın acil müzakere için bastırması gerektiğini vurguladı.
'Biden gidip Cumhuriyetçi Başkan gelirse, ne olacak?'
Kasım 2024 ABD başkanlık seçimlerine atıfla "Biden yönetimi için saat işliyor" hatırlatması yapan Habermas, Demokrat Partili Joe Biden'dan sonra bir Cumhuriyetçi Beyaz Saray'a taşınırsa, Ukrayna'ya yapılan yardımı ciddi şekilde azaltılabileceğine dikkat çekti. 'Rus tarafının savaşın başlamasından sonrasına taşan herhangi bir toprak kazanımına meydan bırakmamakla birlikte itibarını kurtarmasına izin veren uzlaşmacı bir çözüm aranmasını' tavsiye etti.
Nisan ayında yine Süddeutsche gazetesinde yayımladığı makalede 'sağduyu' çağrısı yapmış olan Habermas'ın son çağrısı, Schwarzer ile Wagenknecht'in Barış Manifestosu yayımlamasının ardından geldi.
Barış mitingine doğru
Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a Ukrayna'ya silah tedarikini durdurması ve Moskova ile Kiev arasında barış görüşmelerinin başlaması için inisiyatif alması çağrısı, aksi takdirde 3. Dünya Savaşı uyarısı yapan manifesto, 500 bin imza hedefine çok yaklaştı. İkili, Rusya'nın 'Ukrayna özel operasyonunu' başlatmasının yıldönümünün bir gün sonrası olan 25 Şubat'ta Berlin'in Brandenburg Kapısı'nda barış mitingi de düzenleyecek.
Melnik: Kant ve Hegel mezarlarında ters dönecek
Almanya'dan sömürge valisi tarzı açıklamalarının bardağı taşırması sonucu gönderilen Ukrayna'nın eski Berlin Büyükelçisi Andriy Melnik, Wagenknecht ile Schwarzer'i "Siz iki Putin uşağı: Ukraynalılara ihanetle ilgili manifestonuzu derdest edip Brandenburg Kapısı'ndaki çöp kutusuna atabilirsiniz" diye hedef almasının ardından ünlü filozofu da boş geçmedi. Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcılığına terfi eden Nazi hayranı Melnik, "Jürgen Habermas'ın bu kadar utanmazca Putin'e uşaklık yapması karşısında dilim tutuldu. Alman felsefesi için bir rezalet. Immanuel Kant ve Georg Friedrich Hegel mezarlarında utançtan ters dönecek" diye tweetledi.
Özellikle 1962 tarihli Kamusal Alanın Yapısal Dönüşümü ve 1981 tarihli İletişimsel Eylem Kuramı kitaplarıyla, 1980'lerdeki postmodernizm eleştirisiyle tanınan Habermas'ın yayımlanmış sayısız kitap ve makalesi bulunuyor.