Enver Aysever’in Yolcu Yolunda Gerek programının konukları, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi Başkanı Sedat Durel ve ekonomi profesörü Oğuz Oyan oldu
Sedat Durel: ‘Bu enkaz halkımıza ödetilmiş büyük bir bedel’
Özellikle molozların oluşturduğu tehlikeye dikkat çeken Çevre Mühendisi Sedat Durel, sürecin nasıl yürütülmesi gerektiğini anlattı:
‘Bunların çok dikkatli bir şekilde kaldırılması gerekiyor. Yine de halkımızı daha da büyük bir korkuya sevk etmeyelim, bu yönetilebilir bir problem. Enkaz atıklarının içinde plastik, floresan, asbest gibi maddeler var. Bunları kaldırırken su kaynaklarına ve tarım arazilerine uzak bir yer geçici depolama alanı olarak belirlenmeli. En azından toz veya çeşitli zararlı partikülleri insanların solumasını engelleyecek biçimde -ıslatma gibi metodlarla- alınarak buraya yerleştirilmesi ve ayrıştırılması gerekiyor. Maalesef dünyadaki büyük depremler sonrası enkazın 15-20 yıl boyunca ayrıştırılamadığını biliyoruz. Tabii bu enkazın içinde sadece bunlar yok. İçinde hâlâ kurtaramadığımız insanlar var, kumaş, mobilya gibi yanma riski olan maddeler var. Bu enkaz ayrıştırıldıktan sonra maalesef şu soru da çok önemli; bu kadar enkazı ne yapacağız? Kesinlikle taşıma malzemeleri olarak kullanılmamalı. Belki yol yapımında, yolun kendisinde değil de dolgu alanlarında kullanılabilir. Bir enkazdan kalkıp da ‘Ben şundan şöyle kâr edeceğim, bunu şöyle sürdürülebilir yaparız’ diyenlere de artık karnımız tok olsun. Bu enkaz halkımıza ödetilmiş büyük bir bedel. Bunun üzerinden para kazanmak yerine halkımızın çıkarına ve sağlığına odaklanmamız gerekiyor. Kesin olarak bunu yapabilecek şey de kamucu politikalardır.’
Prof. Oğuz Oyan: ‘30 milyar burada çerez kalır. Bu bir aldatmaca’
Ortak yayın ile bağış toplanmasına ilişkin tartışmalar da sürüyor. Ekonomi Profesörü Oğuz Oyan, ortada bir ‘aldatmaca’ olduğu kanaatinde.
Prof. Oğuz Oyan’ın konuyla ilgili görüşleri şöyle:
‘Bu bir göz boyama, algı operasyonu. 115 milyar para toplandı, bunun 84 milyarı kamu kurumları yapıyorsa burada bir ‘bakın devlet elini taşın altına soktu, hadi siz de yapın’ diyorlar. Hazine dese ki; kardeşim ben 80 küsur milyar buraya kaynak aktarıyorum dese, bu kadar etki yaratmaz diye düşünüyorlar. Ne kadar yurttaşını düşünen yapılar var algısı yaratıyorlar. Tuhaf bir şey daha var. Merkez Bankası dışındaki kuruluşların çoğu Türkiye Varlık Fonu bünyesinde. Başında da Recep Tayyip Erdoğan var. Merkez Bankasının döviz rezervleri eksilerde olmasına rağmen kârda olabiliyor. İkisi birbirinden ayrı şeyler. Merkez Bankasının kendi bilanço kayıtları var. Türkiye’de son yıllarda Merkez Bankası kârlı. Dolayısıyla oradan Hazineye bir transfer yapıyor. 30 milyarı buraya aktarmakla, Hazineye yapacağı transferi kapatıyor. Belki büyük bölümünü böylece yapmayacak duruma geliyor. Para basmasa bile Hazineye transfer yapmamış olacak. Onun yerine bir daire başkanlığına aktarmış olacak. Bu çok tuhaf bir şey. Bu yapılacaksa Maliye Bakanlığının kendisi yapar. Burada dolaylı tuhaf ilişkiler var. Merkez Bankası aslında 30 milyarın öncesinde para basıyordu. 30 milyar burada çerez kalır. Bu bir aldatmaca.’