ANKARA FARKI

Hatay Belediye Başkanı Savaş: İnsanoğlunun 40-50 nesilde bir görebileceği bir depremdi

İsmet Özçelik’in programına bağlanan Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, hem yetkililerin hem de Türk milletinin azmi ile Hatay’ın tekrar inşa edileceğini söyledi. 6 Şubat’ta yaşanan depremin 40-50 nesilde bir görülebilecek bir deprem olduğunu kaydeden Savaş, deprem bölgesinden ayrıntıları aktardı.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programının konukları; Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Genel Maden-İŞ Genel Başkanı Hakan Yeşil, Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı ve gazeteci Nuray Başaran oldu.

‘Hatay’ı yeniden ayağa kaldıracağız’

Kurtarma çalışmalarının gittikçe daha organize bir hale geldiğini bildiren Savaş, can kaybının çok sayıda olmasının en büyük üzüntüsü olduğunu, fakat geride kalanların ve Hatay’ın yaşatılması için çalışacağını dile getirdi. Savaş, şunları kaydetti:

“Gittikçe daha organize oluyoruz hem birbirimizle hem diğer kurumlarla daha fazla gittikçe birlikte çalışma imkanımız oluyor. İnşallah daha iyi olacak. Tek temennimiz bu yaşayan insanlarımızın hastalanmadan 3-5 ayı geçirmesini sağlamak ve olabildiğince yıkıntı altındaki insanlarımızı kurtarabildiğimiz kadar kurtarmak. Tabii ki çok yıkılmış evimiz var. Bunların tekrar ayağa kaldırılması lazım. Önce şu pansumanı yapacağız ama daha sonra radikal bir işlemden sonra çok iyi bir yapılanma ile tekrar şehrimizi ayağa kaldırmak zorundayız. Bu azmimiz hem bizim hem Türk milletinin azmi ile biz Hatay’ı tekrardan inşa ederiz. Bu deprem insanoğlunun muhtemelen 40-50 nesilde bir göreceği depremdi. Ben İstanbul’u, Ankara’yı, Eskişehir’i, Adana’yı, Hatay’ı yaşadım. Son bütün depremlerden nasiplendim. Ama hepsini toplayın. Hepsi Pazartesi saat 04:17’de olan depremin inanın 4’te 1 etkisini etmez. Şu var; fiziken Hatay’ı tekrar yerine getirebiliriz ama can kaybımız çok oldu en büyük üzüntümüz bu. Ama geride kalanları ve Hatay’ı yaşatmamız lazım.”

‘Hayati önemdeki sorunları çözmeye çalışıyoruz’

Şu anda ayakta kalan insanları yaşatmaya; barınma, gıda gibi hayati önemdeki sorunları çözmeye çalıştıklarını ifade eden Savaş, bölgeye gelen yardımlar için teşekkür etti. Savaş, “Çok büyük bir zararımız ve insan kaybımız var. Şu anda kaybettiğimiz insan sayısı 4000’i aşmış durumda. Ama bu yıkılan binaların hafriyatını çıkardıkça çok daha fazla olacağını düşünüyoruz. Bunun dışında şu anda ayakta kalan insanlarımızı yaşatmaya çalışıyoruz ve onların barınma sorunlarını, kış şartlarına karşı yaşama sorunlarını, aynı zamanda gıda sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Çok şükür özellikle 2 gündür çok yardım var hem yurt içi hem yurt dışı. Büyük şehir belediyelerimiz başta olmak üzere belediyelerimizin büyük desteği var. İş adamlarının, hayırseverlerin desteği var. Ben hepsine çok teşekkür ediyorum. Bizim bu en sıkıntılı olduğumuz günlerde Hatay’a yapmış oldukları destekten dolayı. Ama alan çok geniş olduğu için, nüfusun çok kalabalık olması dolayısıyla bunların hepsini dört dörtlük yapma maalesef şansımız olmadı. Ama iyi niyetle bütün buraya gelen hem yardımsever insanlarla hem kendi ekiplerimizle bu sıkıntıları aşmaya çalışıyoruz” dedi.

‘Binalar kağıttan evler gibi bir bir çöktü’

Deprem anında Hatay’da bulunan gazeteci Nuray Başaran, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Bugün ben dakikaların, anların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. 3 dakika önce çıkmasaydım otelden şu anda ya enkaz altındaydım ya da onu düşünmek bile istemiyorum. 04:14’te otelden ayrıldık. Yaklaşık 3 dakika sonra da ilk deprem gerçekleşti. Bir baktım karşıdaki, yandaki binalar kâğıttan evler gibi bir bir çöküyor. Sonra bir baktım ki insanların ‘İmdat, kurtarın bizi’ çığlıkları var. Deprem olduğunu anladık. Binalar, ağaçlar yıkılıyordu. Korku filmi gibiydi. Yani bir dehşet anıydı. Her yer yıkılmıştı. Biz birbirimize sarıldık ve dua ettik yolun ortasında. Yollar enkazlardan dolayı kapalıydı. Bir noktaya kadar arabayla geldik, sonra yürümeye başladık. 1500 yıllık Habibi Neccar camisi yıkıldı. Hava -5 derece ve inanılmaz yağmur yağıyordu. Bir baktık ki annesinin kucağında bir bebek; 40 günlük Aslan bebek. Eşim arabayı getirdi, bebeği aldık, annesini aldık. Sonra Bir kız çocuğu geldi 12-13 yaşlarında. Ayağında çorap yok, ıslanmış. Annesi göçük altında kalmış. Abisi getirdi. Her tarafı buz gibiydi. ‘Abi anneme ışık yap, annem çok korkuyor’ diye ağlıyordu. Onları koruma altına aldık. Hava aydınlanınca biraz görüntü aldık ama Hatay artık yoktu.”

‘Fırıncı esnafı seferberlik ilan etti’

Deprem bölgesinde ekmek fiyatının 14 TL’ye çıktığı iddialarını yanıtlayan Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, fırıncı esnafının böyle bir şeyi yapmasının mümkün olmadığını savundu. Balcı, şu açıklamaları yaptı:

“Yapması mümkün değil. Biz çalışan fırınlarımızda un fabrikalarından gelen un yardım desteğini kabul etmiyoruz. Çünkü biz ürettiğimiz ekmeği makul fiyatta, fiyatı neyse üretip vatandaşa satıyoruz. Tüm Türkiye’de fırıncı esnafı o bölgeye gönderdiği ekmek için kimseden para almadı. Yani adam sadece kendi yardım etmek istiyorsa, bir işletmeden kendisi almak istiyorsa o ayrı. Bizim toplu gönderdiğimiz ekmeklerden hiçbir şekilde fırıncı esnafı seferberlik ilan ederek kendisi bizzat arabasıyla götürüp toplama noktasına bırakıyor. Günde 300-400 bin ekmek yalnız uçakla gönderildi. Yani bunların hiçbir ücretini talep etmemiz mümkün değil, aklımıza da gelmedi. Ekmeği iki katı fiyatına satma konusu da iki kat ekmek üretip vatandaşa daha fazla ekmek üretmek amacıyla yapılmış bir şey. Daha sonra oradaki belediye başkanımız denetim yaparak bunun gerçek olmadığını kamuoyuna duyurdu zaten. Bizim amacımız oradaki vatandaşımızın ekmeksiz, gıdasız kalmaması.”

‘3 bin 250 madenci sahada’

Madencilerin sahada olduğunu ve her madencinin arama-kurtarma çalışması gerçekleştirdiğini söyleyen Genel Maden-İŞ Genel Başkanı Hakan Yeşil, şuanda yapılması gerekenin arama-kurtarma alanında deneyimli kişilerin çalışmaları yürütmesi olduğunu ifade etti. Yeşil, “3250 tane madenci arkadaşımız şuan sahada ve hala arkası geliyor. Çalışmalar devam ediyor. Tabii şartlar çok kötü, Hatay özellikle çok zor durumda. Bunu nasıl anlatacağız, hangi kelimelerle ifade edeceğiz biz de bilmiyoruz. Her madenci arkadaşımız arama-kurtarma çalışmaları içinde bir binanın etrafında toplanmış, oralarda çalışmalar yapıyorlar. Çok güzel işler yaptılar. Zamanla yarıştığımız bir dönem. Gerçekten çok büyük bir alan. Ulaşılamayan binalar var özellikle kırsal kesime doğru. Ama yoğun bir mücadele içindeyiz. Temennimiz saatler geçmiş olsa da mucizeler görmek. Şuanda yapılması gereken bu arama-kurtarma çalışmalarında gerçekten bu işi bilen arkadaşların bu işin başında olması. Öyle bir binanın başına geçip de arama-kurtarma çalışması yapıyorum deyip, hiçbir şey yapmadan zaman öldüren arkadaşlarımız var. Bunları da gördük. Türkiye bu bölgeye akın ediyor. Duygulanmadık desek yalan söylemiş oluruz. Ben tebrik ediyorum vatandaşlarımızı” şeklinde konuştu.
Yorum yaz