ABD'nin Irak'ı işgali öncesinde Irak istihbaratının ABD biriminde önemli bir pozisyonda bulunan Dauri, 20 yıl önce Bush yönetiminin Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Irak'ın kitle imha silahları yalanına dair BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) yaptığı sunumun tetiklediği süreçle ilgili Sputnik'e değerlendirmelerde bulundu.
1988'de hazırlanan işgal planı için bahane arayışı
5 Şubat 2003'ün Irak halkı için kara gün olduğunun altını çizen Dauri, "Ele geçirilen belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla ABD, İran-Irak savaşının sona ermesinden birkaç ay sonra, 1988'de Irak'ı işgal etmek için bir plan geliştirmeye başladı. Amerikalılar, Irak'ın ciddi askeri gücünden ve Saddam'ın Irak'ın balistik füze sistemini yok etme konusundaki isteksizliğinden memnun değildi. İşgal için bahane hazırladılar ve bunu gerçekleştirdiler" dedi.
BM denetçilerinin çevirdiği dolaplar
O dönemde birkaç BM müfettiş heyetinin Irak'a geldiğini ve daha sonra bu kişilerin dezenformasyon için gereken malzemeyi hem ABD hem de Britanya'ya temin ettiğinin ortaya çıktığını söyleyen Dauri, Amerikalıların sunduğu argümanların Arap ülkelerini ikna etmediğini, sadece Batı'nın bunlara inandığını belirtti.
Blair'in 40 dakika içinde Londra'nın vurulabileceği yalanı
Eski Britanya Başbakanı Tony Blair'in Irak'ın 40 dakika içinde kimyasal ve biyolojik savaş başlıklı füzeleri hazırlayarak Londra'yı vurabileceği yalanını ortaya attığını anımsatan Dauri, Blair'in planlanan işgali meşru kılmak için yalan söylediğini ve vatandaşlarını korkuttuğunu hatırlattı.
'Suriye ve diğer bölge ülkelerini bölme çabası'
Irak'ın işgalinin ABD'nin önlenemez ve 'cezadan muaf' politikasını sergilemesinin ilk adımı olduğunun altını çizen Dauri, "Sonraki adım Suriye'yi ve ardından bölgedeki diğer ülkeleri bölmekti. ABD askerlerinin Irak'ta kalması oldukça maliyetli hale gelince, ülkeye terörist sokmaya başladılar ve büyük bir çöküşün zeminini hazırladılar. Ardından Irak'ın bir terör yatağı olduğunu söylemeye başladılar. Fakat bunun için her şeyi yapan ülke bizzat ABD'ydi" diye konuştu.
8 yıl sonra çıkmak zorunda kaldı
ABD'nin verdiği büyük kayıpların ardından 2011 yılında Irak'tan çıkacağını duyurduğunu anımsatan Dauri sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine de, tüm siyasi elitleri etki altında tutmaya devam etti. Görünüşe göre işgal bitti, ancak 'himaye' henüz bitmedi. ABD, Irak petrolünün yeniden satışından para kazandı ve kazanmaya devam ediyor. İran'ın ülkede artan etkisinden memnun değiller çünkü bize kendi kolonileriymiş gibi bakıyorlar. Ancak buradakiler onlardan memnun değil. Iraklılar, olası tüm platformlardan ABD'nin pervasız bir eylemde bulunduğunu ve Irak'ın egemenliğini yok ettiğini söylüyorlar."