ANKARA FARKI

Gazeteci Başaran: 6'lı masanın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu

Gazeteci Nuray Başaran, 6’lı masanın cumhurbaşkanı adayının uzun zamandır belli olduğunu iddia etti. Başaran, 6’lı masanın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi amacıyla kurulduğunu öne sürdü.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına gazeteci Nuray Başaran konuk olarak katıldı. Başaran programda, yaklaşan seçimlere ve 6’lı masanın açıkladığı ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ ile cumhurbaşkanı adayına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

‘6’lı masa Kılıçdaroğlu’nun seçilebilmesi için kuruldu’

6’lı masanın kurulma amacına yönelik açıklamalarda bulunan Başaran, uzun süredir cumhurbaşkanı adayının belli olduğunu ve Kılıçdaroğlu’nun 3 yıldır buna yönelik çalışma yürüttüğünü ileri sürdü. Başaran, konu ile ilgili şunları söyledi:

“Aslında aday çok uzun zamandır belli. 3 yıldır Kemal Kılıçdaroğlu aday ve 3 yıldır Kemal Beyin çalışma grafiğine ve sistematiğine baktığınızda ilmek ilmek dokuduğunu ve bu işe çok iyi hazırlandığını görürsünüz. Ben tartışmasız Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olduğunu düşünüyorum. Zaten Kemal Bey karar verdiği gün 6’lı masayı kurdu. O masanın kurulma sebebi Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığa hazırlanmasıyla ilgili ve adaylık sürecinde yapılması gerekenlerden bir tanesiydi. Ve Kemal Bey bu masayı o nedenle kurdu. Benim bildiğim kadarıyla da liderlere giderken Kemal Bey bu yola çıktığını, ilk defa bunu söylüyorum; ve birlikte hareket etmek istediğini söyleyerek işe başladı. Masa zaten böyle kuruldu. Tabii 6 farklı düşünce yapısında ya da seçmen yapısı itibarıyla 6 farklı partinin bir araya gelerek oluşturduğu masada bunların olgunlaşması, seçmene gerekli mesajların verilmesi, bu mesajların verilirken seçmenin kabulü noktasındaki sıkıntılar bu süreci hem uzattı hem bize zaman zaman ‘Acaba mı?’ dedirtti.”

‘Programı liderler açıklamalıydı’

6’lı masanın açıkladığı ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ programını değerlendiren Başaran, salonda bir heyecan ve inanç eksikliği gözlemlediğini, bunun sebebinin de mutabakat metninin liderler tarafından değil, partilerin bürokratları tarafından sunulması olduğunu dile getirdi. Hangi partinin, hangi maddeye ne oranda katıldığının da bilinmediği bilgisini paylaşan Başaran, şunları kaydetti:

“Bir heyecan, inanç eksikti. Coşku yoktu. Salonun coşkusundan daha çok orada partiler adına konuşanlar sanki okudukları metne inanmıyor gibilerdi, yani o inançsızlık vardı. Belki TV ekranlarına ruhsuzluk, inançsızlık yansımamış olabilir ama biz salonda bunu çok yoğun hissettik. 6’lı masadaki 6 liderin ya da 6 liderin altındaki yakınların toplanıp da hazırladığı bir metinle karşı karşıyayız. Elbette lider buna son şeklini verecek, son cümlelerini kuracak; kaldı ki bu metni de dikkat ederseniz liderler sunmadı. Partiler adına görevlendirilmiş partilerin bürokratları noktasında sunuldu. Bu siyasi partilerin bürokratlarına bırakılacak bir iş değil, orada da bir acemilik söz konusu. Biz liderlerin ağzından duysak coşku yaratırdı. Hangi partinin neyi hazırladığı, neye ne kadar katıldığını bilmiyoruz. Biliyorsunuz Temel Karamollaoğlu’nun bir noktada çekince koyduğu özellikle İstanbul Sözleşmesi noktasındaki çekincesi de sonradan kulislere yansıdı ve bunu da tartıştık.”

‘Babacan’ın açıklaması talihsizlik’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın katıldığı bir televizyon programında ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ ile ilgili ‘Avrupa’dan bakacaklar. Aferin Türkiye’ye diyecekler’ ifadesini yorumlayan Başaran, “Ali Babacan’ın açıklamasını en iyimser cümleyle talihsizlik olarak değerlendirebilirim. Bazen böyle siyasi kazalar olabiliyor. Kaza olmayabilir, böyle düşünüyor da olabilir. Bunu 6’lı masada oturan kaç liderin kabul ettiği, etmediği çok önemli. 6’lı masanın bence en önemli problemi; bir strateji olarak geliştirdiler bunu ama halen cumhurbaşkanı adayını ilan etmemeleri. Aslında karşımızda bir cumhurbaşkanı adayı olsa ali babacanın bu kazası ya da bilinçli söylemine cevap verecektir. Lider belli olsa bu gelgitleri, bu kırılmaları yaşamayız diye düşünüyorum” dedi.

‘Muhalefet seçime hazırlıklı değil’

Türkiye seçime giderken 6’lı masanın yol haritasında boşluklar olduğunu da dile getiren Başaran, muhalefetin seçime ve seçim sonrasına tam anlamıyla hazırlıklı olmadığı yönünde görüş belirtti. Başaran, şu ifadeleri kullandı:

“Yeni sisteme göre seçim barajı söz konusu. 6’lı masada baraj sıkıntısı olmayan 2 parti var. Her ne kadar oyları az da olsa onlar da masada olduklarından dolayı mecliste olmak isteyecekler. İYİ Parti ve CHP’yi bir kenara koyduğumuzda geriye kalan 4 parti hangi partiden hangi listelerden girecek? Bir de masanın altında HDP var. Seçim tarihi açıklandıktan sonra her partinin kendi içindeki listeler savaşı olduğu gibi 4 partinin de hangi partilerden listelere gireceğinin pazarlığı söz konusu. Bir yandan milletvekili pazarlığı var, bir yandan da her ne kadar 6’lı masa güçlendirilmiş parlamenter sistem dese de seçim sabahı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmiyor. Ertesi gün öyle bir şey olmayacaksa Meral Hanım ben başbakanım dedi ama başbakanlık koltuğu yok ortada. Peki, Meral Hanım’ın pozisyonu ne olacak? Kemal Beyin Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Meral Hanım en az Kemal Bey kadar yetki istiyor.”

‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi revize edilmeli’

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde eksiklikler olduğu vurgulayan Başaran, “Yeni sistemin en büyük problemi Meclis’i devre dışı bıraktığı noktasında sıkıntı vardı. Aslında bunu birçok kimse de dillendiriyordu ama Türkiye bunu yaşamadı. Sanırım bu seçimden sonra Türkiye bunu da yaşamaya başlayacak. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi uzak görüyorum ama belki yarı başkanlık sistemi Türkiye’ye daha uygundu. Belki biz sistemi de bu süreç içerisinde tekrar tartışıp, restore etmek mecburiyetinde kalacağız. Ben bunun, Türkiye’nin bir ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bir şeyler eksik, tam oturmadı” şeklinde konuştu.

‘14 Mayıs'ın kaderini yabancılar değil, Türk halkı belirlemeli’

14 Mayıs tarihinin seçim için çok kritik bir tarih olduğunu dile getiren Başaran, konuyu tarihsel arka planıyla birlikte değerlendirerek şu açıklamaları yaptı:

“14 Mayıs’ta 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bölgeye Amerika geliyor, NATO geliyor ve İsrail devleti kuruluyor. Osmanlı Balkanlar’dan, Avrupa’dan çıkarıldıktan ve Asya’ya, Anadolu’ya gönderildikten sonra aslında büyük plan çalışmaya başlıyor. Bu noktada Osmanlı sonrası İngiltere’nin Ortadoğu Projesi, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi ve İsrail’in de Büyük İsrail Projesi var. Osmanlı’dan sonra 3 büyük proje yapılmak üzere hızlı bir şekilde yola çıkılıyor. 14 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs talihsiz bir tarih ama belki de talihli gelir Türkiye’ye. Belki Türkiye de 14 Mayıs’la bu planlara karşı cevap verir, 14 Mayıs’ın kaderini değiştirebilir dileğimiz tabii ki o. Yeni dünya düzeni belirleniyor. Bu noktada biz ulus devlet olarak kalmak, sınırlarımızı korumak ve bölgedeki oyunları onların oynadığı gibi oynamak zorundayız. Onun için bu 14 Mayıs tarihi çok önemli, çok kilit bir seçim. Başkasının seçimine benziyor ama Türk devlet aklının bunların farkında olduğunu düşünüyorum ve bu kez Türkiye bölgesel olarak çok güçlü. O planlar için Türkiye’nin nerede olacağı, nerede duracağı çok önemli. Türkiye de kendi oyununu oynuyor, bunu net söyleyebilirim. 14 Mayıs’ın kaderini dışarıdaki ülkeler değil, Türkiye belirlesin istiyoruz.”

Yorum yaz