EKSEN

'Avrupa’nın sanayisizleşmesi, Almanya’nın kapasitesini sıfırlamaya varan bir Amerikan oyunu var'

Osman Çutsay’a göre, Ukrayna'ya Leopard tartışmaları Almanya'nın sanayisizleşmesiyle ilgili Amerikan oyununa işaret. Avrupa halklarının militarist ana akım medyanın faturasını ödeyeceğini söyleyen Çutsay, 'Emekli generallerin ağzından çıkanlara bakıyoruz' dedi. Çutsay'a göre Almanya'da SPD'yi ekarte edecek hükümet hesapları yapılıyor.
Sitede oku
Almanya'daki ABD askeri üssü Ramstein'de düzenlenen Ukrayna Temas Grubu toplantısı, Ukrayna'ya tank yardımı konusunda ABD ile Almanya arasındaki gerilimi ortaya serdi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz'ün ABD baskısına 'Önce siz M1 Abrams'ları verin' diyerek direndiği yansırken, Alman Leopard tanklarının sunulması kararı Ramstein'dan çıkmadı.
Ancak Berlin bu tankları ya kendisi göndermesi yahut Avrupa'da daha önce verdiği ülkelerin göndermesine izin vermesi yönünde ağır baskı altında, üçlü koalisyon hükümeti arasında ayrılıklar belirdiği belirtiliyor.
Gelişmelerin Alman savunma sanayisi ve derin devletinde tepki çektiğinin işareti olan emekli asker ve yetkililerin açıklamalar var. Fakat bunların Almanya kamuoyuna çok az yansıması dikkat çekiyor.
Almanya'daki tartışmaları gazeteci ve yazar Osman Çutsay ile konuştuk.

'Avrupa gerçekten çok zor bir durumda. Medyasının faturasını ödeyecek gibi görünüyor'

Osman Çutsay, Almanya'nın Ukrayna'ya yardım etmesi tartışmaları sırasında ana akım medyasının Türkiye'deki ana akımla arasında bir fark olmadığı görüşünde. Çarpıcı detayların sosyal medyaya yansıyanlardan öğrenilebildiğini belirten Çutsay, "Avrupa medyasının faturasını ödeyecek gibi görünüyor" dedi:
"Bu iş nereye varacak diye konuşuluyor, manşetlerde de bu var. Sadece ‘Biz Ukrayna’ya yardım etmek zorundayız’ gibi açıklamalar ve arka planda bir Leopard tartışması var. Bunları vermekte tereddüt gösteriyor. Avrupa’nın çok övünen demokratik ana akım medyasıyla Türkiye’deki A Haber arasında bir fark yok. Biz oralardan dolayısıyla çok fazla bilgilenemiyoruz. Kendi aklıyla düşünebilen insanların sosyal medya paylaşımları üzerinden bilgi toplamaya çalışıyoruz. Orada da başka bir tablo ortaya çıkıyor. Dün Fransa ile Almanya arasında imzalanan işbirliği anlaşmasının 60. yılıydı. Bu tür toplantılar soğuk konuşmalarla geçiştirilirdi, öyle olmadı. Çok kutuplu dünya sisteminde yerini alacağı vurgusu yapıldı. Bu arada askeri bütçelerin yüzde 100’den fazla arttırılacağı yinelendi. Die Welt’in manşetinde belediyelerin çok ciddi biçimde baskı altında olduğu çünkü bu enerji krizi nedeniyle faturaların altından kalkamadığı bilgisi yer aldı. Avrupa gerçekten çok zor bir durumda. Medyasının faturasını ödeyecek gibi görünüyor. Toplumla yönetenler arasında mesafe artmaya başladı."

'Arka planda komutanların rahatsızlığı konuşuluyor'

Leopard tartışmalarında rahatsızlıkları Alman savunma sanayi ve bazı emekli komutanın açıklamalarından anladıklarını belirten Çutsay, bunların da gidişatın iyi olmadığını dile getirdiklerini kaydetti:
"Alman deniz kuvvetlerinin önde gelen bir amirali, ‘Rusya’ya saygı göstermek zorundasınız. Bu işler böyle gitmez’ minvalinde açıklamalar yapmış ve akabinde de emekliliğe itilmişti. O zamandan beri, birkaç aydır üst düzey komutanlardan açıklama görmüyoruz. Daha çok hükümetin normal açıklamaları doğrultusunda açıklamalar yapıyorlar. Arka planda askerliğin bütün girdi-çıktılarına hakim isimler rahatça söylüyorlar; ‘Bu gidiş, gidiş değil’. Rusya’nın buraları bırakacağı yok, bu işleri böyle yürütemeyiz. Moskova’nın da böyle gördüğünü zannedebiliriz. Scholz yönetimine veryansın ediyor ama arkada Leopardlar gitmiyor. Avrupa’ya yayılmış Leopard tankları var. Almanya’nın pek o kadar yok. Bunları zaten veremezler, bir anlamı da yok."

'Almanya'nın sanayisizleşmesiyle ilgili bir Amerikan oyunu da var'

ABD'nin Avrupa'nın ve Almanya'nın sanayisizleşmesi ve kapasitesini sıfırlamaya varan bir oyun oynadığını dile getiren Çutsay, Polonya ve Baltık ülkelerinin yangına körükle gittiğni ancak Ukrayna savaşının da hiç de ana akımda yansıtıldığı gibi olmadığının anlaşıldığını söyledi:
"Almanya’nın askeri yönetimiyle ilgili bir Amerikan oyunu da var. Avrupa’nın sanayisizleşmesinde Avrupa’nın en büyük ekonomik sanayi gücü Almanya’nın kapasitesini neredeyse sıfırlamaya varan bir oyun. Bu Leopardları dağıtırsınız, sonra da esas talepleri karşılayamayacak duruma gelirsiniz. Kapasitenizi yükseltinceye kadar Avrupa’ya Amerikan silahları yığarız, böyle bir oyun da var. Bunun farkında olduklarını sanıyoruz. Bu sabahtan itibaren atom silahlarının kullanılması meselesi tartışmalara girdi. Ana akım medyada ‘Washington çok kızdı’ diye manşetler atıyorlar. Ama AB içinde de bir tepki var. Polonya ve Baltık ülkelerinden yangına körükle gidenler var. Buradaki kargaşa derinleşebilir. Savaş hiç de öyle ana akım medyanın anlattığı gibi gitmiyor. Devreye yeni isimler de girmeye başladı. Bu savaş anlaşıldı, ‘Amerika’nın Almanya’ya açtığı savaş.' Washington ‘Bu gücünüzü rötuşlayacağız’ diyor demek ki."

'Arka planda yeni bir hükümet hesapları yapılıyor'

Çutsay, trafik lambası koalisyonunun ise sıkınıda olduğunu belirtirkenn, Atlantikçi görünümdeki Hristiyan Demokratların da dahil olduğu bir takım hükümet hesapları yapıldığı değerlendirmesinde bulundu. Çutsay'a göre, Alman medyası da kamuoyunun savaş karşıtlığını geriletmek için uğraşıyor:
"Şu anda Hristiyan Demokratlar, Yeşiller ve liberallerin kurduğu trafik lambası hükümetinin bir geleceği olmadığını gördüler. Zaten anketlerde düşüşteler. Hristiyan Demokratlar açık bir şekilde daha Atlantikçi politika izliyorlar. Onlardan aşağı kalmayan Yeşiller ‘Bu koalisyonla devam etmeye hazır mısınız?’ demeye başladılar. Bu da arka planda yeni bir hükümet hesapları yapıldığını gösteriyor. Birkaç saattir üst üste yapılan açıklamalardan çıkardığım sonuç; ‘SPD ile ne kadar daha yürüyeceksiniz, emin misiniz?’ Propagandayı ne kadar devam ettirirsek halkın savaş karşıtlığını geriletebiliriz’ diyorlar. Son yapılan bir ankette halkın yüzde 47’si ‘Ukrayna’ya silahları verelim’ derken yüzde 43 ‘Yok vermeyelim’ demiş. Bir süre öncesine kadar bu tersiydi, halk karşıydı. Bu medyanın da propaganda girişimleri devam edecektir. Ama toplumda ve özellikle askeri kadrolardaki emekliler tarafında ‘Bu iş böyle gitmeyecek’ havasının yayılmaya başladığını da gösteriyor."

'Emekli generallerin ağzından çıkacak laflara bakıyoruz'

Almanya ile Fransa liderlerinin bir yandan 'çok kutuplu dünyayla yaşama' vurgusu yaparken, diğer yandan silahlanmaya hız verdiklerini anımsatan Çutsay, ancak Avrupa'da barış hareketinin öldüğü, solun yerle bir görünümde olduğunu söylerken, "Biz emekli generallerin ağzından çıkacak laflara bakıyoruz" eleştirisi getirdi:
"Dünkü açıklamalara baktığımızda Macron ile Scholz, ‘Biz çok kutuplu dünyada yaşayacağız’ dediler. Çin ile bağları koparmak istemediklerini de dile getirdiler. Avrupa’nın iki patronu, biri askeri, diğeri de sanayisi, ekonomisiyle eziyor. Askeri bütçeler açısından bir gelişme var. Macron, ‘2024-30 arasında 400 milyarlık bir askeri yatırım yapacağız’ dedi. Almanya da 300 milyar dedi. Bunlar Avrupa çapında da büyük fiyatlar. Çehov, ‘Sahneye bir tüfek atarsanız onun patlaması lazım’ der. Ama bunlar bu oyuna nükleer silahı kattılar. Bu silahlar patlayacak demektir. Bunu engellemek gerekir. Bu konuda bazı adımlar atıldığını düşünebiliriz. Ancak halk gerçekten sessiz. Barış hareketi gerçekten ölmüş durumda, sol yerle bir olmuş durumda. Biz emekli generallerin ağzından çıkacak laflara bakıyoruz."

'Lambrecht'in istifa ettirilmesi gerekçeleri gülünç, Scholz'ün dediğini yapan yeteneksiz bir hanımdı'

Ramstein toplantısı öncesi Almanya'nın kadın savunma bakanı Lambrecht'in istifası ve gerekçelerinin ise gülünç olduğunu söyleyen Çutsay, Almanya'nın kararsız politikalarına dikkat çekti. Çutsay'a göre, ABD'yi Avrupa'dan uzak tutmadan Avrupa'nın bir arada tutulabilmesi zor:
"Vakit kazanmak olarak düşünebiliriz ya da çağdaş bir vezir düşürmesine tanıklık ettik. Görebildiğimiz kadarıyla Lambrecht sadece Scholz’un dediklerini yapan, yetenekli olmayan bir hanım politikacıydı. O gerekçelere ancak gülünür. Oğlunu helikopterle geziye götürmüş, oradan tatil yerine gitmişler. Kadın açıklamasında parasını ödedim dedi. Bunun hiçbir anlamı yok. Pistorius'un başka çok büyük adımlar atabileceğini de düşünmüyoruz. Pistorius'un başka önemi, Schröder okulundan olması. Bunların Atlantik doğrultusunda büyük bir adım atacağını düşünemeyiz. Bunu hepsi görüyor. 'Amerikasız olmaz' deyip Amerika'yı Avrupa'dan uzak tutmaya çalışıyorlar. Yoksa Avrupa’yı bir arada tutamazlar. Eski Sosyalist ülkeler korkunç bir politika izliyorlar. Birilerinin bunları durdurması gerek ama bu kim bilemiyoruz. Avrupa’nın A Haber'i dediğimiz demokratik medyası bir başka korkunç ikileme dikkat çekiyor. Bir şeytan olarak çizdikleri, her şeyi yapabilir dedikleri Putin’in bir adım sonra ‘Yok o rasyonel bir politikacıdır, atom bombası atmaz’ diye aynı paragraf içinde kullanabiliyorlar. Kişilik bölünmesini medyadan okuyabiliyoruz."
Yorum yaz