10 seneyi aşkın süredir askıya alınan Türkiye ve Suriye arasındaki diplomatik ilişkiler, iki ülkenin savunma bakanları ve istihbarat başkanları ile Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun Moskova’da bir araya gelmesiyle başladı. Türkiye’nin Suriye ile yeniden ilişki kurma adımları Rusya tarafından olumlu karşılanırken, ABD’den ise ‘desteklemiyoruz’ açıklaması geldi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ise görüşmelere dair değerlendirmesinde, somut sonuçlar için ‘özenle hazırlanması ve Moskova ile Şam arasında koordine edilmesi gerektiği’ vurgusunu yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov geçen senenin dış politika gelişmelerini yorumladığı senelik basın toplantısında Türkiye’nin konu hakkındaki endişelerini anladıklarını söyleyerek “ABD’nin Suriye’deki Kürtleri, ülkenin kuzeyinde bir yarı-devlet oluşturmak için ve kendi direktiflerini yerine getirip gerilim yaratmaları için kullanmak istemesinin de Türk tarafını rahatsız ettiğini anlıyoruz” dedi. Lavrov, Türkiye ve Suriye dışişleri bakanlarının görüşmesinin hazırlıklarının devam ettiğini de belirtti. Daha önce Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görüşmenin Şubat ayı başında olabileceği işaretini vermişti. Türkiye-Suriye ilişkilerinin seyrini ve Rusya’nın rolünü Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Hasan Ünal, Sputnik’e anlattı.
‘Türkiye ile Rusya ve Suriye’nin çıkarları ortak’
Lavrov’un sözlerinin “Türkiye bu konuda haklıdır, ABD burada bir kukla devleti yapılanmasını gerçekleştirmeye çalışıyor, Suriye’nin bir manada bölünmesiyle sonuçlanacak süreci Amerika destek veriyor, Suriye’nin petrollerini beraber çalıyorlar” şeklinde anlatılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ünal, söz konusu sürecin Türkiye kadar Rusya ve Suriye’yi de rahatsız ettiğini şu sözlerle değerlendirdi:
“Suriye’nin tüm topraklarında tam egemen olamamasının en önemli sebebi bu. Dolayısıyla bu açıdan Türkiye ile Rusya ve Suriye’nin çıkarları ortak. Lavrov bir manada bunu demek istiyor. Ancak çıkarlara ulaşmak için neler yapılacağı konusunda ayrışma var. 2022’nin ikinci yarısından itibaren tekrar yaşadığımız üzere Türkiye özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından Suriye ile uzlaşmak istediğini, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir araya gelebileceğini söylüyor. Fakat burada bu adımların atılabilmesi ya da hızlandırılabilmesi için ortada engeller görünüyor. Örneğin Türkiye tarafında zaman zaman dile getirilen ‘rejim’ lafı, bu sözün terk edilmesi lazım. İkincisi, bazı üst düzey Türk yetkililer ‘rejim ile muhaliflerin uzlaştırılmasından’ bahsediyor. Şu ana kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ben böyle bir ifadesine rastlamadım. Bir de bazı üst düzey Türk yöneticiler siyasi süreç, anayasa sürecinden bir sonuç alınmasını istiyor. Sorunun tespitinde Türkiye ile Rusya arasında bir görüş ayrılığı yok, dolayısıyla Lavrov’un ‘Türkiye’nin endişelerini anlıyoruz’ sözü buna atıfta bulunuyor. Ama bu amaca nasıl ulaşılacağına gelindiğinde arada görüş ayrılıkları var.”
'PKK/PYD ve tüm türevlerine karşı ortak mücadele eylem planı çıkarılmalı'
Lavrov’un Rusya’nın pozisyonunu tekrar ettiğini dile getiren Ünal “Türkiye’nin Adana Mutabakatı çerçevesinde Suriye ile yapacağı bir genel uzlaşmayla teröre karşı PKK/PYD ve tüm türevlerine karşı ortak mücadele eylem planı çıkarmaları lazım. Bu da Adana Mutabakatı’nın güncellenmesiyle olabilir. Lavrov burada Rusya’nın pozisyonun tekrar etmiş oluyor. Şunu da söylemekte fayda var; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerine bakılırsa görüş ayrılığı da yok. Ama bazı üst düzey Türk yetkililer ‘Suriye muhalefetini görmezlikten gelerek Suriye ile uzlaşma sürecine giremeyiz’ diyor. Bunun gibi şeyler doğru değil. Türkiye iki konuya odaklanmalı. Biri buradaki sığınmacıların ilk adreslerine gönderilmesi için bir sürecin başlatılabilmesi; bu da teknik bir mutabakatın ardından hızlı bir şekilde çalışılarak gerçekleştirilebilecek bir süreç. İkincisi de Adana Mutabakatı’nı güncelleyerek, sadece PKK değil, PYD ve tüm türevlerinin de eklenerek güncellenmesi gerekli. Suriye devleti de oraya kendilerinin terör örgütü olarak gördüğü grupları eklemek isteyebilir, bu da kendi içinde mantıklı ve tutarlı olabilir. Sonrasında bunu uygulamaya koymak lazım. Bu yapıldığında zaten Rusya ile bir görüş ayrılığı kalmamış oluyor” diye konuştu.
‘Rusya’nın Türkiye ile çok sıcak ilişkileri var, Suriye yönetimi üzerinde de bir ağırlığı söz konusu’
Ünal “Türkiye’nin Ukrayna krizindeki rolü kolaylaştırıcıydı. Batı dünyasının Ukrayna’yı Rusya’ya karşı provoke etmekten vazgeçmesi veya Ukrayna’daki yönetimin çok sürpriz bir şekilde Rusya ile bir müzakere süreci istemesi halinde Türkiye bir kolaylaştırıcı role ilaveten belki arabuluculuk rolü bile üstlenebilir. Suriye konusunda ise Rusya taraflar arasında hem kolaylaştırıcılık hem arabuluculuk yapıyor. Bu normal. Çünkü Türkiye ile Rusya’nın çok sıcak ilişkileri var. Suriye yönetimi üzerinde de ağırlığı var. Bunlar yan yana getirildiğinde zaten Türkiye’nin Suriye ile uzlaşmasındaki anahtar arabulucu rolü oynayacak ülke mutlaka Rusya olur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.