Ulusal İstatistik Bürosu (UİB) verilerine göre, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH), Ocak-Aralık 2022 döneminde, önceki yıla göre yüzde 3 artarak 121 trilyon yuana (yaklaşık 18 trilyon dolar) ulaştı.
Bu, Kovid-19 salgınının ilk etkilerinin hissedildiği 2020'deki yüzde 2,2'lik büyümenin ardından Çin'de 1976'dan bu yana kaydedilen en düşük yıllık hasıla artışı oldu.
Büyüme oranı, Çin hükümetinin 2022 yılı için yüzde 5,5 civarında olmasını öngördüğü büyüme hedefinin gerisinde kaldı.
Çin ekonomisi, en son 1976 yılında kaydedilen daralmanın ardından geçen 46 yılın büyük bölümünde, 2020 yılı hariç, yüksek büyüme oranlarını sürdürmüştü.
Son çeyrekteki büyüme yüzde 2,9
Ulusal İstatistik Bürosu, yılın son üç ayındaki büyümenin yüzde 2,9 olduğunu bildirdi. Çin ekonomisi 2022'nin ilk çeyreğinde yüzde 4,8, ikinci çeyreğinde yüzde 0,4, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 3,9 büyüme kaydetmişti.
UİB verilerine göre sanayi üretimi, aralıkta yüzde 1,3, 2022'nin genelinde ise yüzde 3,6 arttı. Tüketimin ve talebin ölçüsü kabul edilen perakende satışlar ise aralıkta yüzde 1,8, yıl boyunca ise yüzde 0,2 azaldı.
Altyapı, taşınmazlar, makine ve donanım harcamalarını içeren sabit sermaye yatırımları yılın 12 ayında önceki yıla göre yüzde 5,1 artış gösterdi. Altyapı yatırımları yıllık yüzde 9,4, imalat yatırımları yüzde 9,1 artarken emlak sektöründeki krizin etkisiyle gayrimenkul yatırımları yüzde 10 azaldı.
Genç işsizliği hala yüksek
Kentlerdeki işsizlik oranı kasım ayında yüzde 5,7 iken, aralıkta yüzde 5,5'e geriledi. 16-24 yaş grubundaki işsizlik oranı ise kasımda 17,1 iken aralıkta 16,7'ye düştü. Temmuz ayında yüzde 19,9'a çıkarak rekor düzeye ulaşan genç işsizliği, yıl boyunca yüksek seyretti.
Ülkede 2022'de yaklaşık 12 milyon yeni istihdam yaratıldığı bildirilirken işsizlik rakamlarının hala yüksek olması, ekonomik toparlanmadaki kırılganlığa işaret ediyor.
Kovid-19 salgını ve kısıtlamalar büyümeyi etkiledi
Büyüme oranındaki dalgalanmada Çin'de Omicron vakalarının tetiklediği Kovid-19 salgınları nedeniyle uygulanan kapanma tedbirleri ve karantina kısıtlamaları etkili oldu.
Çin'in bu dönemde uyguladığı, "sıfır vaka" adı verilen salgın önleme politikası nedeniyle kalabalık nüfusu barındıran, kilit sanayi ve iş kollarına ev sahipliği yapan çok sayıda şehirde tam veya kısmi kapanmaya gidilirken, karantina, seyahat kısıtlamaları, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin askıya alınmasını gerektiren katı ve geniş ölçekli tedbirler, büyük çaplı ekonomik kayıplara yol açmıştı.
Pekin yönetimi, yılın son ayında Kovid-19 politikasında ani yön değişikliğine giderek kontrol tedbirlerine son vermiş, sınırlarını yeniden dünyaya açmıştı.
Çin'in nüfusu, 2022'de 1961'den beri ilk kez azaldı
Ulusal İstatistik Bürosunun (UİB) verilerine göre, Çin ana karasının nüfusu 2021'de 1 milyar 412 milyon 600 bin iken, 2022'de 1 milyar 411 milyon 800 bin olarak belirlendi.
Ülke nüfusu, 1960'ların başında Komünist yönetimin tarımda kolektifleştirme hamlesine giriştiği dönemde yaşanan kuraklık ve kıtlık yıllarından bu yana ilk kez azaldı. O dönemde 30 milyon kişinin yaşamını yitirmesi 1960 ve 1961 yıllarında ülke nüfusunun azalmasına yol açmıştı.
Doğum oranı 1949 yılından bu yana en düşük seviyede
Doğum oranı 2022'de binde 6,77'ye gerileyerek ulusal kayıtların tutulmaya başlandığı 1949 yılından bu yana en düşük seviye olarak kayıtlara geçti. Ülkede 2022'de 9,56 milyon bebek dünyaya gelirken, doğum sayısı önceki yıla göre yüzde 9,8 azaldı.
Ölüm oranı binde 7.37 olurken nüfus artış hızı eksi yüzde 0.6'ya düştü.
Uzmanlar, son yıllarda ekonomik büyümenin yavaşlamasının, çocuk yetiştirme ve yaşam maliyetlerinin artmasının ve son 3 yılda Kovid-19 salgını nedeniyle uygulanan katı kontrol tedbirlerinin nüfusta azalmayı tetiklediği değerlendirmesini yapıyor.
2016'dan beri nüfus artışı hızının azaldığı Çin'de hükümet, 1980'lerden itibaren uygulanan "tek çocuk" politikasını terk ederek önce 2016 yılında çocuk sahibi olma sınırını 2'ye çıkarmış, ardından 2021'de ailelerin 3 çocuk sahibi olmasına izin veren yasa değişikliğini kabul etmişti.
Hindistan nüfusunun bu yıl Çin'i geride bırakacağı tahmin ediliyor
Çin nüfusunun azalma eğilime girmesiyle, Hindistan'ın "dünyanın en büyük nüfusa sahip ülkesi" olarak Çin'i geride bırakacağı tahmin ediliyor.
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesinin yayımladığı "Dünya Nüfus Beklentileri 2022" raporunda, Çin nüfusunun 2023'ün başından itibaren "mutlak azalma sürecine" gireceği, Hindistan nüfusunun ise artışını sürdürerek dünyanın en kalabalık ülkesi olarak Çin'i geride bırakacağı öngörüsüne yer verilmişti.
Raporda Çin nüfusunun 2050'de 1 milyar 317 milyona, yüzyıl sonunda ise 766 milyona kadar gerileyeceğinin tahmin edildiği belirtilmişti.
Nüfus artış hızının eksiye düşmesinin, yaşlanan nüfusla birlikte gelecekte Çin'in iş gücü potansiyelinde azalmaya yol açacağı, bunun ekonomiye etkilerinin hissedileceği öngörülüyor.