Rus gazeteci ve belgeselci Andrey Medvedev'in Donbass'ta sekiz yıldır yaşayan trajediyi ve yürütülen özel askeri operasyonu temel alan belgesel dizisinin 'Kurtuluş' bölümünün gösterimi, bugün Rusya Federasyonu'nun İstanbul Başkonsolosluğu'nda gerçekleştirilidi.
Rusya'nın özel askeri operasyonuna katılan askerler ve Donbass halkıyla görüşülerek hazırlanmış olan belgeselde, çatışmanın temel dinamikleri konu alınıloyor. Batı'nın desteğiyle 2014'te gerçekleştirilen Kiev darbesinin ardından Ukrayna'nın Rusça konuşan nüfusunun aşırı milliyetçi güçlerin saldırıları karşısında sekiz yıllık direnişleri aktarılıyor. Belgeselde, BM onaylı Minsk anlaşmasının Kiev ve Batı tarafından de fakto 'öldürülmesinin' ardından bölgedeki özerk cumhuriyetlerin sakinlerinin Rusya'nın özel askeri operasyonuyla bekledikleri 'kurtuluşun' gelişi işleniyor.
'Kurtuluş' belgeseli gösterimi vesilesiyle açıklama yapan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, gelinen aşamada Ukrayna'nın 'Batı'nın paralı askerine' dönüştürüldüğünü vurguladı. Rusya'nın Ukrayna halkına karşı değil aşırı milliyetçi banderist rejimle mücadele ettiğinin altını çizen Buravov, "(Batı tarafından) Ukrayna’ya para ödeniyor, silah teslimatı yapılıyor ve istihbarat bilgileri veriliyor, nereye ateş edeceği ve saldıracağı söyleniyor. Bunlardan ıstırap çeken ise başkalarının amaçları uğruna savaşmak mecburiyetinde kalan kardeş Ukrayna halkıdır" vurgusu yaptı.
Donbass'taki mücadelenin 'Ruslaştırma' girişimi gibi sunulmasının yanlışlığına dikkat çeken Buravov, şu ifadeleri kullandı:
"Halbuki durum kesinlikle böyle değil. Şunun anlaşılması çok önemli; Biz Ukrayna halkına karşı değil, 2014 yılından itibaren Batı tarafından desteklenen ve Anayasa karşıtı darbe sonucunda iktidara gelen, Ukrayna’nın Rus ve Rusya ile ilgili her şeyden arındırılması ve Nazi destekçilerinin kahramanlaştırılması rotasını deklare eden suçlu milliyetçi rejimine karşı savaşıyoruz"
Donbass halkının bu rejimi kabul etmemesinden ötürü sekiz yıllık kanlı bir savaş yaşandığını anımsatan Buravov, belgeselde de sivil halkın Kiev'in zulmü altında nasıl yaşayarak direndiğinin ortaya serildiğinin altını çizdi
'Kiev Minsk anlaşmasına uysaydı, her şey farklı olurdu'
Rusya Başkonsolosu, Ukrayna ve Batılı destekçilerinin 2015 tarihli ve BM onaylı Minsk anlaşmasını uygulamamakta diretmesi, Donbass'a yönelik saldırıya hazırlanması ve Ukrayna'yı Rusya'ya karşı saldırganlığın üssü haline gelmesinin özel harekata yol açtığının altını çizdi. Burovov, “Eğer Kiev de bu anlaşmanın şartlarını yerine getirmiş olsaydı Ukrayna’da her şey başka türlü olurdu” vurgusu yaptı.
'Güvenlikle ilgili teklifler görmezden gelindi'
Buravov, Minsk sürecinin garantörleri olan Almanya ve Fransa'nın eski liderleri Angela Merkel ve Françoise Hollande'ın kısa süre önce yaptıkları söyleşilerde BM onaylı Minsk anlaşmasını da Ukrayna ordusunu güçlendirmek üzere zaman zamanmak için ve hiç uygulamama niyetiyle yaptıklarını itiraf ettiklerini belirtti.
Moskova'nın geçen yıl ABD ve NATO'ya güvenlik mimarisi anlaşmaları dahil olmak üzere çok sayıda teklif götürmesine rağmen görmezden gelindiğini anımsatan Buravov, özel askeri harekatın bitirilmesinin yalnızca Rusça konuşan nüfusa zulüm ve ayrımcılığın sona ermesi ve Ukrayna topraklarından Rusya'ya yönelik bir tehdit oluşturulmaması halinde mümkün olduğunu vurguladı.
'Türkiye'nin arabuluculuk gayretlerini takdirle karşılıyoruz'
Buravov, Türkiye'nin bu süreçte arabuluculuk çabalarının idrakı içerisinde olduklarını belirtirken, daha önce üçlü formatta görüşmeler ve 2022 Mart ayı sonlarında İstanbul'da Kiev tarafının teklif sunduğu temaslara atıf yaptı. Ancak Buravov bu diplomatik çözüm girişimlerin bizzat Kiev'in sponsorları tarafından engellendiğini de anımsattı. Buravov, Rusya'nın 'samimi olarak barış isteyen ve bunun için çaba sarf eden bütün güçlerin gayretlerini takdirle karşıladığının' da altını çizdi.
Donbass 'Kurtuluş' belgeseli bölgede yaşayanların son sekiz yıldır başlarına gelenler, beklentileri ve özlemlerini ortaya sererken, Buravov, bu hakikatlerin özellikle Batı'da gösterilmediğini de dikkat çekti.