Gazeteci Tuğba Tekerek, Anadaolu’da farklı noktalarda açılan 5 üniversiteye dair ilginç detayları paylaştığı yeni kitabı 'Taşra Üniversiteleri - AK Parti’nin Arka Kampüsü'nü Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.
Tekerek, "AK Parti’nin yüksek öğretim sistemini genişletme politikası 2006 yılında, ‘her ile bir üniversite’ politikasıyla başlamıştı o dönemde 3 yılda 41 ile 41 üniversite açıldı. 41 üniversiteden 5’ini örnek olarak seçtim. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Yalova Üniversitesi, Giresun ve Kilis 7 Aralık üniversitelerini örnek olarak seçtim. Ayrıca hem sosyal medyadan hem de başka kanallardan diğer üniversitelere de baktım ama bu seçmiş olduğum beş üniversitenin kampüslerine en az iki kez giderek orada öğrencilerle ve akademisyenlerle görüştüm. Kitabı bu şekilde hazırladım" dedi.
Giresun Üniversitesi öğrencilerinin üçte birinin ilçelerde okuduğunu kaydeden Tekerek, şöyle devam etti:
"Nurettin Canikli’nin ifadesiyle söylemek gerekirse, ekonomik canlanma topyekün olmalı, bütün ilçelere yayılmalı. Tercüme edersek, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesindeki ya da Bulancak ilçesindeki esnaf da bu üniversiteden kazanmalı. Tamamen bu mantık üzerine oluşturulan bir sistem var ve bunu dolmuşçular gerçekten hangi fakültenin ya da yüksek okulun nereye açılacağı konusunda çok etkililer. Yeni fakülte açılacağı zaman çiçek yaptırıp rektörün kapısına gidiyorlar ve biz bu yeni üniversiteye talibiz diyorlar. Hemşirelik bölümü bir yerde, ebelik bölümü bir yerde, acil tıp teknisyenliği bölümü bir başka yerde. Hiçbir programlama olmaksızın fakrı farklı yerlere dağılmış olduğu için öğretim üyesi bulmak da maketleri bulmak da ya da laboratuvar oluşturmak da mümkün olmuyor. Şebinkarahisar’da acil tıp teknisyenliği okuyan bir öğrenciyle konuşmuştum. Birinci sınıftayken ne laboratuvarımız vardı ne de maketimiz vardı demişti."
Nerede açılacağına kim karar veriyor?
Tekerek, şunları söyledi:
"Giresun Üniversitesi Rektörü ilçelerden bir tanesine gidiyor ve oradaki ilçe esnafının ileri gelenleriyle bir araya gelmiş ve ileri gelenler fakülte açılsın diyorlar, rektör de, ‘bakın buraya fakülte açılırsa buraya bu kadar öğrenci gelmez ama yüksekokul açsak oraya gelirler’ diyor. Giresun Üniversitesi 2015 yılında üç hafta geç açılmış ve açıldığında bu olaya tepki koyan Giresun Otel ve Kahveciler Odası idi. Sonrasında açıklama yaptılar, ‘şehrimizde bu sene fındık üretimi kötü ve şehrimizde para sirkülasyonu yok. Öğrenciler, esnafımızın baş tacı ve bu konuda acilen bir açıklama bekliyoruz’ diyorlar. Burada mesele iyi eğitim vereceğimiz üniversiteler kuralım, akademisyenlerin uluslararası çapta araştırmalar yapacağı üniversiteler değil öncelikli hedeflerden birisi bölgeye ekonomik hareketlilik sağlamak. Dolayısıyla böyle bir eğitim sistemi kurunca ya akademisyen yok ya da maket yok. Dolayısıyla öğrenciler kalp masajını tahtaya çizildiği gibi öğreniyor. Giresun Tıp Fakültesi’nde önceki yıllarda, ‘nöroloji dersine fizik tedavi hocası giriyor’ demişti bir öğrenci ve ders programına baktığınız da öyle görüyorsunuz. Pek çok hoca alanı olmayan konuda ders veriyorlar. Munzur Üniversitesi psikoloji bölümünün öğretim üyesi kadrosunda psikolog yok. Öğrenciler orada eğitim alıyorlar ve ileride psikolog olacaklar.
Bingöl Üniversitesi sosyal hizmet bölümü öğrencisiyle konuştum ve bana dediği şuydu, ‘bu yıl mezun olacağız ve arkadaşlarla aramızda konuştuğumuz tek şey mezun olduktan sonra biz ne yapacağız? Mezun olduktan sonra elimizdeki tek şey üzerinde Bingöl Üniversitesi yazan bir diploma olacak’ demişti. O diploma o öğrencilere hiçbir şekilde güven vermiyordu."