Yazar Irmak Zileli, Radyo Sputnik’te yayınlanan Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Eşik ile 2012 Yunus Nadi Roman Ödülü’nün, Son Bakış ile 2020 Duygu Asena Roman Ödülü’nün sahibi olan Irmak Zileli, bu kez ‘Bende Ölen Sensin’ ile bütün doğallığıyla, soluksuz ve sansürsüz akıp giden bir bilince ses veriyor: Bende Ölen Sensin, çoğumuza tanıdık gelecek, ‘kentli-beyaz yakalı’ bir adamın benliğinde öne çıkan arzuları ve karanlık köşelere pusu kurmuş korkuları titizlikle ortaya koyarken, ‘erkeklik’ mekanizmasının tik taklarına bir saat ustasının dikkatiyle kulak veriyor. O kaçınılmaz yüzleşme gelip çattığında, bildiğimiz dünya, gerekçeleriyle birlikte, defolarından çatlayıp tuzla buz oluyor.
Son romanına ilişkin konuşan Zileli, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınlara neler yaptığını önceki romanlarımda yazdım. Sonra şunu düşündüm: Peki erkeklere ne yapıyor bu sistem? Eril tahakküm, erkeklik mekanizması erkekleri neye zorluyor? Nasıl bir kalıba sokuyor? Heteronormatif bu yapı, erkeği nasıl biçimlendiriyor, nasıl bir baskı altına alıyor? Bunların üzerine düşünmeye başladım ve bunlar üzerine bir roman yazılsa nasıl olur diye düşündüm. İster heteroseksüel olsun ister olmasın bu yapının erkekleri nasıl şekillendirdiğini ve nasıl bir baskı altına aldığını göstermek ve aynı zamanda erkeğin, erkek üzerinde yarattığı iktidar mekanizmalarını görünür kılmaya çalıştım” ifadelerini kullandı..
Zileli, “Yazar, bir bakıma zihin okuyan kişidir. Çünkü yazar, sadece hareketleri gözlemlemez, sadece olan-bitene bakmaz. Bir insanı gözlemlerken, şu an onun zihninden neyin de geçtiğini okumaya çalışır, onun yerine geçer. Yazmak, empati kurma becerisidir. Empati kurma becerisi, hayatın içine yatılmış bir beceridir. Bu beceri, sadece yazarken olacak bir beceri değildir. Yazar, karakterlerin yerine geçecekse, kendisi olmayı bırakması gerekir” dedi.