SEYİR HALİ

BBP Eski Milletvekili Şendiller: Ülkücüsüyle devrimcisiyle Anadolu’nun gençliği çok çile çekti

BBP Eski Milletvekili Ökkeş Şendiller, Sinan Ateş cinayeti konusunda “Muhsin Yazıcıoğlu ile benzerliğini yakından görüyorum. İkisi de 12 Eylül öncesi gençliğin kavgasından rahatsız olan insanlardı. Ülkücüsüyle devrimcisiyle Anadolu’nun yerli ve milli gençliği çok çile çekti. Eğer gençlik o kavgaları yaşamamış olsaydı Türkiye bu halde olmazdı” dedi.
Sitede oku
Büyük Birlik Partisi (BBP) Kahramanmaraş Eski Milletvekili Ökkeş Şendiller, Sinan Ateş cinayetini, 1980 öncesi siyasal ortamı ve benzer cinayetlerin ele alınış biçimini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Şendiller, geçmişte yaşanan cinayetlere ve siyaset ortamına “Bu rahmetli olan Sinan Ateş ile başlayan bir olay değil. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu da çirkin bir operasyona kurban gitti. Bugün 14 sene oldu. Özellikle son yıllarda iktidarın siyasetçilerin ağzını düzeltmesi, doğru şeyler yapması lazımdır. Adalete, özgürlüğe, insan hayatına saygı göstermesi lazımdır. Bunu göremiyoruz. Çocuklarımıza torunlarımıza siyasetçilerin tartışmalarını seyrettiremez hale geldik. Sağıyla soluyla, ülkücüsüyle devrimcisiyle Anadolu’nun yerli ve milli gençliği çok çile çekti. Sıkıntılı günler yaşadı. Bizden sonra gelen kuşak akıllı değerlendirdi. 12 Eylül darbesinden sonra yeniden o günleri yaşamamak için herkes elinden geleni yaptı ama siyasetçiler bu hassasiyeti göstermedi” diye dikkat çekti.

‘Hiç olmazsa bir rahmet bildirmek, taziye iletmek herkesin vazifesidir’

Sinan Ateş’in yakınlarına başsağlığı dileyen Şendiller, korkutucu gördüğü olayları değerlendirerek, “Sinan Ateş yeni şehit olmuş, suikaste kurban gitmiş kardeşimizdir. Allah rahmet eylesin. Özellikle yakınlarına, çocuklarına, eşine, babasına başsağlığı diliyorum. Hiç olmazsa bir rahmet bildirmek, taziye iletmek herkesin vazifesidir diye düşünüyorum. TBMM’de birbirine karşı tavırları gördüğümüz zaman yeniden korkuyoruz. Şundan korkuyoruz: Onlarca gazeteci, arkadaşımız, vatandaşımız saldırılara uğradılar. Ana muhalefetin genel başkanı şehit cenazesinde saldırıya uğruyor. Bütün güvenlik kuvvetlerinin gözünün önünde oluyor. Saldırıyı yapan, yumruk atan, ‘yakın bunları’ diye bağıranlar organize olmuş bir ekipti. Yumruk atan şahıs inek hırsızlığından dolayı cürümlü bir karakter, iktidar partisi maalesef, utanarak söylüyorum, kahraman gibi karşıladı. Sayın muhalefet liderinin etrafındaki olanlar kendisi vasıtasıyla koruması dahil susturulup durdurulmasa orada olacakları ben düşünemiyorum. Biz bu tür olayları yaşayarak gelmiş insanlarız. Geçmişi hatırladım, geçmişi düşündüm” şeklinde konuştu.

‘Muhsin Yazıcıoğlu ile benzerliğini yakından görüyorum’

Şendiller, Sinan Ateş ve Muhsin Yazıcıoğlu arasında gördüğü benzerlikleri vurgulayarak, “İstanbul’da İYİ Parti’nin il başkanına saldırı oluyor, buna verilen 1500 lira ceza. Bu tezgahların parçası olanları güçlendiriyor, hareketlendiriyor. Onlara yol gösteriliyor gibi bir durum var. Sinan Ateş hepimizin kardeşi, bu memleketin yetiştirdiği güzel insanlardan birisidir. Muhsin Yazıcıoğlu ile benzerliğini yakından görüyorum. İkisi de 12 Eylül öncesi daha önceki gençliğin ülkücüsüyle devrimcisiyle kavgasından rahatsız olan insanlardı. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun 1977-78’lerde ‘eller kalem tutmalı, silah değil’ diye kampanyalar başlatıldı. Birileri devreye girdi. O barışı, kardeşliği, Anadolu’nun yağız delikanlılarının kavgasının önlenmesinde faaliyet göstermediler. Bilerek yapıldı, bilerek oldu. Eğer o gençlik o kavgaları, yanlış olayları yaşamamış olsaydı sağıyla, soluyla, devrimcisiyle, ülkücüsüyle kim olursa olsun bugün Türkiye bu halde olmazdı. Darbeleriyle işkenceleriyle haksız saldırılarıyla yaşamış olan gençlik, 12 Eylül sonrası tekrar bu günleri yaşamamak için yaşantıları anlatarak hepimiz bir vazife peşindeyiz. Bir görev, rol üstlendik” dedi.

‘Siyaset birbirine saldırıdan uzaklaşmalı’

Açıklamaların yetersiz olduğunu belirten Şendiller, siyaset ortamı konusunda “Arkadaşlarımızdan Selçuk Özdağ, Yavuz Selim Demirağ’a benzer onlarca arkadaşımız aynı saldırılara uğradılar. Sonuç ne oldu? Yok bişey. Şimdi bir de Ankara’nın göbeğinde, Çukurambar denen bölge siyasetçilerin, varlıklı ailelerin, devleti idare edenlerin yaşadığı bir bölgedir. Gözlerinin önünde oldu. Bugün beşinci gün oldu. Sadece laf konuşuluyor. Siyaset birbirine saldırıdan uzaklaşmalı, ağzını düzeltmeli, adaleti ve hukuku Türkiyenin yaşayacağı hedef olarak ortaya koymalı ve neticesini göstermelidir. Göstermez ise buradan cesaret alan suikastçiler ve arkasında onları destekleyenler daha çok iş yaptırır. Özellikle seçim dönemine giriyoruz. Adalet bekliyoruz” diye konuştu.
Yorum yaz