Türkiye’nin 2021 yılında arkasına aldığı dış politikada normalleşme hamleleri 2022’de de sürdü. 2022’yi ‘normalleşme yılı’ olarak nitelendirdiğini söyleyen Türk yönetimi, sorun yaşadığı Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İsrail’e dönük olumlu adımlar attı. Avrupa Birliği ve ABD ile kronik problemleri devam eden Türkiye, Suriye ile resmi temaslara da başladı.
Tüm dünyanın gözlerinin Ukrayna krizinde olduğu bir süreçte tarafsız duran ve arabuluculuk rolüyle öne çıkan Türkiye, her iki ülkenin barış görüşmelerine ev sahipliği de yaptı, tahıl koridorunun baş mimarlarından biri de oldu. Türkiye Rusya’nın Donbass’a yönelik özel operasyonunda Batı ülkelerinin aksine yatıştırıcı bir politika izledi. Türkiye, Rusya’ya yönelik uygulanan Batı yaptırımlarına katılmadı ve her iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler, yılın ilk 10 ayında, 56 milyar dolar seviyesine çıktı. Hem Ukrayna hem Rusya ile konuşabilen neredeyse tek ülke konumundaki Türkiye, Rusya’nın vasıtasıyla enerjide merkez noktası olma hedefine biraz daha yaklaştı. Türkiye Rus lider Vladimir Putin’in ‘doğalgazda merkez’ olma planına olumlu bakıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu plana yönelik şu ifadeleri kullandı:
“Putin ile görüşmelerimiz oldu, adımlarımızı attık, atıyoruz. Özellikle Trakya doğalgazda bir HUB (Enerji Dağıtım Merkezi) haline gelecektir.”
Avrupa ülkelerinin Rusya’ya petrol ve doğalgazda büyük oranda bağımlı olmasına rağmen kendi halklarının çıkarlarına ters bir şekilde Moskova’ya enerji kaynaklarında yaptırım uygulaması nedeniyle Putin, Avrupa’ya gidecek doğalgazın nihai fiyatının da Türkiye’de kurulacak doğalgaz merkezinde belirleneceğini açıkladı.
Gıda krizine yönelik koridor ve Afrika’ya ücretsiz tahıl tedariki
Batı’nın uyguladığı yaptırımlar sadece kendilerini vurmakla kalmadı aynı zamanda gıda krizine de neden oldu. Rus gemilerine ve bankacılık faaliyetlerine ket vurmak isteyen Batı ülkeleri hedeflerini eyleme dökünce, tahıl ihtiyacının bir kısmını Rusya’dan karşılayan Afrika ülkeleri, bu ihtiyacına ulaşamamaya başladı. Öte yandan, yine Afrika’ya tahıl tedariği sağlayan bir başka ülke olan Ukrayna, yönetiminin Karadeniz’de yaptığı mayınlamadan ötürü bunu sağlayamamaya başladı. Bu konuda Türkiye’nin attığı adımlar sonuca ulaştı ve Birleşmiş Milletler, Rusya ve Ukrayna ile masaya oturulmasıyla bir ‘tahıl koridoru’ açıldı. Ancak bu koridor hem Rusya hem Türkiye tarafından daha çok gelişmiş ülkelere tedarik sağlanması dolayısıyla çokça eleştirildi. Buna göre Rusya ‘güvenilir ortağı’ Türkiye’nin katılımıyla Afrika’ya 500 bin ton tahılı ücretsiz gönderebileceğini açıkladı.
‘Siyasette küslük olmaz’: Şam ile 11 yıl sonra ilk resmi temas
Suriye ile halihazırda istihbarat kurumları arasında devam eden görüşmelerin, diplomatik boyuta çıkarılması isteğinin Türkiye tarafından dile getirilmesi, yılın bir başka dış politika değişikliği oldu. Zira Türkiye ile Suriye arasında 10 yılı aşkın bir süredir diplomatik ilişkiler askıya alınmış durumda. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 16 Ağustos tarihinde yaptığı bir konuşmada Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapması ve ‘kalıcı bir istikrar ve barış için uzlaşının şart olduğunu’ söylemesiyle başlayan bu gündem, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme ihtimalinin sorulması üzerine verdiği “siyasette küslük ve dargınlık olmaz” cevabıyla tepe noktaya ulaştı. Rusya tarafından da sıcak karşılanan bu hamle için Kremlin’de görüşmenin Rusya’da yapılabileceği açıklaması geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz” ifadelerinin ardından ise Suriye ile 11 yılın ardından ilk resmi temas geldi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile iki ülkenin istihbarat başkanlarıyla Moskova'da bir araya geldi. Hem Suriye hem Türkiye tarafından olumlu geçtiği açıklanan görüşmelerin devamı konusunda da mutabık kalındı.
İsrail’le tam diplomatik ilişkilere geri dönüş
Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı ve ‘one minute’ çıkışı gibi pek çok krizden geçen İsrail ile Türkiye ilişkileri 2022 yılında yeni bir boyut kazandı. İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşme adımları arkasında gelen Türkiye ile ilişkileri düzeltme adımları, karşılıklı olarak büyükelçilerin atanması kararıyla tepe noktasına ulaştı. 23 Haziran’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İsrailli mevkidaşı, daha sonra başbakan olacak, Yair Lapid’in ortak basın açıklamasında ilişkilerin büyükelçi seviyesine çıkacağı duyuruldu. Çavuşoğlu’nun aynı zamanda Filistin meselesi konusunda Türkiye'nin ikili devlet çözümü önerisinin geçerli olduğunu vurguladığı açıklamada ‘çalışmaların başladığı’ söylendi. Karşılıklı büyükelçilerin atanması kararı ise 17 Ağustos’ta geldi. Buna göre, Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’ne Şakir Özkan Torunlar, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’ne ise Irit Lillian atandı. İki ülke arasında havacılık alanında bir işbirliği anlaşması imzalandığı da ilan edildi.
BAE ile Türkiye arasında ‘yeni bir dönemin başlangıcı’
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında ilk normalleşme adımları 2021 yılında atılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şubat ayında gerçekleştirdiği ziyaretle beraber ülkeler arasında ‘yeni bir sayfa’ açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed Bin Zayid Al Nahyan başkanlığındaki heyetler arası görüşmeden sonra savunma sanayii, sağlık, iklim değişikliği, sanayi, teknoloji, kültür, tarım, ticaret, ekonomi, kara, deniz taşımacılığı, gençlik, afet yönetimi, meteoroloji, iletişim ve arşiv alanında 13 anlaşma imzalandı. Bu ziyaret her iki ülke tarafından 'yeni bir dönemin başlangıcı' olarak nitelendirildi. Daha sonra Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından ziyaretler gerçekleştirilen BAE ile serbest ticaret anlaşması imzalanacağı duyuruldu, uzay alanında işbirliği yapıldı ve 'Ortak Stratejik Güvenlik Diyaloğu'nun kurulacağı da açıklandı.
Kaşıkçı davasının devrinin ardından: Suudi Arabistan’dan Merkez Bankası’na 5 milyar dolar
2018 yılında gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi üzerine gerilen Suudi Arabistan-Türkiye ilişkileri davanın Suudilere devredilmesi üzerine başka bir devreye girdi. Halihazırda 2020’den beri devam eden normalleşme süreci için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüşmesinin ardından, BAE ile olduğu gibi, 'yeni bir dönem' vurgusu yapıldı. Arap Baharı döneminde farklı kutuplarda olan iki ülke arasındaki ilişkilerin ‘yeni dönemi’ ise ekonomik ve ticari vurgularla devam ediyor. Gerilim sürecinde Türkiye’ye gayri resmi bir ambargo uygulayan Suudi Arabistan yönetimi, bunun aşılmasının ardından Türkiye’ye yatırım teşviki geliştirdi, Türkiye Merkez Bankası’na 5 milyar dolar aktardı. Hem BAE hem Suudi Arabistan’ın Türkiye ile yakınlaşmasının en önemli dönüm noktalarından biri de Türkiye ile çok sıkı ilişkileri olan Katar’a yönelik ambargoyu sonlandırması.
Mısır ile inişli çıkışlı süreç: Dünya Kupası’na damga vuran fotoğraf
2013 yılında Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevinden uzaklaştırılmasıyla siyasi ilişkilerinin maslahatgüzar seviyesine çekildiği Mısır ile Türkiye arasında yeni gelişmeler oldu. Halihazırda 2021 senesinde başlayan normalleşme sürecinin Kasım ayında Mısır’dan gelen bir açıklamayla durdurulduğu duyuruldu. Türkiye’nin Libya’daki Ulusal Birlik Hükümeti’yle imzaladığı hidrokarbon anlaşmasının sonrasında Mısır’dan gelen açıklamayla ‘Ankara'nın Libya politikalarını değiştirmeye dair hiçbir işaret göstermemesi’ gerekçe gösterilerek temasın sona erdirildiği söylendi.
Dünya Kupası'nın açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi
© AA
Ancak 2022 Dünya Kupası’nın açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile ‘el sıkıştığı’ bir fotoğraf karesinin yayınlanması ilişkilerin sürecini tekrar gündeme getirdi. Bu karenin ardından Erdoğan ile es-Sisi’nin sadece bu görüntüyü vermedikleri, aynı zamanda Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin arabuluculuğu ile 45 dakika görüşme yaptıkları da ortaya çıktı. Erdoğan Mısır ile sürecin başladığını ve bakanlar seviyesinde devam edeceğini kamuoyuyla paylaştı.
Türkiye ile Ermenistan arasında karşılıklı uçuşlar başladı
Türkiye ve Ermenistan arasında bu sene başlayan normalleşme süreci ise hala devam ediyor. İlk 14 Ocak’ta Moskova’da gerçekleştirilen toplantının ardından, sürece özel atanan büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan Meclis Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan 3 kez daha bir araya geldi. İlk toplantıdan ise somut bir sonuç çıktı. Buna göre, 2020’de biten Türkiye ile Ermenistan arasındaki uçuşlar yeniden başladı. Bu kapsamda karşılıklı başlayan uçuş ilki 2 Şubat’ta İstanbul-Erivan seferi olarak yapıldı. Ülkeler arası müzakere edilen konuların başında ise kara sınırının iki ülkeyi ziyaret eden üçüncü ülke vatandaşlarının geçişine mümkün olan en yakın zamanda açılması geliyor. Son yapılan görüşmede bu konu üzerine mutabakata varıldı ve gerekli sürecin başlatılmasını karar verildi.
Türkiye ile Azerbaycan’ın imzaladığı Şuşa Beyannamesi yasalaştırıldı
Türkiye ile Azerbaycan’ın 15 Haziran 2021'de, Şuşa kentinde imzaladığı Şuşa Beyannamesi her iki ülkenin meclisleri tarafından yasalaştırıldı. Bu beyannameye göre, iki ülke ilişkileri resmen müttefiklik düzeyine çıkarılıyor. Aynı zamanda bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüklerine ilişkin herhangi bir tehdit ve risk olması durumunda BM Anlaşması doğrultusunda karşılıklı askeri destek sunmak konusunda anlaştılar.
Azerbaycan ve Türkiye bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüklerine ilişkin herhangi bir tehdit ve risk olması durumunda BM Anlaşması doğrultusunda karşılıklı askeri destek sunmak konusunda anlaştı.
Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’ndeki çok konuşulan fotoğraf
Türkiye’nin bu seneki dış politika adımlarını betimleyen bir fotoğraf daha dünya gündemine oturdu. Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki ülkelerin bir arada oturup konuşurken çekilen fotoğrafta, zirveye ilk defa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan da bulunuyor. Fotoğrafla beraber, zirvenin ardından Erdoğan’ın yaptığı “Hedefimiz Şanghay İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik” açıklaması da en az fotoğraf kadar konuşuldu. Türkiye örgüte, Özbekistan’ın davetiyle özel konuk olarak katıldı. Ukrayna kriziyle Batı’dan politik hamleleri bariz bir şekilde ayrılan Türkiye’nin burada verdiği fotoğraf ve zirveye katılması Batı basınına ‘Acaba ŞİÖ Türkiye için Batı’nın bir alternatifi olabilir mi’ sorusunu sordurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ŞİÖ Zirvesi'ne katılan liderlerle bir araya geldi
© AA