YAŞAM

Katledilen Münevver Karabulut'un ailesinden Cem Garipoğlu itirazı: Fethi kabir yapılsın

Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut'un, Cem Garipoğlu'nun 'mezarı açılsın' talebini reddeden savcılığa itirazda bulunuldu. Aile 'fethi kabir' yapılmasını istedi.
Sitede oku
İstanbul’da 13 yıl önce Münevver Karabulut’u vahşice öldüren ve cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu davası ile ilgili yeni gelişme yaşandı.
Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu’nun özel haberine göre, Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar etmediğini savunarak, kaçtığını veya kaçırıldığını öne süren Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, suç duyurusunda bulunmuştu. Yapılan başvuru geçtiğimiz günlerde savcılık tarafından "kovuşturmaya yer olmadığına" kanaat getirilerek reddedildi.
Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması talebi reddeden savcılık, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi'nce yapılan incelemede ölen kişiden alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu'nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99.99 uyum olduğunu belirtti.
Dün ise önemli bir gelişme yaşandı. Karabulut Ailesi'nin avukatı Dr. Rezan Epözdemir ret kararına itiraz ettiklerini kaydetti. Epözdemir yaptığı açıklamada, "Takipsizlik kararına itiraz ettik, adaletin tecelli edeceğini ve kamu vicdanını gözeten, yargının saygınlığını ve güvenilirliğini tesis eden bir karar verileceğini umut ediyoruz" dedi.
İtirazda ise şu detaylar yer aldı: "Cem Garipoğlu tutuklu olduğu dönemde Metris 1 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunmuş olup daha sonra Silivri 5 No'u L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na geçiş yapmıştır. Şahsın hükmü infaz edilirken 10 Ekim 2014 tarihinde intihar ettiği haberleri yapılmıştır. Ancak halihazırda ölüp ölmediği veyahut firar edip etmediği bilinmemektedir. Her ne kadar şahıs adına bir mezar yapılmış ve bir naaş gömülmüşse de gömülen naaşın Cem Garipoğlu olup olmadığı bilinmemektedir ve kamuoyunda aksi yönde pek çok haber bulunmaktadır.
Garipoğlu ailesi, müteveffanın katledilmiş olduğu ve kanının bulaşmış olduğu koltukta fotoğraf çektirmiş ve bunu 2021 yılının ortalarında sosyal medya hesaplarından paylaşarak şahsın ölmediği konusundaki şüpheleri arttırarak adeta Karabulut ailesine mesaj vermiştir. Söz konusu paylaşımın ardından acılı baba Süreyya Karabulut tarafımıza ulaşarak suç duyurusu dilekçemizin ekinde yer alan ıslak imzalı dilekçeyi teslim etmiş ve Cem Garipoğlu'nun ölmediği, kaçırıldığı iddialarına ilişkin olarak gerekli başvuruları yapmamızı talep etmiştir. İşbu sebepten, huzurdaki suç duyurusunu yapma zaruretimiz hasıl olmuştur.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tesis etmiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar gerek yazılı gerekse görsel basında büyük tepkiye yol açmıştır. Kızını genç yaşta hunharca katledilerek kaybeden bir ailenin meşru talebinin görmezden gelinmesi ve dosyanın adeta üstünün kapatılması kamuoyu vicdanını ve adalet duygusunu derinden zedelenmiştir.
Öncelikle ve önemle belirtmek isteriz ki, Cem Garipoğlu'nun ölmediği ve yurt dışına kaçtığı iddiaları basın tarafından sıklıkla dile getirilmekte olup bu iddialar, acılı Karabulut ailesinin acısını oldukça artırmaktadır.
Münevver Karabulut cinayeti, Türk toplumunda kadına yönelik şiddete tepki gösterilmesi bilincinin yerleşmesi açısından adeta bir mihenk taşı olup, bu cinayeti işleyen kişinin cezaevinden kaçırılmış olması ihtimali dahi telafisi güç ve imkansız zararlara yol açabilecek niteliktedir. İşbu sebepten, katil şahsın gerçekten ölüp ölmediğinin titizlikle araştırılması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile, üstün körü bir soruşturma ile yetinilmemelidir.
Görüldüğü üzere, her ne kadar Cem Garipoğlu'nun intihar ettiği iddiasına yönelik olarak Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nda soruşturma yürütülmüş ve neticesinde ölenin Cem Garipoğlu olduğuna dair tespitlerde bulunulmuşsa da Cem Garipoğlu'nun ölmediği; ancak "öldü" diye lanse edilerek cezaevinden kaçırıldığı (kaçtığı) iddiaları uzun yıllardır kamuoyunda dile getirilmektedir. Kamuoyunda oluşan bu düşüncenin evleviyetle giderilmesi gerekmektedir. Bunun yegane yolu ise etkin bir soruşturmanın yürütülmesi ve Cem Garipoğlu'na ait olduğu iddia edilen mezarın açılmasıdır. Zira kamu vicdanı ve adalet duygusu da bunu gerektirmektedir.
Her ne kadar Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şahıstan alınan DNA örneği ve Cem Garipoğlu'nun anne-babasının DNA örneğinin yüzde 99,99 uyumlu olduğu belirtilerek KYOK verilmişse de belirtmek isteriz ki mezarda bulunan cansız bedene ilişkin hiçbir zaman değerlendirme yapılmamıştır. Diğer bir ifade ile, mezarın açılması ve mezarda bulunan cansız bedenin DNA incelemesinin yapılması, mezarda bulunanın kim olduğunun tespiti için yeterli olacak, kamuoyunu rahatlatacaktır. Oysaki, mezar açılmamış ve inceleme yapılmamıştır. Cem Garipoğlu'nun ölüm hadisesine ilişkin olarak yürütülen soruşturmada ölenin Cem Garipoğlu olmadığı, DNA'ların bilerek farklı gösterildiği, ölen başka bir şahsın gömüldüğü ve cezaevindeyken sürekli Çince çalışan Cem Garipoğlu'nun yurt dışına kaçırıldığı iddiaları, savcılığın kararı ile daha yüksek sesle söylenir hale gelmiştir."
Yorum yaz